170 kalsiyum karbonat. Yüksek dozlarda zehirleyici. Safra, böbrek taşı, hemoroit, müzmin kabızlık, fistül kanaması gibi hastalıklara neden olabiliyor.
E 471, E 477 mono ve di-gliseridler ve modifiye edilmiş fırkaları. Bitkisel ve hayvansal olabilir. Domuzdan elde edilenleri de var.
E 280 propiyonik asit, E 281 sodyum propiyonat, E 282 kalsiyum propiyonat, E 283 potasyum sorbat. Koruyucu olarak kullanılır. Migren ağrılarına neden olabilir. Ekmeklerde yaygın olarak kullanılıyor.
E 200 sorbik asit. Cilt kaşıntılarını ortaya çıkartıyor.
E 420 sorbital. Kıvam artırıcı, tatlandırıcı, nem tutucu... Bebek ve küçük çocuk gıdalarında kullanılması yasaktır. Fazla miktarlarda alınırsa baş ağrısı, susuzluk, bulantı ve kan şekerinin yükselmesine neden oluyor.
E 920 sistain: insan saçından, başta domuz olmak üzere hayvan kılından, tavuk tüyünden elde edilir.
E 924 potasyum: Un işleme ajanıdır. Fazla miktarda alınırsa bulantı, kusma, ishal ve sancı yapıyor. *E 928 benzoil peroksit: Unu beyazlatmak için kullanılıyor. Ekmeklere bunları dışında çeşitli boyalar konuluyor.
işlemden geçmiş un eldesidir, sağlıksızdır ancak.
zaten çok ekmek yemem; ancak kahvaltıda, patlıcan yemeğinin yanında ve de ekmek arası olarak yerim. ama yediğim zaman o da bu olur. esmer ekmek sevemedim bir türlü.
Sıcacık, çıtır çıtır olduğunda, tüm ekmeklere meydan okuyacak güzellikte ve lezzette olsa da, ne yazık ki, sağlıklı olmayandır.
Artık birçoğumuzun sofrasında, Çavdar, tam buğday, köy ekmeği, tahıllı ekmek gibi, sağlıklı olduğu ve sindirim sistemiyle dost olduğu söylenen ekmekler var, ama beyaz somun ekmeğin yeri apayrıdır.
Çocukluğumuzdur, ilk gençlik yıllarımızdir, salça sürüp yediğimizdir.