o da bir gün beyaz atletli, göbekli bir erkek olma şerefini tadacaktır. beyaz atı da bir kasaba satar, parasıyla lada samara alır. kız da ''beyaz atlı prens diye aldık bu da bozuk çıktı'' diye kaderine sövüp durur.
yarı ölü bir kızla cam fanusun içinde karşılaşan, cam fanusu açıp kızı dudişlerinden öpen ve uyandıran; kız uyanınca da kızın yedi tane cüceyle beraber bir ormanda yaşadığını öğrenen, ayrıca kızın annesinin de cadı olduğu kulağına fısıldanmasına rağmen bu kızla evlenmeyi göze alan salaktır.
gerçekte var olmayan erkekti.
çünkü o kapitalizm ürünü bir erkekti...
masallar daha çok kız çocuklarına hitap eder, kız çocuklarının iç dünyalarını şekillendirir. günümüz erkek ve kızlarının tercihleri de hep bu masallarda ki presnlere ya da tv uyarlamaları kadın ve erkeklere kaymıştır. malesef böyle.
Var öyle prens. Benim kardeşim. Valla kız arkadaşı ülkenin en şanslı kızı.
Diyeceğim o ki, değerli hemcinsim,inanma yok diyenlere. Ha seninle olur mu olmaz mı, işte o kader. Hayatını prenses gibiymiş gibi yaşa. Beyaz hayatlı prenses ol.
prens olması ve atının beyaz olmasından başka hakkında bir bilgi yok.
malumatfuruşluk yapmak istemem ama hakkında bu kadar az bilgi bulunan birini beklemek.. bence hiç mantıklı değil.