yıldızların bulutların ardına saklandığı karanlık bir gecede çok garip şeyler olmuş. o kadar garipmiş ki olayın kahramanları bile kendini tanıyamaz hale gelmiş. hani hep masallarda oradan oraya şarkı söyleyerek koşturan, yaşlıların yardımına koşan, kuşlara ıslak ekmek ziyafeti çeken, "ah karınca kardeş seni ezmeyeyim dur şuradan uzun atlamayla geçeyim geçeyim" diyen gençkız bir anda kötü kalpli bir cadıya dönüşmüş. kendi bile inanamamış başına gelene. öykü bu ya ister inansın, ister inanmasın içinden kötülük yapma istediği geliyormuş. hayır yapmamalıyım, yapmamalıyım desede içinden yaşlılara çelme takıp düşürmek, karıncaların yuvalarına en etkili zehirleri dökmek, kuşların tüylerini yolmak geliyormuş.
bu durum tüm eş, dost ve çevresinin dikkatini dikkaetini çekmeye başlamış. arkadaş toplantılarında en zor kanser örneğini bile tek bakışta çıkartan hanım kızımız "ya hacı ne gereği var ben zincir bile çekemem" derken arkadaşları ona tip tip bakmışlar. fısıltılar eşliğinde " ay aysel abla bunu bir daha getirme altını kalsın" demişler. içlerinden bir tanesi bu durumun neden kaynaklandığını düşünmeye başlamış ve en nihayetinde anlamış. bu şirin hanım kızımız kankasıyla yolda yürürken uzun zamandır kestiği beyaz atlı prensin dikkatini çekmeye çalışırlen prensin atı pislemiş. atın pisliğinden çıkan o gaz genç kızın tüm ciğerlerine dolmuş. bu gazdan etkilenen genç kızceğiz sabah uyandığında bu hale gelmiş. genç kızın kankası diğer genç kız kankalığın vazifesini yerine getirerek hemen hanım kızımızı yörenin en yaşlı en bilge kadınına götürmüş. tabi yaşlı kadına moruk dememesi için kızın ağzını sıkıca kapatarak. anlatmış olnaları birbir. kadın genç kızın yüksekçe bir yerden tepe üstü atılmasını söylemiş.zaten kızı tepelemek için fırsat kollayan kankası "hay hay" diyerek yerine getirmiş.
tepe üstü çakılan genç kız baygınlık geçirmiş. göüzünğ açtığında ise ne görsün? atı üstüne pisleyen prens haldır haldır onu arıyormuş. atı pislediği için ondan özür dileyecek, o atı da cezalandırmak için sucuk yaptırdığını söyelecekmiş. prens kızı önce ayıltmnış sonra bunları söylemiş. genç kız " oh çok mesudum" demiş. genç kızla prensi bu şekilde konuşurken gören yöre yöre halkı hemen davulu zurnayı getirmiş. prens " noluyo yaavv biz sadece gonuşuyordük" dese de kızı almak almak zorunda kalmış.
