film bir lezbiyen gece kulübünde başlıyor. kulüp çıkışı bir lez (maggie) 2 erkek tarafından taciz ediliyor ve onu karavanı olan başka bir lez (kim) kurtatıyor. kurtaran kadın kurtardığı kişiyi araştırıp buluyor ve aralarında aşk başlıyor.
ama bir problem var ki maggie'nin annesi boşanmış ve maggie'nin yanına yerleşiyor. kim ile gizlice aşklarını yaşamaya çalışsalar da olmuyor, açıklamaya çalışıyorlar ama o da olmuyor annesi bir gün fark ediyor. sonrası da spoiler olur artık.
fimin beğendiğim birkaç repliği, diyalogu:
+yani gerçekte sanat ne demektir? yanılsama.
-whistler'a göre başarılı resim, itme, eylem, karşıt eylem, biçim ve renklerin resimsel uzam içindeki nihai dengesidir.
yani öfken, bedeninde hapsolmuş ve bu seni yaşlı ve yorgun hissettiriyor. işte bu yüzden onu çıkarmalısın.
gertrude stein'dan da bir alıntı yaptılar: bence ne düşündüğünüzü söylerseniz, hiç kimse size hayır diyemez.
türkçe altyazılı izlememe rağmen bilmediğim iki kelime çıktı: pejmürde, sundurma.
filmde de maggie'nin annesi tuhaf bir düzeltme yaptı. bu daha çok ingilizce'yi ilgilendiriyor ama önce housewife kelimesini kullandı oh artık öyle demiyoruz deyip homemaker dedi. ingilizce'deki bu ayrımı da yeni öğrenmiş olduk.
filmde bir trans kadın bir kadına kadın konusunda tavsiye istedi ve şuna benzer bir tavsiye verdi: en başta değil ama doğru zaman geldiğinde yapışman lazım. üstüne düşündüm ve haklı olabilir dedim.
film bir şaheser değil elbette ama gayet hoş bir film. 5,5/10.