dünyanın en zararlı işidir.
güç yettiği ölçüde, en kaliteli, en değerli yiyecekleri yemek lazımdır. tabi bir de an az işlem görmüşü.
misal ucuz diye gidip aldığınız salam, büyük ihtimalle salam değildir.
peynir de öyle.
işin garibi, devlet bu yasal sahtekarlıkları nasıl normal görecek kanunlar çıkarmış. anlamak zor.
kaliteli ve değerli yiyecekler yemediğiniz zaman, erken yaşlanma, hastalıklar vs peşinizden ayrılmaz.
arabaya kalitesiz mazut koymak gibi bişeydir. ya yangın çıkar ya motor erkenden eskir.
maalesef ülkemizde yaygın. adam dalga geçmeye kalkmış ama yemeklerden bihaber olduğu için balık pirzola diye bir yemek uydurmuş.
bi etin pirzola olması için kaburga eti ve kemik gereklidir. balıklarda ikisi de yoktur.
bu adam her gün makarna yer ama ayponla gezer.
Kontrolsüz kapitalist sistem, bütün kötülüklerin anasıdır.
Gıda sektörünün ucuz maliyet adına hormon, gdo, yapay şeker pompalayarak ırzına geçen her kim varsa belâlarını bulsunlar. Ve de insanları hasta ederek sağlık sektörüne katkı sağlamak adına, gerekenden çok fazla katkı basıldığını duymuştum.
Hayatta kim nereye harcar kendi bilir ama beslenme denilen olay sofradan doyarak kalkmak değil. Motorlu taşıtların nasıl yakıta yağa ve diğer unsurlara ihtiyacı varsa insan da bir çeşit içten yanmalı motor.
benim elimde ortalama bir akıllı telefon var. iphone 8 aldı arkadaşım 4800 lira. bu adam öğrenci ve ailesiyle kalıyor. hiç değilse evi var evde yiyor. yurtta kalan ve ekmek arası patates kızartmasıyla günü geçiren ama iphone alan çocuklar da var. gençken anlaşılmıyor ama içkiye sigaraya ve iphone a verdikleri paralarla adam gibi beslenmedikleri için ömürleri kısalıyor.