bertolt brecht

entry191 galeri4 video3
    191.
  1. Şunu da biliyoruz:
    Alçaklığa karşı kin
    Gerer yüz hatlarını.
    Haksızlığa karşı öfke
    Kısıklaştırır sesi.

    Ah, biz
    Dostluğun toprağını hazırlamak isteyenler
    Biz dost olamadık.

    Ama sizler, o günler gelince
    insanın insana yardımcı olduğu
    Anın bizi
    Hoşgörüyle.
    1 ...
  2. 188.
  3. Epik tiyatronun babası olmasa da en büyük katkısı o'ndan gelmiştir.

    Çoğu yerde Epik tiyatro yerine brechtyen tiyatro denmesi bunun ispatıdır.

    Türkiye temsilcisi için; (bkz: haldun taner)
    3 ...
  4. 187.
  5. Yaşıyorsan eğer, <<hiç bir zaman» deme.
    Yıkılır. yıkılmaz görünen.
    Kalmaz hiç bir şey nasılsa öyle.
    Buyuranlar verdiklerinde son buyruklarını
    Buyruk altındakiler başlar konuşmaya.
    Kim <<hiç bir zaman» demeyi göze alabilir?
    Zulüm yürürlükteyse, kim suçlu: Kendimiz.
    Ve kimdir onu yıkmak zorunda olan: Biz.
    Yenilen, kalk ayağa!
    Her şeyini yitiren. dövüşe devam!
    Kavramışsan olup biteni, seni kim tutabilir?
    <<Hiç bir zaman»dan <<bu gün>doğar
    Bu gün yenilen, yarının yenenidir.
    3 ...
  6. 186.
  7. bir çağ düşünün ki siz / gövdeyi götürmüş hep kan
    başka geçer akça yok / bu karışıklıktan
    düzensizliğin adını / koymuşlar düzen
    insanlar çıkıvermiş / insanlığından
    bu olanlara eğer demezseniz “olağan”
    kurtuluruz o zaman
    her şeyin değişmez olduğu sanısından.

    bir yolculuk hikayesi.
    5 ...
  8. 185.
  9. 'Savaş istiyoruz!'
    En önce vuruldu
    Bunu yazan.
    0 ...
  10. 184.
  11. https://www.youtube.com/watch?v=2xQZsQHZFF8

    Okumuş Bir işçi Soruyor

    Yedi kapılı Teb şehrini kuran kim?
    Kitaplar yalnız kralların adını yazar.
    Yoksa kayaları taşıyan krallar mı?
    Bir de Babil varmış boyuna yıkılan,
    kim yapmış Babil’i her seferinde?
    Yapı işçileri hangi evinde oturmuşlar
    altınlar içinde yüzen Lima’nın?
    Ne oldular dersin duvarcılar
    Çin Seddi bitince?
    Yüce Roma’da zafer anıtı ne kadar çok!
    Kimlerdir acaba bu anıtları dikenler?
    Sezar kimleri yendi de kazandı bu zaferleri?
    Yok muydu saraylardan başka oturacak yer
    dillere destan olmuş koca Bizans’ta?
    Atlantik’te, o masallar ülkesinde bile,
    boğulurken insanlar
    uluyan denizde bir gece yarısı,
    bağırıp imdat istedilerdi kölelerinden.
    Hindistan’ı nasıl aldıydı tüysüz iskender?
    Tek başına mı aldıydı orayı?
    Nasıl yendiydi Galyalılar’ı Sezar?
    E bir aşçı olsun yok muydu yanında?
    ispanyalı Filip ağladı derler
    batınca tekmil filosu.
    Ondan başkası ağlamadı mı?
    Yediyıl Savaşı’nı 2. Frederik kazanmış?
    Yok muydu ondan başka kazanan?

    Kitapların her sayfasında bir zafer yazılı.
    Ama pişiren kim zafer aşını?
    Her adımda fırt demiş fırlamış bir büyük adam.
    ama ödeyen kimler harcanan paraları?

    işte bir sürü olay sana
    Ve bir sürü soru.
    3 ...
  12. 183.
  13. iyilik neye yarar, 
    Öldürülürse iyiler çarçabuk, 
    ya da iyilik görenler? 

    Özgürlük neye yarar, 
    yaşarsa bir arada 
    özgürlerle tutsaklar? 

    Akılsız olmak madem ekmek sağlar herkese, 
    akıl neye yarar? 

    iyi insan olacağınıza, 
    öyle bir yere götürün ki dünyayı, 
    iyilik beklenmesin! 

    Özgür insan olacağınıza, 
    öyle bir yere götürün ki dünyayı, 
    kavuşsun özgürlüğe herkes, 
    özgürlük sevgisi geçersiz olsun! 

    Akıllı insan olacağınıza, 
    öyle bir yere götürün ki dünyayı, 
    akılsızlık zararlı olsun!

    Bertolt Brecht-iyilik Neye Yarar
    0 ...
  14. 182.
  15. 1.
    Senden ayrıldığımda
    O güzel günün sonunda
    Açılınca gözlerim
    Ne çok sevinçli insan varmış dedim.

    işte o akşamdan sonra
    Sen bilirsin ya
    Daha güzel dudaklarım
    Çekirge gibi çevik bacaklarım

    Ben böyle olalı beri
    Daha yeşil ağaç, fidan ve tarla
    Daha bir güzel suyun serinliği
    Başımdan aşağı boşaltınca



    2.
    Beni sevindirdiğinde
    Bazen düşünürüm:
    Şimdi ölüversem
    Mutlu kalırım
    Sonsuza kadar.

    Sonra yaşlanıp
    Beni düşündüğünde
    Tıpkı bugünkü gibi görünürüm sana
    Bir sevdiceğin olur
    Henüz gencecik.



    3.
    Küçücük dalda yedi gül
    Altısını rüzgar alır
    Ama biri kalır
    Bulayım diye onu

    Yedi kez çağıracağım seni
    Altısında gelme
    Ama söz ve yedincisine
    Tek sözümle gel.



    4.
    Bir dal verdi bana sevgili
    Üzerinde sarı yapraklarda

    Yıl dediğin geçer gider
    Aşk ise hep yeni başlar.
    0 ...
  16. 181.
  17. iyi adama bir iki soru şiiri

    ''Anladık iyisin,
    Ama neye yarıyor iyiliğin?

    Seni kimse satın alamaz,
    Eve düşen yıldırım da
    Satın alınmaz.
    Anladık dediğin dedik,
    Ama dediğin ne?
    Doğrusun, söylersin düşündüğünü,
    Ama düşündüğün ne?
    Yüreklisin,
    Kime karşı?
    Akıllısın,
    Yararı kime?
    Gözetmezsin kendi çıkarını,
    Peki gözettiğin kimin ki?
    Dostluğuna diyecek yok ya,
    Dostların kimler?

    Şimdi bizi iyi dinle:
    Düşmanımızsın sen bizim
    Dikeceğiz seni bir duvarın dibine
    Ama madem bir sürü iyi yönün var
    Dikeceğiz seni iyi bir duvarın dibine
    iyi tüfeklerden çıkan
    iyi kurşunlarla vuracağız seni.
    Sonra da gömeceğiz
    iyi bir kürekle
    iyi bir toprağa.''

    not: iyi bir duvarın dibindeyim
    2 ...
  18. 179.
  19. tam manasıyla evrende ezilen insanlara hitap eden nadide yazardır. şahsi fikrim kaleminin niccolo machiavelli'den daha savaşçı ve keskin olduğu.
    0 ...
  20. 178.
  21. gardiyanları yargıçları tüm kararları hepsi halka karşıdır şeklinde sözler aklıma getiren yazar.
    1 ...
  22. 177.
  23. Tek başına alman edebiyatını karşılayan yazar. Zaten brecht varsa diğerlerine gerek yok. Hiçbiri onun gibi yazamadı. Bizim orhan kemalimiz neyse ruslArın gorkisi neyse bu da odur.
    Gerçek edebiyatçı.
    3 ...
  24. 176.
  25. “Bir Adım öne çık: duyduk ki
    iyi bir insanmışsın
    seni satın almak mümkün değil
    ama eve düşen yıldırımı satın almak da
    mümkün değil.
    söylediklerini yapıyorsun
    Ama ne söylemiştin?
    Dürüstsün, görüşünü ifade ediyorsun
    Ama hangi görüşü?
    Cesursun.
    Ama kime karşı?
    Akıllısın.
    Ama kimin için?
    Kişisel çıkarlarını gözetmiyorsun.
    O halde kimin çıkarlarını gözetiyorsun?
    iyi bir dostsun.
    Ama iyi halkın da dostu musun?
    O halde bize kulak ver: biliyoruz ki
    Sen bizim düşmanımızsın. işte bu yüzden seni
    Şimdi bir duvarın önüne koyacağız. Ama iyi meziyetlerini ve özelliklerini
    Göz önünde bulundurarak
    Seni iyi bir duvarın önüne koyacağız ve seni iyi bir
    Silahtan çıkma iyi bir kurşunla vuracağız ve seni iyi bir
    Kürekle iyi toprağa gömeceğiz.”

    iyilerin sorguya çekilişi - Bertolt Brecht.
    10 ...
  26. 176.
  27. 175.
  28. Kendisini anlamak isteyen, şiirlerinden başlamalı anlamaya.
    0 ...
  29. 174.
  30. kinderkreuzzug (children's crusade) şiirini merak edip aradığım ama tam metnini bulamadığım şair. belki yeterince aramaya inanmıyorumdur, ama google'da şair adı, şiir adı (hem ingilizce hem almanca) yazılıp aratınca bir yerlerde şiirin bulunması gerekir değil mi
    1 ...
  31. 173.
  32. 172.
  33. Geç taniyip siirlerini geç okumus olmaktan mütessirrim. Müthiş şair...
    0 ...
  34. 170.
  35. DÖRT AŞK ŞARKISI

    1.
    Senden ayrıldığımda
    O güzel günün sonunda
    Açılınca gözlerim
    Ne çok sevinçli insan varmış dedim.

    işte o akşamdan sonra
    Sen bilirsin ya
    Daha güzel dudaklarım
    Çekirge gibi çevik bacaklarım

    Ben böyle olalı beri
    Daha yeşil ağaç, fidan ve tarla
    Daha bir güzel suyun serinliği
    Başımdan aşağı boşaltınca


    2.
    Beni sevindirdiğinde
    Bazen düşünürüm:
    Şimdi ölüversem
    Mutlu kalırım
    Sonsuza kadar.

    Sonra yaşlanıp
    Beni düşündüğünde
    Tıpkı bugünkü gibi görünürüm sana
    Bir sevdiceğin olur
    Henüz gencecik.


    3.
    Küçücük dalda yedi gül
    Altısını rüzgar alır
    Ama biri kalır
    Bulayım diye onu

    Yedi kez çağıracağım seni
    Altısında gelme
    Ama söz ve yedincisine
    Tek sözümle gel.


    4.
    Bir dal verdi bana sevgili
    Üzerinde sarı yapraklarda

    Yıl dediğin geçer gider
    Aşk ise hep yeni başlar.
    2 ...
  36. 169.
  37. anladık iyisin,
    ama neye yarıyor iyiliğin.
    seni kimse satın alamaz,
    eve düşen yıldırım da
    satın alınmaz.

    anladık dediğin dedik,
    ama dediğin ne?

    doğrusun; söylersin düşündüğünü,
    ama düşündüğün ne?

    yüreklisin,
    kime karşı?
    akıllısın,
    yararı kime?

    gözetmezsin kendi çıkarını,
    peki gözettiğin kimin ki?

    dostluğuna diyecek yok ya,
    dostların kimler?

    şimdi bizi iyi dinle:
    düşmanımızsın sen bizim
    dikeceğiz seni bir duvarın dibine
    ama madem bir sürü iyi yönün var
    dikeceğiz seni iyi bir duvarın dibine
    iyi tüfeklerden çıkan
    iyi kurşunlarla vuracağız seni.
    sonra da gömeceğiz
    iyi bir kürekle
    iyi bir toprağa.

    Bertolt Brecht - “ Madem iyisin ”
    3 ...
  38. 168.
  39. hakikati yazmanın güçlükleri

    yazar hakikati yazmak zorunda; burası açık; yazar hakikati saklamaya çalışmamalı, onu gizlememeli ve hakikate uymayan hiçbir şey yazmamalı. güçlülere boyun eğmemeli, güçsüzleri aldatmamalı. güçlülere boyun eğmemek şüphesiz çok güçtür; güçsüzleri aldatmak ise çok kazançlı bir iştir. mülk sahiplerinin hoşuna gitmemek demek, ömür boyu mülk edinememek demektir. harcanan emeğin bedelini ödemekten kaçınan, emeği de yadsır; güçlüler arasında ün kazanmayı geri çeviren ise, bu koşullar altında, hiç ün kazanmaz, hiç övülmez. şu kişi hakikati dile getiriyor dendiğinde birkaç kişinin ya da birçok kişinin ya da tek bir kişinin başka bir şey söylediği, yalana baş vurduğu, yuvarlak sözler gevelediği anlaşılır. hakikati söyleyen ise, pratik, somut, yadsınmaz, söylenmesi gereken bir şeyi dile getirmiştir.

    hakikat elle tutulabilir, ölçülebilir, var olan bir şeyse, ona ulaşmak biraz çabayı, araştırmayı gerektiriyorsa, hakikat diye bir şeyi tanımazdan gelirler o zaman; kafalarını bulandıracak hakikate boş verirler. bunlar, hakikate şöyle bir dokunup geçen bir şeyleri geveleyen, yüzeyde kalmış, derine inmeyen kişilerdir. işin kötüsü: hakikatten haberi yoktur bunların.

    her alanda gizlenen, örtbas edilmeye çalışılan hakikati yazmak güç iş olduğundan, birçoğu için hakikatin yazılması ya da yazılmaması yalnızca bir namus sorunundan ibarettir. hakikati yazmak için bir tek yürekli olmanın gerektiğini sanırlar. ikinci güçlüğü ise hep unuturlar. bu ikinci güçlük hakikati bulabilmektir. hakikati bulmanın kolay bir iş olduğunu kimse söyleyemez.

    öncelikle, hangi hakikatin söylenmeye değer olduğunu bulup ortaya çıkarmak, işte bu, sanıldığı gibi kolay değildir. örneğin, dünyanın en uygar sayılan ülkelerinden biri, günümüzde en aşağılık bir barbarlığın içine batmış durumda. bu durumu gören herkes, en korkunç, en canavarca araçlarla yürütülen iç savaşın, bir gün, dünyayı belki de bir yıkıntı yığınına çevirecek bir savaşa dönüşeceğini biliyor. bunun bir hakikat olduğu kuşku götürmez. ama bunun yanında başka hakikatler de var. sözgelimi, koltuklar oturmaya yarar, yağmur gökten yağar türünden hakikatler. bunlar da yanlış değil. birçok yazar, bunlara benzer hakikatleri yazıyorlar. bunlar, batmakta olan bir geminin duvarlarına natürmortlar çizmeye çalışan ressamları andırıyorlar. belirttiğimiz ilk güçlük, onlar için geçerli değil, buna aldırdıkları yok ama vicdanları da rahat. resimlerini güçlülere aldırmayarak çiziyorlar. ama ezilenlerin çığlıklarıyla da ilgilenmiyor, bundan etkilemiyorlar. seçtikleri davranış biçiminin anlamsızlığından kendilerini de etkiliyor, “derin” bir karamsarlığa kapılıyorlar. karamsarlığa kapılıyorlar kapılmasına ama çok iyi fiyattan satıyorlar karamsarlıklarını; ustalık sıfatının gerçek sahipleriyse bu karamsar sahte ustalara gösterilen ilgiyi görmüyor, ürünlerini satamıyorlar bile. işte bundan dolayı, bu karamsarların dile getirdiği hakikatlerin, koltuklarla ya da yağmurla ilgili olarak yukarıda belirttiğimiz hakikatlere benzediğini hemen görmek kolay olmuyor. kolay olmuyor, çünkü bambaşka biçimde, sanki önemli hakikatlermiş gibi çıkıyorlar ortaya. çünkü sanatın, sıradan bir şeyi önemli kılmak olduğu sanılıyor. ama yakından bakılacak olursa, bu karamsarların sadece şunu söyledikleri anlaşılır: “koltuk, koltuktur,” ya da «hiç kimse yağmurun gökyüzünden yeryüzüne yağmasını engelleyemez.

    hakikat, sonuçları için dile getirilmelidir; çünkü hakikatten çıkarılacak sonuçlar, tutumları belirler.

    insanların içine düştükleri kötü durumlar konusundaki hakikatler yazılmak isteniyorsa, önce o durumları yaratan önlenebilir nedenler ortaya çıkarılmalıdır. ancak önlenebilir nedenler ortaya koyulduktan sonra kötü durumlarla savaşılabilir.

    çağımızda da halk yerine sınıflar, toprak yerine mülkiyet sözcüklerini kullanan kişi, birçok yalana aracılık etmekten kurtulur. o sözcüklerin (değiştirilmesi gerekenlerin) kişiyi uyuşturucu, tembelleştirici, yani mistik özelliklerini ortadan kaldırmış olur. halk sözcüğü, belirli bir birliği ifade ediyor ve ortak çıkarları akla getiriyor; bu nedenle bu sözcük, yalnızca birden fazla halkın söz konusu olduğu durumlarda kullanılabilir, çünkü ancak o durumlarda çıkarların ortaklığından söz edilebilir. bir toprak parçası üstünde yaşayan sınıfların çıkarları ise farklıdır ve genellikle de bu çıkarlar birbirleriyle çelişir; işte bu hakikat hep gizlenmeye çalışılan bir hakikattir. toprak deyip de, tarlaları anlatan, tarlaların kokusunu ve rengini uzun uzadıya dile getirerek burun ve göz zevklerine seslenen yazar, egemenlerin yalanlarını desteklemiş olur; çünkü söz konusu olan ne toprağın verimliliğidir, ne de insanlardaki toprak sevgisi ve çalışkanlıktır; gerçekte önemli olan, tahıl fiyatları ve tarlada çalışanın emeğine ödenen ücrettir. topraktan kazanç sağlayanlar, kızgın güneş altında buğday üretenler değildir; toprak kokusunu tanıyan yoktur borsalarda. borsaların kokusu bambaşkadır.

    bertolt brecht, 1935.
    3 ...
  40. 167.
  41. Demin banka arayınca söylemek istedim, brecht'in Üç kuruşluk operasında, Sustalı Mack'in dar ağacındaki müthiş tradındaki cümleyi ama söyleyemedim..

    "Bir banka kurmanın yanında, bir banka soymak nedir ki?"
    2 ...
  42. 166.
  43. Gerçekten, karanlık günlerde yaşıyorum!
    Doğru söz delilik. Düz alın
    Kanıtı vurdumduymazın. Gülen ki
    Korkunç haberi
    Henüz almamış.

    b.b
    1 ...
  44. 165.
  45. "Mizahın olmadığı yerde yaşamak zor ama her şeyin mizah olduğu bir yerde de yaşamak olanaksızdır," diyen oyun yazarıdır.

    Lan adam cümlenin ikinci bölümünde Türkiye'yi tarif etmiş bro...
    6 ...
  46. 164.
  47. Burada olduğunda gerekli değildi, gerekli olduğunda burada değildi. Burada değildi ya... Gitmiş de değildi...
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük