bertolt brecht

    2.
  1. nasıldı

    önce sevinç uyutmadı beni
    sonra üzüntü nöbet tuttu bütün gece
    ikiside gidince başımdan
    uyudum, ama ah, her mayıs gecesi
    bir kasım sabahı getirdi ardından
    senin derdin benimdi
    benimki senin
    paylaşmazsam bir sevinci seninle
    yoktu benimde sevincim
    12 ...
  2. 7.
  3. Tankınız ne güçlü generalim,
    Siler süpürür bir ormanı,
    Yüz insanı ezer geçer.
    Ama bir kusurcuğu var;
    ister bir sürücü.

    Bombardıman uzağınız ne güçlü generalim,
    Fırtınadan tez gider, filden zorlu.
    Ama bir kusurcuğu var;
    Usta ister yapacak.

    insan dediğin nice işler görür, generalim,
    Bilir uçurmasını, öldürmesini, insan dediğin.
    Ama bir kusurcuğu var;
    Bilir düşünmesini de.
    12 ...
  4. 11.
  5. büyük bir insandır[çok yuvarlak bir tanım oldu ama!]. gerçekliği ve edebiyatı yüz ifadesinde gizlidir. burjuva olmasına rağmen;burjuva sınıfını terketmiş ve alt sınıflara yaklaşmıştır. ve bu karşıtlık da gerçekliğini daha lise yıllarında bulmaktadır. edebiyat dünyasındaki ünü; trommeln in der nacht isimli eserde gösermiştir. daha sonraki dönemlerde şiir alanındaki dehasıyla da kendini ortaya koyacaktır.

    marksizm ile bağlantısı da daha sonraki dönemlerde ortaya çıkıp olgunlaşacaktır[bu yakınlaşma beraberinde sürgün yıllarını da getirir.] hatta ilk eserlerinde işin içine pek girmez trommeln in der nacht'da arada kalmışlığını ifade eden güzel bir eserdir. 1920'lerde bu geçişi gerçekleştirecektir. burada gürsel aytaç şöyle belirtir:

    ''insanın istekleri ve hazları aslında iyidir ve kabul edilmelidir;onları kötü ve reddedilecek hale sokan şey kapitalist toplumdur;insanı ya yırtıcı hayvan ya da av şekline sokar:bu görüş ve bunun sonucu yani mevcut toplum düzeninin yıkılması gerektiği düşüncesi bertol brecht'in ikinci karakteristik yaşantısıdır.''

    brecht komünizme dair araştırmalarını 1926 yılında başlar ve araştırır dönüşüm de zaten o yıllarda geçekleşir. ama herhangi bir parti ile bağlantısı yoktur.

    bunların yanında kapital'dan etkilendiği kadar aynı zamanda incilden de etkiler taşır brecht. hatta incildeki üslub onu olanca etkilemiştir. hatta gençliğinde hristiyanlığın temiz bir öz taşıdığına inanmıştır; ama din konusunda reddediş söz konusudur:kabullenmediği noktalar. öte dünya ve kilise! tanrı imajı da pek merhametli bişey değildir.

    brecht'in esas noktası incelendiğinde; tabiat ve sosyal bilimlerle yeni bir sahne yaratmak için birleştirmek! buna da epik tiyatro adı verilmiştir. bu tiyatroya sosyolojinin girişi olarak da yorumlanagelmiştir. bu sanat;seyirciyi hem bilinçlenmeye hem de eyleme çağırır marx'ın dediği gibi;

    ''önemli olan dünyayı yorumlamak değil, onu değiştirmektir''

    yabancılaştırma etkisi ise brecht'in ana noktalarından birisidir. nesnelerin ve olayların tanıdık ve akla yatkın yönlerini ortadan kaldırmak ve onları şaşırtıcı bir halde sunmaktır..

    edebiyatında dünya sakini sarhoşlar, korsanlar ve askerler olan bir kaos olarak yansımıştır. bunların yanında brecht'de yaşamaya dair bir hırs bir susamışlık gözler öündedir aynı zamanda bu olgu da yaratcılığını beslemiştir.
    11 ...
  6. 176.
  7. “Bir Adım öne çık: duyduk ki
    iyi bir insanmışsın
    seni satın almak mümkün değil
    ama eve düşen yıldırımı satın almak da
    mümkün değil.
    söylediklerini yapıyorsun
    Ama ne söylemiştin?
    Dürüstsün, görüşünü ifade ediyorsun
    Ama hangi görüşü?
    Cesursun.
    Ama kime karşı?
    Akıllısın.
    Ama kimin için?
    Kişisel çıkarlarını gözetmiyorsun.
    O halde kimin çıkarlarını gözetiyorsun?
    iyi bir dostsun.
    Ama iyi halkın da dostu musun?
    O halde bize kulak ver: biliyoruz ki
    Sen bizim düşmanımızsın. işte bu yüzden seni
    Şimdi bir duvarın önüne koyacağız. Ama iyi meziyetlerini ve özelliklerini
    Göz önünde bulundurarak
    Seni iyi bir duvarın önüne koyacağız ve seni iyi bir
    Silahtan çıkma iyi bir kurşunla vuracağız ve seni iyi bir
    Kürekle iyi toprağa gömeceğiz.”

    iyilerin sorguya çekilişi - Bertolt Brecht.
    10 ...
  8. 69.
  9. DÖRT AŞK ŞARKıSı

    -I-
    Senden ayrılıp sonra
    Kavuşunca bu büyük güne
    Gördüm, görmeye başlayınca
    Herkesi neşe içinde.
    Ve o akşam vaktinden beri
    Bilirsin ya, hangisi
    Dudaklarım daha bir güzel
    Ve ayaklarım daha bir çevik şimdi.
    Daha yeşil ağaçlar dallar ve çimen,
    Duyumsayınca böyle
    Ve su daha hoş serin
    Üstüme dökününce.

    -II-
    Bana neşe verince sen
    Düşünüyorum da bazen:
    Şimdi ölebilirim diyorum işte
    Ve hep mutlu kalırım böylece
    Ta sonsuza dek.
    Sen yaşlanınca sonra
    Ve hatırlarsan beni
    Görünürüm yine bugünkü gibi
    Ve bir sevgilin olur senin de
    Hala gencecik biri.

    -III-
    Yedi gülü var dalın
    Altısını yel alır
    Biri kalır geriye
    O da bana adanır.
    Yedi kez çağırırım seni
    Altısında gelme kal
    Ama yedincisinde söz ver
    Tek bir sözcükle gel.

    -IV-
    Bir dal verdi sevdiğim
    Üstünde sarı yapraklar.
    Yıl desen,geçer gider
    Sevdaysa yeni başlar.
    9 ...
  10. 144.
  11. "Buyurunca Hitler Hazretleri
    Zararlı fikirlerle dolu kitapların yakılmasını
    Halkın önünde, alanlarda, …
    Öküzler odun yığınlarına araba araba kitap taşıdı.
    Gözden düşmüş şairlerden biri,
    Hem de en iyilerinden biri,
    Şöyle bir göz gezdirdi yakılacak listesine,
    Gitti aklı başından:
    Unutulmuştu kendi adı.
    Hemen seğirtti çalışma odasına,
    Sanki öfkesinden kanatlanmıştı.
    O saat bir mektup karaladı zorbalara:
    ‘Benimkileri de yakın! ’ dedi. ‘Benimkileri de!
    Yapamazsınız bana bu kötülüğü,
    Kenarda bırakamazsınız beni!
    Ben de hep gerçeği söylemedim mi kitaplarımda?
    Neden davranırsınız bana yalancıymışım gibi?
    Yakın benimkileride!"
    10 ...
  12. 1.
  13. alman oyun yazarı, şair. epik tiyatro kuramcısı.
    7 ...
  14. 165.
  15. "Mizahın olmadığı yerde yaşamak zor ama her şeyin mizah olduğu bir yerde de yaşamak olanaksızdır," diyen oyun yazarıdır.

    Lan adam cümlenin ikinci bölümünde Türkiye'yi tarif etmiş bro...
    6 ...
  16. 55.
  17. "Yaşlı bir kadınım ben.
    Almanya uyandığında
    Devlet yardımı azaldı.
    Çocuklarım verirlerdi bana
    Arada sırada birkaç kuruş,
    Ama pek öyle bir şeyler alamıyorum gene de.
    Bu yüzden daha az gider oldum
    Eskiden her gün alışveriş yaptığım dükkanlara.
    Sonra aklımı başıma topladım günün birinde
    Ve eski bir müşteri olarak her gün
    Gitmeye başladım fırına, manava yeniden.
    ihtiyacım olan şeyleri seçerdim bir bir,
    Her zamankinden ne daha çok alırdım, ne daha az,
    Peksimetler de koyardım ekmeğin yanına,
    Lahananın yanına da pırasa,
    Ama hesabı çıkarttıkları vakit çekerdim içimi,
    Karıştırıp küçük para kesemi tutuk parmaklarımla,
    Yeterince param yok, derdim, başımı sallayarak,
    Bunları ödeyecek,
    Ve tüm müşterilerin gözleri önünde
    Çıkardım dükkandan gene başımı sallayarak.
    Ve şöyle diyorum kendi kendime:
    Hiçbir şeyi olmayan bizler gibiler
    Yiyecek satılan yerlerde görünmezlerse bundan böyle
    Hiçbir şeye ihtiyacımız yok sanabilirler,
    Ama buraya gelir de hiçbir şey satın alamazsak eğer
    Haberleri olur hiç değilse. "
    5 ...
  18. 186.
  19. bir çağ düşünün ki siz / gövdeyi götürmüş hep kan
    başka geçer akça yok / bu karışıklıktan
    düzensizliğin adını / koymuşlar düzen
    insanlar çıkıvermiş / insanlığından
    bu olanlara eğer demezseniz “olağan”
    kurtuluruz o zaman
    her şeyin değişmez olduğu sanısından.

    bir yolculuk hikayesi.
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük