"Yaşlı bir kadınım ben.
Almanya uyandığında
Devlet yardımı azaldı.
Çocuklarım verirlerdi bana
Arada sırada birkaç kuruş,
Ama pek öyle bir şeyler alamıyorum gene de.
Bu yüzden daha az gider oldum
Eskiden her gün alışveriş yaptığım dükkanlara.
Sonra aklımı başıma topladım günün birinde
Ve eski bir müşteri olarak her gün
Gitmeye başladım fırına, manava yeniden.
ihtiyacım olan şeyleri seçerdim bir bir,
Her zamankinden ne daha çok alırdım, ne daha az,
Peksimetler de koyardım ekmeğin yanına,
Lahananın yanına da pırasa,
Ama hesabı çıkarttıkları vakit çekerdim içimi,
Karıştırıp küçük para kesemi tutuk parmaklarımla,
Yeterince param yok, derdim, başımı sallayarak,
Bunları ödeyecek,
Ve tüm müşterilerin gözleri önünde
Çıkardım dükkandan gene başımı sallayarak.
Ve şöyle diyorum kendi kendime:
Hiçbir şeyi olmayan bizler gibiler
Yiyecek satılan yerlerde görünmezlerse bundan böyle
Hiçbir şeye ihtiyacımız yok sanabilirler,
Ama buraya gelir de hiçbir şey satın alamazsak eğer
Haberleri olur hiç değilse. "
temel demirer'in ''Postmodern Müdahale Ve Başkaldırı imkânı Brecht 'Bitti' Futbol Verelim!'' isimli kitabında son derece güzel tahlil ettiği,modern çağın nesnelci don kişotu.
aristoteles dramaturgisinin tam karşıtı anlamda bir tiyatro kuramı geliştiren yüce tiyatro insanıdır.
tiyatroda yabancılaştırma efektini ortaya koyan kişidir. seyirciyi dramatik etkiden çıkararak akıl/duygu çatışmasına neden olur. bu sayede seyircinin aklına ve düşüncesine seslenir.
bu gelen savaş ilk değil.
çok savaş oldu bundan önce.
bittiği gün en son savaş,
bir yanda yenilenler vardı gene,
bir yanda yenenler vardı.
yenilenlerin yanında
kırılıyordu halk açlıktan.
yenenlerin yanında
halk açlıktan kırılıyordu.
Bertolt brecht 'in ''kafkas tebeşir dairesi'' nde aynı cocuğun annesi olduğunu iddaa eden iki kadın vardır.yargıç kadınları dinledikten sonra hangisinin gercek anne olduğuna karar veremez ve aklına bir fikir gelir.yere bir daire cizdirip cocuğu dairenin içine koyar kadınlara cocuğun kollarından cekmelerini söyler kim cocuğu cekip dairenin içinden cıkarırsa cocuğu o alacaktır.
kadınlar cocuğun kollarından tutup çekmeye başlarlar.
sonunda cocuk birinin elinde kalır, yargıç cocuğun gercek annesini bulmuştur cocuğunun kolu incinmesin diye erkenden bırakan kadın gercek annedir..
-I-
Senden ayrılıp sonra
Kavuşunca bu büyük güne
Gördüm, görmeye başlayınca
Herkesi neşe içinde.
Ve o akşam vaktinden beri
Bilirsin ya, hangisi
Dudaklarım daha bir güzel
Ve ayaklarım daha bir çevik şimdi.
Daha yeşil ağaçlar dallar ve çimen,
Duyumsayınca böyle
Ve su daha hoş serin
Üstüme dökününce.
-II-
Bana neşe verince sen
Düşünüyorum da bazen:
Şimdi ölebilirim diyorum işte
Ve hep mutlu kalırım böylece
Ta sonsuza dek.
Sen yaşlanınca sonra
Ve hatırlarsan beni
Görünürüm yine bugünkü gibi
Ve bir sevgilin olur senin de
Hala gencecik biri.
-III-
Yedi gülü var dalın
Altısını yel alır
Biri kalır geriye
O da bana adanır.
Yedi kez çağırırım seni
Altısında gelme kal
Ama yedincisinde söz ver
Tek bir sözcükle gel.
-IV-
Bir dal verdi sevdiğim
Üstünde sarı yapraklar.
Yıl desen,geçer gider
Sevdaysa yeni başlar.
duyumsadığın her şeye en küçük önemi ver..
söylemişti sensiz yapamayacağını,
yeniden rastlarsan ona, tanıyacaktır seni..
bana bir iyilik yap, bu kadar çok sevme beni..
en son sevildiğimde duymamıştım, en küçük bir sevinç bile...
ikiyüzlü bi adamdır kendileri. zengin bi aileden gelip ne zaman almanyada başı sıkışsa babasının parasıyla amerikaya kaçan sonra da komünüstüm diye takılan adamdır. epik tiyatroyu da babasının parasıyla gittiği çinde öğrenmiştir.