musevi asıllı amerikalı tarihçi, siyaset bilimci. Ortadoğu tarihi alanında uzmandır. türkiye uzmanı olarak da bilinir. modern türkiyenin doğuşu adlı eser onundur. bu coğrafya hakkındaki bilgisi tartışılamaz ancak bilime mi birileirne mi hizmet ettiği açık bir tartışma konusudur.
marmara vakfı'nın organize ettiği bir sempozyumda kendisine "türkiye avrupa birliği'ne girebilecek mi?"sorusuna soğuk bir tonda ama net bir şekilde "no" diye cevap vermiştir.
ayriyeten bir bilim deryası olduğu iddi edilir,giriniz yüzünüz..
türkiye cumhuriyeti'nin kuruluş dönemini gayet güzel ve akıcı bir şekilde anlatan modern türkiye'nin doğuşu adlı eserin sahibi tarihçi yazardır. tarihçiler arasında saygın bir yere sahip olmasına rağmen, bushun danışmanı olduktan sonra maalesef hızla ona benzemeye başlamış ve ortadoğu'ya ilişkin garip garip komplo teorileri üretmeye başlamıştır.
mesela bir kısım yazar kişisi bu koskoca oryantalist diyenlere kızarlar. derler ki "efendim bu adam oryantalist diyorsunuz belge var mı" hani kimlikte yazan birçeşit bilgi olsa oryantalist olmak onu da önüne koyacağım lakin bu öyle bir bilgi değil. ama belki aşağıdaki linkler işinize yarar.
1993 yılında "le monde" gazetesine verdiği demeçte ermenilerin türkler tarafından öldürülmesinin "soykırım olmadığını", "savaşın yan ürünü" olduğunu belirtmiş ve bir fransız mahkemesi tarafından "1 frank" ceza ödemeye çarptırılmıştır.
"Hata Neredeydi : 300 Yıldır Sorulan Soru" adlı kitabı okunmaya değerdir. Doğu ile Batı arasında ki düşünüş farklılığını ve bunun getirdiği sonuçları tarihsel analizlerle ortaya koyar. Tavsiye olunur.
türkiye de ve şimdilerde abd de neo-conlar tarafından pek tutulan biridir.
"oryantalist olan lewis osmanlının gerileme meselesine yaklaşımı kendisine yurt dışında olduğu kadar yurt içinde de epeyce taraftar bulmuşa benzemektedir. maalesef lewninsin modern türkiyenin doğusu adlı tercümesi tam bir facia olan ve türk tarih kurumu gibi medarı ifteharımız olması gereken bir kurumun bastığı malzemesi ve perspektifi epey eskimiş kiatbıından türk okuru ne anladı bilmiyorum"
mustafa armağan. geri gel ey osmanlı sf-48
kimse kızmasın kendimi yazdım adlı kitaptan, hasan cemal, bernard lewis'in milliyet'de 4 mayıs 1998'deki mülakatından alıntı yapmış, bu sözler berdnard lewis'in :
fransız ihtilalinden bu yana 200 yıldan fazla zaman geçti. bu süre zarfında fransızlar iki monarşi, iki imparatorluk, iki diktatörlük ve beş cumhuriyet yaşadılar. bir demokrasi kurmak kolay iş değildir. demokrasi, hoşgörü gibi insanlar arasında fazla yaygın olmayan nitelikleri gerektirir. avrupalılar bugün türkleri yeterince demokrat olmamakla suçluyorlar. ama aynı avrupalılar 200 yıl önceki değil, dünkü hitler'in, mussoli'nin ve laval'ın mirasçıları. oysa türkiye'de bir hitler ya da mussolini hiç olmadı. olacağını da hiç sanmıyorum.
bir toplumu kendi çerçevesi içinde anlamak lazım. gerçekçi olmak ve fantazilerin peşinde koşmamak gerekiyor. kıta avrupasında demokrasinin tarihi hayli inişli çıkışlı. avrupa birliği'ni ele alalım. hangi avrupa ülkelerinin eski, yerleşik demokrasiler olduğu söylenebilir ? britanya, irlanda, hollanda, iskandinav ülkeleri... o kadar ! ya fransa, italya, ispanya, portekiz, almanya, avusturya ?!..
klasik osmanlı tarihçilerinin, kendi milletlerinin islamiyeti kabul etmeden önceki tarihiyle hiçbir şekilde ilgilenmemelerini, hayret verici bulmuş ve eleştirmiştir.
ermeni soykırımı yoktur der ve bu görüşü nedeniyle bir çok tarihçinin düşünmeden kabul ettiği iddia hakkında bir çok tarihçiyi düşündürtür. etkisi o kadar büyüktür yani.
Onunde saygIyla kIyam ediyorum.
Buyuk siyaset bilimci ve tarihcidir.
Ben omru hayatImda bu kadar mukemmel ve muhtesem siyaset anlatanI, yazanI ne gordum ne duydum.
Dunyaya bir bernard daha gelmeyecek.
Eserleri bas tacImIzdIr.
''Türkiye'de gidiş, artan biçimde yeniden islamlaşmaya doğru. Hükümetin böyle bir niyeti var ve çok ustaca Türk toplumunun çeşitli kısımlarını ardarda devralıyor. Ekonomi, iş dünyası, akademik topluluk, medya. Ve şimdi, geçmişte cumhuriyet rejiminin kalesi olan yargıyı ele geçiriyorlar.''
(2011 yılında Wall Street Journal gazetesiyle yaptığı söyleşisinde söylediği söz)
haşhaşileri dünyaya tanıtmıştır. Osmanlıları kötüleyenlere, iyi yönleriyle reklamını yapmayı kendisine şiar edinmişti. Hatta oryantalist yönü nedeniyle, pek çok musevi lobiyi karşısına dahi almıştır. Cayır cayır Arapça konuşur, ayrıca türkçe de bilir. bana bunak Türkçesi söylüyor diyorlar* demiştir.