BERNA Türkiye'de en çok kullanılan 122. isim (... 120. bahar, 121. bekir, 122. berna, 123. yılmaz, 124. erdem, ...). Ülkemizde yaklaşık her 627 kişiden birinin adı BERNA ve ismin yaygınlık oranı binde 1.6.
BERNA adının yaygınlık oranının Türkiye'nin resmi nüfus sayımı sonuçları ve günlük ortalama nüfus artış hızına orantılarsak ülkemizde 13-02-2009 21:12 itibariyle yaklaşık 115,078 kişinin isminin BERNA olduğu ve BERNA isimli kişi sayısının her yıl ortalama 1902 kişi arttığı tahmini yapılabilir.
BERNA adının Amerika Birleşik Devletindeki yaygınlık oranı ise bir milyonda 5.70 civarında ve bu hesaba göre ABD'de yaklaşık 1,743 BERNA yaşadığı tahmin edilebilir. ABD'nin nüfus istatistikleri dikkate alındığında Amerikada BERNA sayısı her yıl 15 kişi artıyor.
BERNA Türkiye'nin en yaygın 122. ismiyken, Amerika Birleşik Devletinde en yaygın 122. ad ise Christine ismi. BERNA adının yakın kullanım oranına sahip diğer Amerikalı isim kardeşleri arasında 120. Amy 121. Gordon 122. Christine 123. Neil 124. Jon isimleri de sayılabilir.
sonra gittik bir kır kahvesine oturduk
bizimmiş gibi bütün güneşler
bahçelere gelincik döşüyordu ilkbahar
takmış baca temizleyicilerini koluna
çay bardaklarına değdirdik yenilemek için dudaklarımızı
eski aşklarımızdan söz ettik, yitik kuş seslerinden
kapının yanında bekleyen bavullardan
"kanatlara inanmak için çok geç" dedin
"bu kadar kırılıp dökülmüşken yatak odaları,
hızla soğuyan bir çorbaya benziyor yaşam,
bazı geceler zamanın kokusunu duyuyorum birden uyandığımda
bazı sabahlar ayın çatladığını,
yalnızlığın bembeyaz gözleri var
çalar saatimin üstünde uyuyor şimdi
görülmeyen bir düş gibi"
sözden çok yazıyı sevdiğin için
kendimi şiir bilip sustum
ve yeniden okudum
karda koşan atların sırtında
dolaştırdığın sözcüklerini:
"Eşyalarım yerleştirilmişti otobüse, yolcular yerlerini çoktan almıştı.
Uğurlamaya gelen güzel insanlarla da konuşmuyorduk o sırada,
bir sondu yaşadığımız an.
Bense seni bekliyordum;
bir yaşama, bir kente ve hepinize veda ederken
en çok seninle kucaklaştığımda anlayacağımı biliyordum,
geri dönüşsüz bir yolculuğa çıktığımı.
Gözyaşlarım bekliyordu, şimdi değildi sırası, biraz sonraydı.
Oturduğum koltuktan, akıp giden görüntülerin uzaklığında
yüzümün anlamlarının yitip gittiğini seziyordum.
Sevgiliye duyulan özlem kadar büyüktü
seninle vedalaşmaya duyduğum da.
Gelmedin, bilmeliydim
Ben de gelmezdim.
O günden sonra, söz verdiğin mektubu bekler oldum,
boşluğunu doldursun diye;
yazmadın."
mektup dağıtan bir postacıya rastladıktan sonra
gittik bir kır kahvesine oturduk
bizimmiş gibi bütün kuşlu zarflar
kırıklarla dolu olsa da kanatlar sevgili Berna
yeniden uçmak için küçük bir rüzgar yeter
ve fısıldar bize ilkbahar: