görevini yapmak olayını çok yanlış anlamış, hala başını yastığa nasıl rahatça koyduğunu sorgulatan, bir takım 'insan'lardır. ve de hala bu kara lekeye birilerini ortak etmeye, hatta bu lekeyi direkt başkalarına bulaştırmaya çabalayanlardır.
Hangi partiden, hangi ırktan,hangi dinden olursa olsun farketmez. ortada 15 yaşında ölen gencecik bir çocuk var. Oturduğu yerden iyi olmuş banane diyen de,hükümet istifa diyerek bir çocuğun ölümünden nemalananlar da suçludur. Ölen bir şehit için de,ölen bir polis için de,ölen herhangi bir vatandaş için de aynı sızlamalıdır yürek. Bir can söz konusu lan. Bırakın şu s.ktigimin ön yargılarınızı da vicdanınızın sesini dinleyin, varsa o da.
başta değerli polisimiz olmak üzere,
polisimize emirleri veren değerli devlet büyüklerimiz,
vatandaşı yatıştırmak yerine kışkırtan aşağılayan çok sayın başbakanımız,
başbakanımıza yer yer manşetleri ile zaman zaman penguen olsun leopar olsun çeşitli hayvan sever tavırlar içinde bulunarak destek veren çok kıymetli basın yayın kuruluşlarımız,
gerçekten nazik, kendi fikrindekileri çok seven, onlara karşı çok vicdanlı olan ancak diğerleri için farklı hisler besleyebilen bazı durumlarda "bana benzemeyen herkes ölse de olur" diyebilen necip milletim,
sevgili aydınlarımız, çok muhterem ellerini ovuşturan muhalefet partilerimiz ve bütün bunları izleyen bendeniz.
hepimize öteki vicdanımıza sarılıp deliksiz uyuyacağımız bir gece diliyorum.
berkin'in katili ''emri ben verdim'' diyen başbakandan tutun da emir komuta zinciri içerisinde bu olayda tetiği çeken polise kadar herkestir. ayrıca hukukun işlemesini engelleyen ve katilin bulunmasını engelleyen herkestir aynı zamanda.
devlet eliyle çocuk öldürmek 1984'ten beridir de bu ülkede uygulanmaktadır.
3 yaşındaki dilek serin, 23 eylül 1994 tarihinde, dersim gökçek köyü mirik mezrası civarında gerçekleştirilen askeri operasyon sırasında kaybedildi. davut altınkaynak (12), seyhan doğan (13) ve nedim akyön'ün (14), dargeçit jandarma taburu'nda işkencede öldürülüp kuyulara atıldığı, savcılık fezlekesinde yazıldı. türkiye ilyas diril (14), münir sarıtaş (13), ikram ipek (14), orhan yakar'ı (15), gözaltında kaybetmekten avrupa insan hakları mahkemesinde mahkum oldu.
öldürmekle de kalmadı devlet,çocukları taciz eden, küçük yaşta evlendirenleri de affetti. cezaevlerinde ve ıslah evlerinde, yurtlarda ve bakım evlerinde kalanları da, fuhuşa zorlayanları ve taciz edenleri de affetti.
hukuk işler hale gelmedikçe ve kati cezalar verilmedikçe katiller ve sapıklar bunları yapmaya devam edecekler.
Fikri ne olursa olsun, o hepimizin oğlu, hepimizin kardeşiydi. Bize yakışan, 16 yaşında bir çocuğun gençlik ateşiyle kapıldığı bir heyecanı hunharca sorgulamak değil, rahmet dilemektir. Ama Berkin Elvan'ın asıl katili başına isabet eden gaz fişeği değil, "ekmek almaya gidiyordu" diye töhmet üreterek, onun müessif ölümünden kendi pis çıkarlarına rant devşirme peşinde koşan samimiyetsizlerdir!
bu katle "herkes" veya "hepimiz" deyip adamın sinirlerini bozmayın.
--spoiler--
Madde 34. - Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
--spoiler--
iktidar partisi, halkın elinden bu yasayı gasp etmişti hatırlarsanız eğer. bence hatırlamıyorsunuz da, ben yine de hatırlatayım dedim. haksızlık kol geziyordu. düşünebiliyor musunuz? tomanın altında kalan insanlar bile oldu! hadi o gaz kapsüllerini filan insanların üstüne isabet ettirmeni geçtim. bak onları bile geçtim. göz göre göre insanlar yaka paça da değil. vura kıra sağa sola fırlatıldı. yapılanı hatırlayın. oturup hakkını arayan, savunan bir gruba duyulan büyük öfke! kimdi bunu duyan öfke? devletti. eğer siz devletin bu öfkesini doğal karşılayıp, "aslında suç hepimizdeydi" oyunu oynayacaksanız oynayın.
berkin elvan'ın da, ali ismail'in de, vefat eden polis memurunun da katili; eylem yapmasını bilmeyen eylemciler ile eyleme müdahale etmesini bilmeyen polislerin körüklediği; nefret, öfke, kin ve kontrolsüzlük duygularıdır.