Değerli bir taş ismidir. Bir de orta son'da aşık olduğum, lise birde peşinden koştuğum kızdır. Atatürkçü düşünce derneğinin ve bir ilimize ait kültür eğitim vakfının liselere hazırlık kursundaki 10 kadar sınıf arkadaşımdan biriydi. Erken olgunlaşmış ve çok güzel bir kadın oluvermişti o yaşlarda. Pürüzsüz yüzünün ve inci dişlerinin beyazlığı ders dinlememe engel olacak etmenlerden sadece birkaçıydı. Sonra ben Fen Lisesi'ni kazanmıştım, o ise hemen karşımızdaki Anadolu Lisesi'ne başlamıştı. Aradan 1 yıl kadar geçti, bir gün tüm gücümü topladım ve onların spor salonunun altındaki kantinlerine doğru ilan-ı aşk etmeye gittim. Arkadaşları ile oturduğu masadan kalkmıştı ve amatör ruhum bu kararlılığa erişmişken o gün bu işi nihayete erdirmek istiyordum. Merdivenlere doğru hızla ilerledi ve ben de koştum, elimi duvara dayayarak önünü kestim ve ona "Beril, seninle konuşma...." derken her defasında herkesin başına geldiği gibi mutsuz bir kız arkadaşı geldi ve "Hadi Beril derse geç kalıyoruz" dedi. Aradan 19 sene geçmiş. Kendisi evli ve sanki mutsuz gibi. Instagram'dan takip etmekle yetiniyorum ve sağlığından şüphe ediyorum. Çok zayıflamış...
Not: En son kendisine Hollanda-Lahey'de denk geldiğim "Beril" isimli butik mağazanın fotoğrafını atmıştım, hem de yıllar sonraki ilk ve son mesajımdı.
