tarihler boyu onbinlerce gencin sik gibi tıraşlar olarak, berber dükkanından yıkılmış, yenilmiş ayrılmalarına, kendilerine duydukları, zaten bit kadar olan özgüveni, tıpkı saçları gibi sakalları gibi sıfıra vurdurmalarına önayak olmuş sıkıntıdır..
sonralarında gençler arkadaş toplantılarında ''lan ben o berberin makasına attırayım, herif bilmiyor işi abi, leyleğe döndürdü beni be.. bi daha gitmicem olm ona.. hiç başka berber bulamazsam bizim sanayici veli usta var, ona kestiririrm, bundan daha beter olmaz nassolsa..'' şekli serzenişlerle eleştirmeye çalışmışlardır ama, ancak aslında onlar da içten içe bu durumun en az yüzde 50 sorumluluğunun kendilerinde, daha doğrusu yetersiz anlatım güçlerinde olduğunu bilirler..
- nasıl bir şey istersin abisi..
+ yani şimdi abi.. şey gibi.. böyleeee.. yanlar kısalsın bir kere.. orası kesin.. arkaları da böyle.. nasıl desem.. uzun kalsın emmee..
- oooo nusret abicim hoşgeldin..
* hoşbulduğ yeğenim, sıra mı var..
hayda.. lan zaten iki kelimeyi bir araya getirememişsin tarif yapacağım diye, berberin pür-i dikkat seni dinlediğini sanırken herif seni zerre iplemeyerek ortama gelen nusret kod adlı bir puştla muhabbete giriyor.. mevzubahis puşt seni görerek ancak görmemezlikten gelerek ''sıra mı var?..'' diyor.. yok sıra o oturan adam aslında, çocuk desteği, boyu yetmeyen veletler o adamın kucağına oturuyor ki saçları kesilebilsin..
+ yani şimdi makineyle al abicim sakalları ama çok da olmasın..
- abi hiç görünmüyorsun ortalarda..
+ ya işte iş güç derk..
* sorma baba bizim ev taşınıyor da onla uğraşıyorum.. çok bekler miyim?..
- yok iki dakkada hallederiz.. (lan!.. iki dakka?!?..)
+ yani tepeleri de çok uzun kalmasın.. (bu zavallım da hala tasvir yapıyor, tolstoy bu kadar betimleme kullanmamıştır romanlarında..)
- he abim tamam anladım ben..
hahaha.. kafasını anladın.. nusret abiydi falan derken bir bok dinlemedin, kafandaki fiks şablonu başkasının kafasına oturttun.. ama suç sadece sende de değil, gelen müşterin kesin ve net ''yanlar ve arkalar kısa, üstler daha uzun olacak.. şimdi hem sesini hem de saçımı kesmeye başla bre mel'un..'' deseydi sen de zanaatini konuşturacaktın..
yeter ulan berbere johnny depp olma ümidiyle gidip, taze popçu bora modeliyle çıktığımız..
kadınlar için fazla problem olmayan durum. nasılsa dergiden kesiyorlar sanatçının fotoğrafını artık her kimse ve saç modeli her neyse işte kuaför'e ''aynısını yap'' diyorlar ve artık ''kuaför düşünsün'' moduna geçiyorlar.
kendinizi sosyal hayatta ne kadar iyi ifade ederseniz edin insnaın nutku tutuluyor şu siktiğimin berberlerinde. kuaför demiyorum çünkü hak etmiyor çoğu bunu.
iki saat tarif edersin yanlardan biraz al dersin ama o biraz nedense biraz olarak kalmaz. bütün saçı siker atar. erindiğinden mi yapıyorsun yoksa lan? para veriyoruz değil mi şurda?
yok olmaz böyle... herkes kendi saçını kesebilecek seviyeye gelmeli...
berebere gideriz selamımızı verırız tabi o gun sizi genel olarak sacını kesen kısıyı bakarız
oda o gun izinlidir
hic alakası olmayan biri gelır ne kadar tarif etsende nafiledir
sacını abuk sabuk bi hale cevırır ve sende 1 ay ıcın beklersın uzasın dıye..
tam 10 dk nasıl traş ediceğini anlattım. şuralar şöyle böyle gibisinden. adam aldı makinayı vurdu saça. "amına koyum senin" dedim ama dememişte olabilirim neyse ajdar gibi dolaşmaktansa adama döndüm kafana göre kes dedim sonuç olarak "bir daha davos'a gelmem" gibi bir psikoloji oluştu.
eskiden devlet uhdesinde yatılı olan okullarda sağır olan hademelerden berber yapılırdı. öğrenci beyhude yere saç tarifi eder, berber kafasındaki 3 numarayı * in$a ederdi.
sonuç vermeyecek sıkıntıdır. hele ki yaşlı bir berberse ne kadar anlatırsanız anlatın isterseniz bir yerinizi yırtsanız bile adam yine bildiğini yapacaktır.
