içimizden biridir bu adam, aslında yıllardır yapmak isteyipte cesaret edemediğimizi dile getirmiş aslan yürekli cesur adamdır. "bu ricasından sonra akıbeti ne olacaktır ?" işte bunu kestirmek çok zor, biliyoruz. ama aslında hepimizin olmak istediği kişi değil midir o?
defalarca değiştirirsiniz berberinizi, "uzasın; bu defa başka yerde traş olcam" dersiniz, olursunuzda ama oda ne? diğer berberde de aynı yaslanmalar, dayamalar. kalkıp gitmek istersiniz o an, gözler kapatılıp sıkılır dişler, başka şeyler düşünülmeye, katil olmamaya çalışırsın. bu yüzden işte ben bu adam olmak isterdim, büyük ihtimallede akıbetim meçhul.
"polislerin titiz aramaları sonucunda, 3 gün önce traş olmaya giden genç, ormanlık alanda berber koltuguna bağlanmış, perişan halde bulundu."
* berber-kuaför falan fıstık muhabbetini acacaklara şimdiden söylüyorum, kuaför lafına kılım dostum. bizim zamanımızda kuaför denmezdi. her mahallenin berberi vardı, mahalleye oldugu gibi dayamış görmüş geçirmiş bi berberi.
ne kadar rica edilirse edilsin o berber dayar, dayayacaktır da çünkü o işin olmazsa olmazı makası iyi kullanmaktır bi de müşteriye hafifçe dayamaktır.zırh kuşanıp traşa gitmek belki bi çözüm olabilir.
edit: erkek adam kuaföre gitmez, berbere gider.
açık sözlü adamdır, fakat ne olursa olsun dayanmaktan kurtulamayacak adamdır, mesleğin özünde var arkadaş, dayayamayınca kesemiyor adam. bide çay ısmarlar size. ohh ben sana sürttürürken sende çay iç sıkılma havası verir adama.
- abi dayamazmısın rica etsem?
- kardeş olur mu öyle şey? çayını iç sen. oh yehh...
zamanın da ninem derdi "evladım saglam arkadaşların olsun, sana her zaman destek olacak, her zaman dayanışma içinde olabilecegin arkadaşların olsun." sana güvenebilecegimi biliyodum berber dayı. eyvallah!