unutulmayan günlerdir. ahhhh ahhh bu günler nasıl unutulur o aralar moda olan amerikan traşı için babaya dökülen diller... çok damar girdik şöyle güzel şarkılarda verelim.
o günlerin üstünden 20 küsür yıl geçtikten sonra tahtaya oturacak saç kalmadığını görünce ,bırak tahtayı koltuga oturacak saç kalmadığını görünce yan durumda koltuğa konmuş tahtayı dik duruma çevirme isteğimle tahtaya oturulan çocukluk günlerine özlem duymamı hatırlatan günler *
sahi yaa! berber amcalar boyumuz tutmadığından altımıza tahta koyardı.
mnakoyim nazım usta. seni hatırlattı şimdi bu bana. eskilere gittim birden.
saçımı yarım saat nasıl keseceğini tarif etmiştim bi keresinde, "fazla kısaltma" demiştim de babamın yanına
gittiğimde "bu ne lan başçavuş saçı gibi olmuş" sözleriyle şok olmuştum! haklıydı adam.
saçı kısaltma demişiz iyi ki mnaoyum yoksa 1 numara yapacakmışsın demek ki nazım usta.
yine hiç unutmuyorum nazım usta; sana yine böyle boğaz patlatmıştım ben yine de sen tutup
öyle bi kesmiştin ki saçımı, en son taradığında farketmiştim gerçeği.
yetmişli yıllardan kalma bi ekole aitti zannedersem o tarz. arkadaşlar epeyi dalga
geçmişti. böyle saçımın en solunu alıp en sağına doğru taramıştın.
faulleri az uzatıp bıyık bıraksam, bi de parka okulda ülkücüler top ederlerdi, o derece olmuştu hakketen.
tamam anladım senin yaş da var epeyi ama o neydi be usta!
dükkan da zaten güzel anadolumun bir özetiydi.
"bismillah", "hakkımda ne düşünüyorsan allah sana bin mislini versin", "veresiye veren, peşin satan"
sayende tıraş olmaya gelirken hiç bişey düşünmemeyi öğrenmiştim nazım usta. maazallah
hakkında ibne mibne diye düşünürüm de ondan sonra yolumu şaşırırım diye.
hakkaten çocukken etkiliyo bunlar adamı. güzel şeyler de düşündüm tabi;
"nazım usta' nın parası olsun, zengin olsun" falan...
mübarek yazılara tezat olaraktan hep en ucuz gasteleri alırdın nazım usta. en sikten boktan, karı resimli ve spor gazeteleiydi bunlar.
alıp okumaya kalksan en iyi ihtimalle "yanıyorum hemen ara!" yazısının altındaki karıya isabet edebilirdik.
berberdin sen ama nazım usta, yine de saçı yandan uzatıp keli kapatma hatasına düşenlerdendin.
hiç yakıştıramazdım sana bunu.
ikide bir şeyini kolumuza yaslardın, o da ayrı bi dertti! tatmin mi oluyodun neydin mnakoyum!
neyse ki büyüdük çok şükür. terfi ettik az daha tiki berberlere. yine de severim seni.