ilk gittiğiniz berberde berberin sürekli oraya gitmeniz için kendisini zorunlu kıldığı muhabbetler buna örnektir.ilk olarak okul sorulur ardından ders durumu ve o saçma soru gelir: "Bu saçla hangi kızları ağına düşüreceksin ? "
uzun süredir, 2 seneyi geçti, berber yerine bayan kuaförüne gittiğim için uzak kaldığım diyaloglardır. ama benim suçum yok, berberim uzun saçı berberler berbat eder, bir bayan kuaförü bul o kessin dedi. cidden haklıymış, ben hayatımda sutura bilen berber görmedim.
berberinizle aranızdaki samimiyete göre çeşitlilik gösteren diyaloglardır. siyaset, spor vb. memleket meseleleri, aşk-meşk, aga-nigi, aklınıza gelebilecek her türlü mühabbet yapılabilir.
bugün berberle olan diyaloğum sayesinde ne kadar düz ve sıradan bir adam olduğumu anladım gene. adam bana ''nolucak abi bu türkiye'nin hali yaa'' diye soruyor ben ''çok bozdu yaa, herkes dolandırıcı, hortumlayan hortumlayana, olan vatandaşa oluyor abi'' gibi 285 yıllık klişe cümlelerle cevap veriyorum adama. ha gerçi berber adama da konjönktürden, ithalattan, ihracattan bahsetsem ne diyon lan sen, anarşist misin nesin mına koduum deyip ense köküme şipleyiverir makası bence. berberler bayağı sinirli oluyorlar. götü sağlama almak lazım. adam sonra diyor ki ''abi adaleti de skip attılar yaa, kim haklı kim haksız onu da bilemez olduk artık'' diyor, bak yaa al da at diyor adeta, muz ortayı tam göğsümde yumuşatıyorum ve diyorum ki ''alayı şerefsiz bunların sallandıracaksın taksim'de bir tanesini bak o zaman bir daha yapan oluyor mu?''. bak yaa. baksana şu cümleye. nasıl bir göbeğini kaşıyan adamlık, nasıl bir kendinden geçmişlik seninkisi yaa. asıl seni sallandırmak lazım taksim'de.
o saç kesimi süresince asla saçınızla ilgisi olmaz. tv'ye bakar geçen hatunlara diker gözü.
baktım bütün müşterilerde bu durum böyle. benimle de alakası yokmuş.
değiştirdim artık götü.
--spoiler--
m: merhaba usta
b: hoşgeldin abi. saç traşı değil mi?
m: evet.. şey ben saçlarımı...
b: altları makine ile, üstlerden de kırıkları topluyoruz, biraz makas atıyoruz.
m: (şaşkın gözlerle) evet aynen... sen bu işi biliyosun usta.
b: eee onca yılımızı verdik abi, olcak o kadar tabi.
m: ( he aq.zaten, bildiğiniz tek saç kesim modeli bu. başka bir seçeneğimiz mi var sanki)
aradan biraz zaman geçer.
b: abi sen ne iş yapıyorsun?
m: ( lan üstümde kot var; deri ceket var. yaptığım işle alakasız bir havadayım.. du biraz uğraştırayım) usta önce bir tahmin alayım.
b: abi sen x işini yapıyorsun. değil mi?
m: ( kafa altmış dercelik bir açıyla ve bu sefer gerçekten şaşkınlık içinde adama çevrilir) abi sen müneccim misin, nesin ya... nerden anladın.. nasıl çıkardın?
b: eee onca yılımızı verdik abi, olcak o kadar tabi.
m: ( bu adamın özgüveni bitirecek beni arkadaş.)
aradan biraz zaman geçer.
m: usta, çok kesmedin mi? bak şakaklarda dökülme var, parlatma kafamızı...
b: abi sen hiç tasalanma. bak traşını görenler sana beni soracaklar. gelip bende traş olacaklar. ismim de ferda. sorarlarsa, direkt bana yolla...
m: neyse, ustanın işine karışılmaz. ( ya özgüvenin de bi sınırı olmalı ama)
aradan biraz daha zaman geçer.
m: usta, kabak ettin kafayı...
b: abi öyle deme... baksana şu saçın uyumuna... ahengine...
m: ( hangi saçın aq. hangi saçın...saçmı bıraktın kafada... ) gerçekten öyle... simetrik kesiyorsun usta. ( senin bu bitmeyen özgüvenin; benim bu bitmeyen sabrım... olan, ayakta kalma mücadelesi veren gariban saç tellerime oldu.)
b: abi sen hiç tasalanma...
m: evet arkadaşlarım çok beğenecek, ve senin ismini soracaklar... sen de hiç tasalanma..
b: aynen öyle abi. hehe...
--spoiler--
bu şekilde uzayıp giden diyaloglardır. alttan alta yumuşak bir gerilim söz konusudur. iç gıdıklayıcı bir merak da işin cabası... yeni halinizi yadırgamak ve biraz tuhaf karşılamak gibi bir netice de çoğu zaman söz konusu olabiliyor. böylesi durumlarda, destekleyici bir iki söz işitmek istersiniz. bu ihtiyaca cevap verebilen berberler, traş sonrası sendromuna iyi gelir. benim berber, şahsen özgüveni ile, o sendromu yok etmek için çok çabaladı. ama aynada parlayan kafamın hamleleri, berberin bu çabasını bok etti. beni melankolik bir tınıya mahkum etti.
ulan keşke dilinle traş etseydin. valla kral saçım olurdu.
+kolay gelsin ahmet abi!
-eyvallah koçum gel, nasıl yapalım?
+abi yanları al, üst tarafı az kes, yap birşeyler şaşırt beni.
+tamamdır, sen bana güven.
20 dk sonra:
+helal etmiyorum sana parayı * ahmet abi bu ne!?
-ne var lan işte adam ettik asker gibi çakı gibi oldun.
+dava edicem lan seni gelmiyorum bir daha sana, * kafamın haline bak.
-gelmezsen gelme lan umrumda mı sanki.
3 ay sonra:
+kolay gelsin ahmet ağbeey!
...
+ tuncer abi kulakları kapatan cinsten bi model yapıver ( bir kepçe kulaklının dramı )
- tamam yapıyim kardeşim ama bu kadar büyütme kafanda şu kulaklarını. mesela bi manken vardı kulaklarını japonla yapıştırmıştı. biliyon di mi?
+ ha evet bilmem mi abi
- heh iste , insanlar o mankenin kulaklarına değil , kulaklarına yaptığına güldüler.
Tuncer abi deyip geçme , adam yüzyılın tespitini yaptı. Kalkıp alkışlayasım geldi arkadaş.
+nasıl kesiyim.
-yap işte bi şeyler.
+çok güzel bi model var. Sen kendini bana bırak.(ilk kez deneyecek.)
-abi sen takıl kafana göre.(aha şimdi sıctık.)
Tıraştan sonra.
+valla on numara şekil oldun.
-(senden de bu beklenirdi.)Borcum ne kadar dı benim?
+10 lira ver yeter. Bozuk yok muydu.
-yok valla. (git bozdur lan)
Az önce yaşanan diyalogtur.
+iyi mi böyle
-Ya hayri abi kaç yıldır aynı kafa aynı traş bittiyse bitti de gideyim
+bi kere de olmamış de rahatlayayım anasını.
Hayri abi gariptir.saçın arkalarını kesmeye başlarken aha en sevdiğim yer dediği de oldu hay senin kafanı diye küfür ettiği de.