"ben derslere girmeden çad yapıyorum, dışarıdan 4 yıllık açık öğretim okuyorum ve baba meslek denebilecek mühendislik okuyorum. tüm bunlara rağmen ahkam kesmiyorum ama bu ezik gençlere hala akıl sır erdiremiyorum."
dizeleriyle hakkında yorum yapmak isteyenlere yol göstermiş olan x**...
girdilerinde sürekli aynı şekilde kurgu yapan (arkadaşları ona danışır, beratulanberat fikirlerini açıklar ve arkadaşları ağızları açık bir şekilde ona hak verir ve "abi büyüksün" derler.
çaylak olması doğal karşılanası şahsiyet... kendi zevklerinin ve düşüncelerinin diğer insanlarınkinden daha kıymetli olduğunu düşünmeyi bırakmadan da bu çaylaklığından kurtulamayacak...
(#1420056) numaralı entrysinde format atmayı bilmeyen bilgisayar kullanıcılarını ezmeye yeltenirken; daha vahim bir durumda olduğunu bilmeyen yazar. bir dili kullandığını iddia edip; -de'lerin -mi'lerin nasıl ayrılacağını bilmeyen yazarlar vardı zaten aramızda da; "bilmiyorum kardeşim" deyip geçiyorlardı. şimdi bu ukalalık, almanca bildiğini iddia edip; türkçe konuştuğunu sanan bünyene biraz fazla olmuyor mu?
yazarımızın sözkonusu entryde de dediği gibi: "artık biyolojide böyle canlılara ne diyorlar varın siz söyleyin."
gayet yerinde tespitleriyle sözlüğe canlılık getiren yazar. hazım sorunu çekip bu adamı kıskananlar biraz beyin jimnastiği yapıp daha yaratıcı şeyler yazmaya çalışsalar daha hoş olacak sanki.
--spoiler--
gereksiz entry giren yazar
saçmalayan yazar
ilgi çekmek isteyen yazar
accayip ayar verdiğim yazar
ayar manyağı yağtığım yazar
ayar manyağı yaptığımız yazar
ayar manyağı
manyak ayarı
vıdı bıdı
--spoiler--
buyurun beratulanberat üstadımızın(!) yazdığı şahane şukela yazılar. bu fikirlere hepimiz katılıyoruz ama gülmekten....
üstadın star wars hakkındaki fikirleri
filmden anlamayan, eleştirmenlik yapabilecek alt yapıya sahip olmayan bilge olamayan izleyicidir.
kısa bir özetle star wars filminin saçmalığını anlatayım. film kategorisine bile konmaması gerektiğini açıklayayım.
geçen gün bir arakadış geldi yanıma. star wars aşşa, star wars yukarı. merak ettim nedir bu star wars? eve gittim ve 1024 sınırsız internet ile filmi indirdim. izledim ve bir bok olmadığını anladım. çünki taklit ti. dünyayı kurtaran adamdan sahneler vardı. konusu saçmaydı. bi kere uzayda yaşam olmaz. hadi onuda geçtim.
filmden sonra internet aleminde bir araştırma yaptım. star wars hakkında neler söyleyenler olmuştu. neredeyse ağlanacak kıvamda anlatıyorlardı.
yoksa farklı filmden mi bahsediyoruz diye şüphelenmeye başlamıştım. insanları bu kadar cezbeden neydi ? insanları bu kadar sürükleyen neydi ? sığ düşüncelerle film izleyen , amerikalı yapmışsa düşünme yaşa gitsin mantığıyla izlenip yapılan yorumlardı.
6 bölümünü izlediğim filmden zerre zevk almadım. hatta eziyet çektim. ama inat edip kalkmadım o makinanın başından. film için yapılan övgülere cevap vermem gerekiyordu. sonra bir tespit yaptım. çok gerçekçi bir tespit
bir kere bu adamlar film yapmaktan anlamıyorlar. filmin ilk önce 4,5,6. bölümleri çekilmiş sonra 1,2,3. bölümleri çekilmiş. çocuğa sorsan ilk önce 1,2 ve 3. bölümlerin çekileceğini bilir.
sonra bu filmi insanlar nasıl övebilir. nerede yaşıyoruz. bana göre yahudi loblerince desteklendiği için bize popüler geliyor. siyonist heriflerin kurmacası.
şekerpare, gulyabani, dünyayı kurtaran adam. bunlar film işte. ekşınsa ekşın hemde tek partijında çekilmiş filmler.
önce sonunu sonra başını çekip salaklık etmemişiz.
netice itibari ile star wars saçmasını film kategorisine koyabilen insan sanattan anlamıyordur.
üstadın rock müzik hakkındaki fikirleri
gürültülü müzik yapan müzik saçması bişey.
şahsımca heavy metal dinleyen insanların müzikten anlamıyordur. bağırarak şarkı söylemekte neyin nesi anlamış değilim. hani bozlak söylesin, uzun hava atarsın sesinin nüanslarını gösterirsin. gel gelelim metallicada ses namına bişey yoktur. bir kaç kere deneyim dedim. dinleyeyim, acaba nasıl bir zevk. bi bok anlamadım. o zaman söyliyeyim dedim. hayvanlar gibi, metalciler gibi bağırdım gırtlağım kurudu. sonra baktım bu sanat değil asilik belirtisi. buradan metallica grubuna sesleniyorum : siz çalın arkadaşlar sadece çalın.
bu parçaları dinleyen insanlar üzerine bir kaç tespit yaptım.
bu insanlar tek başlarına dinlemezler bu parçaları, evde tek başına metallica dinleyen insan gördün mü? görmedin. metallica sosyal olamayan insanların ortam yapmak için dinledikleri, özgür olduklarını vurgulamak için dinledikleri beş para etmez bir gruptur.
zikir yapan insalara zarf atarlar gel gelelim konserlerde kafa sallarlar. zevk alırlar. onuda denedim kafa sallamakta ne var diye. başım ağrıdı. çoğu metallica konserlerinde bu yüzden kusuyorlar diye yorum getirdim.
artık bi konu için bu kadar düşünmemeliyim diyip
netice itibari ile heavy metal dinleyen insan müzikten anlamıyordur.
(bu arada p blok elementi zayıf metaldir )
üstadımız bülent ersoyu çok beğenir ayrıca
güzel kadından anlayan dünyaca ünlü pileyboyların , belirli bir kadın hayran kitlesine sahip üstün insanların ortak görüşü.
öğrenci evimin en baş köşesinde televizyon izliyordum. bülent ersoyun eşsiz yorumlarını dinlerken harbi güzel kadın hee diye sesli düşündüm.
ev ahalisinin irkildiğini gördüm. bana bakıp yüz burusturduklarını, yüksek sesle ha .iktir lan dedikleri an gibi gözümün önünden geçiyor.
belli ki kadından anlamıyorlardı. mal mülk varlığından habersizlerdi. üstüme gelmeye başladılar. kesin lan! diye durdurdum. lan ne biçim adamlarsınız. karıdan kızdan anlamazsınız, anlayanada laf atarsınız diye de üsteledim. şaşkınlıklarını suratlarından okuyabiliyordum. bakın dedim bülent hanımın eski sevgilisi cem adler beyefendiye. gencecik delikanlı. var bir bildiği ki bülent hanımla birlikte olmuş dedim.
sonra işaret parmağım ile televizyonu gösterip su kalçaya şu göğüslere bakarmısın, eksiği yok fazlası var dedim. sonra bir an için durdular. hakkaten hee hiç o gözle bakmadık. bülent ersoya, biz hep önyargı ile yaklaştık dediler.
bana hak vermeye başlamışlardı.
sosyal tespitleri kuvvetli birisi olduğum için, eksik yönlerini iyi kavrayabiliyordum. azmış gençlerin, evde delikli ne varsa azan (priz dahil), hepsi bülent ersoy için aynı yorumu, çirkin kadın yorumunu yapıyorlardı.
bu durum beni çok rahatsız etmeye başladı ve hepsinin karsısına geçip sosyal tespitimi yaptım ; bülent ersoy için çirkin kadın diyen kadından anlamıyordur.
üstadımızın okul kantininden yiyen çocuklar için ortaya koyduğu şahane tespitler...
müsrif, paranın kıymetini bilmez öğrencidir.
bu güne kadar çay haricinde kantinden hiç bir şey almamış birisiyim
"paranın kıymetini bilen, çok üst insansın" dedi arkadaşlar. teveccüh ediyorsun dedim.
sonra üstad dediler neden kantinden yemek yemiyorsun.
bir bildiğin var elbet dediler.
açıkladım.
okuldan neden yemek yiyelim ki? pis yemekler, nasıl yapıldığını bilmediğimiz patates kızatmaları, iğrenç kantin diyalogları, iğrenç kokular.
ee abi ne yapalım aç mı kalalım yani dediler.
o anda yumruğumu sıktım. masaya koydum.
ulan evden getirin ekmeğinizi. ekmek arası domates peynir yapın okula getirin. annene söyle komposto yapsın yarımlık şaşal şişesine koysun dedim.
hepsi tespitimi takdir ile karşıladı. alkışladılar ve evime gittim. evime giderkende tespitime yenilerini ekledim.
şimdiki gençler evden ekmek getirmeye utanıyorlar.
herkesin içinde domates peynir yemekten utanıyorlar. özenti gençlik. körolası zihniyet.
allahım sabır ver dedirten mesajları yazan, kendi düşüncelerini mutlak doğru sanan ve başka düşüncelere saygı guymayan aynı zamanda kaynağını bile tasavvur edemeyeceğimiz acayip acayip fikirlere sahip yazar.
sanirsam ucmus yazar.
edit: ucmamis, actigi carmen electra zicmaz basligini acan insan olarak silmis sadece.
bir an yurekler agizlara geldi sevgili seyirciler.
(bkz: oh bebek)
ayar vermenin, futbol maçında tribün seyircisi olmak kadar zevkli olduğu stres topu. ulan bir başlık açıyorum, millet atlıyor, hepsi salak diye düşünüyorsa, bir de olayı bizim açımızdan görmeyi denemeli. günün stresini bedavadan boşaltmamızı sağlıyor açtığı başlıklarla. ayrıca verilen ayarlar sayesinde bazılarını da en beğenilen entryler kulübüne taşıyacağı kesin. şu herkesin maskeyle dolaştığı internet ortamında, bir de ikinci maskesini takıp, yani fake nick alıp dikkat çekmeye çalışıyor. bu çaylaklığa doğru gidip gelen dikenli bir yolda kendisine başarılar ve haşareler dilerim her kimse.