radikal gazetesindeki röportajında sinema filmi için teklif almamaktan yakınan tiyatrocu. böyle başarılı, yetenekli bir oyuncuya nasıl bir rol biçilemez, hayret etmemek elde değil.
nasıl unuturum; burası türkiye, oyuncu olmayanlar oyunculuk, şarkı söyleyemeyenler şarkıcılık, 1.50'likler mankenlik yapıyor. bu da normal galiba.
dün fox magazin isimli aptal programa konuk olmuş oyuncudur. ablam ne işin var senin orda.
diziyi konuşacaksın da başka program mı kalmadı allasen. zati kendisi de sunucu amcamın "açıklamak istediğiniz bir sırrınız var mı?" sorusunu sorduğunda, şöyle bir durdu, içinden "nereye geldim ben" dedi ve "bunları mı konuşmaya geldim ben?" diye tepki gösterdi. biraz daha özen bennu hanımcığım, gelme oyunlara. sahaya çık, topunu oyna, gerisine karışma sen.
kendisi tek başına bile yaprak dökümü'nü izletmek için bir sebeptir. o nasıl anlamlı bakışlardır öyle. nasıl bir hüzün... Türkiye'ye gelmiş geçmiş en iyi oyunculardan biri. kendisini sinemada da büyük projelerde görmek isteriz.
oyuncu sıfatının ete kemiğe bürünmüş hali. sadece gözleriyle binbir mimikle canlandırılması zor bir duyguyu bile gayet güzel aktarabiliyor. türk sinemasının kendisi gibi bir nimeti daha iyi değerlendirmesini umut ediyor, kendisinin o kurşuni bakışlarla bizi bizden almaya devam etmesini diliyoruz.
tiyatroculuk sıfatına en çok yakıştırdığım, üstün yetenek. bu da yetmiyor, "karizmatik kadının" tanımını yapmam gerekseydi, bennu yıldırımlar ismini verirdim diyorum. evet, müthiş bi karizması var, ama bir o kadar da şirin ve çocuksu. bir insan ciddiyken bile şirin olur mu? oluyor işte.
sanatçı kelimesine örnek gösterilebilecek sanatkarların, hala var olduğunu hatırlatan, mesleğinde kusursuz denecek noktaya gelmiş, beyaz perdede görmek istediğim oyuncu.
insanın oyuncu derken dilinin yazarken elinin titrememesi ne güzel şeymiş.
güzel gülebilen ve gözlerinde gizli hüzün barındıranlardan...
efsane dizi süper baba'daki elif karakteriyle tanımıştım kendilerini; mini etekli, uçuk kaçık, samimi halleriyle 12-13 yaşındaki bir veletin aklında yer etmişti...
şehir tiyatrolarında yaprak dökümünde izledim geçen sene, muazzamdı...
şimdi de tv'de oynuyo aynı romanın dizisel versiyonunu...
sinemada görmek istiyorum asıl ben kendilerini...duyurulur...
bu arada, bir ses tonu bu kadar mı güzel olur , bu kadar mı yumuşacık ve duru olur merak ederim...gözleri de "bana şiir okur musun " der gibi bakar derinden derinden...
okurum tabi okumaz mıyım ama yanlış zaman yanlış insan işte...evlenmiş çoktan...
velhasılı kelam 10 numara bir oyuncudur, cok yaşasın, cok baksın...