bugün

siz kimsiniz? siz bedeniniz misiniz? Yoksa zihninizden geçenler mi? Yoksa isminiz ve geçmişinizin toplamı mı sizsiniz?

Bedeniniz ve zihniniz doğumdan ölüme kadar değişiyor. yani mesela 20 yaşındaki siz ile 40 yaşındaki siz aynı kişi mi? Sizi siz yapan şey nedir? siz kim olduğunuzu sanıyorsunuz? doğumdan ölüme dek değişmeyen ve hep seninle kalan şey nedir? O sensin.
Birincil yaklaşım. Evet.
“... kov seni beğenmeyi
Varlığın evini yık”
(bkz: yunus Emre)
insanın icinde yasadıgı dunya ve onun otesindeki gerceklikle yani ondan geldigimiz ve gene oraya donecegimiz boyutla olan asıl iliskisini ogrenme hakkını kazandıgımızda gercek benligimizle tanısmaya hazır olacagız.
terbiye edilmelidir.

insan bunu dini yönden faydalı bir birey, bilim yönünden kendini geliştirmiş bir yurttaş olarak misyon edinmelidir.
descartes'in meditasyonlarında bir türlü inkar edemediği olgu.

çünkü benliğimizi inkar etmemiz bile ancak bir benlik olduğumuzu iddia etmemiz ile mümkün olabilir. "ben bir benlik değilim" cümlesinin kendisi, ancak bir benlik tarafından kurulabilir. bu da bir çelişkiye yol açar. benliği inkar bile edemeyiz.

bu gerçeği fark eden descartes "düşünüyorum, öyleyse varım" demiştir.

edit: aşağıdaki yazar haklı. bir benliğe sahip değiliz; benliğin ta kendisiyiz. buna göre yukarıdaki entry'de birtakım düzeltmeler yaptım.
bir benliğe sahip değiliz, o benliğin ta kendisiyiz.
benlik hafızayı kullanır; ama benliği var eden hafıza değildir. eğer hafızaya sahip olmasaydık benliğimiz yok olmazdı.

hatta; dokunma duyumuzdan başka hiçbir duyumuzun olmadığını düşünelim: göremiyoruz, duyamıyoruz, konuşamıyoruz, hatırlayamıyoruz, düşünemiyoruz; sadece bize temas eden soğuk nesneleri algılayabiliyoruz. böyle bir durumda soğuğu hisseden "şey" benlikdir.
benlik kavramını yitirmem ibrahim tatlıses'in beni benden alırsan seni sana bırakmam sözüyle bendeki kavram boşluğunda yerini almıştır.
bireyin kendini algılama ve kendini değerlendirmesidir.
Benlik bir meseledir ama benlik bir mesele yoksa önemli değildir hiçkimse herkesi ilgilendirmez çok açık havuz denize dökülmez okyanuslar gezegen değiştiremez güneşe kimse değmez ve güneş hiçbir şeyle değişilmez.
Bir put olarak benlik, hayat ona adanır. Keyif alması mutlu olması için herşey yapılır. Yemek yeme, okuma, başarı, evlenme, üreme, iyilik yapma, uyuşturucu kullanma, spor yapma, diyet yapma, ateist olma, dindar olma, kıyafet, makyaj, lüks, makam mevki, sağcı olma, solcu olma, sadaka verme, namaz kılma.... Nefes alma verme, nefesini tutma. Hayat Sadece o putu mutlu etmek için. O benlik putunu saf dışı bırakıp hakk için her şeyi yapmak kolay mı?
benliğin sınırları kişiye bazen bir kale, bazen bir çukurdur.
(bkz: kimlik)
Benlik insanın perspektif yasasıdır. insanlar kendine yakın olanlarla ilgilenir, uzak olanlarla ilgilenmez.
Kaygan zeminde bir mevzudur.
Kimi insan kendini hep aynı görür, kimi de değişir. Değişim de hassas konu, sana göre değişim bana göre bi hiçtir.
Bi de benim gibi kimliği bir türlü oturmayanlar var. Tabii değişim gibi bu da net değil, kime göre neye göre oturmadı?
Hani tavlada zarı atarsın döner döner durur ya, heh aynı öyle.
Oturmalı mı tamamen onu da bilmiyorum.
Ölene kadar huzuru bulamamaktan korkuyorum.