--spoiler--
martin keamy'i kolundaki vericiye aldırmadan öldürmesi ve daha sonra john locke'un sen ne yaptın gemideki herkesi öldürdün demesine karşılık so? demesi nedensiz bir kahkahaya sebep olmuştur. psikopatlık yaptıkça hayran oluyoruz sayın kendisine.
ha bir de hayranlık mayranlık dinlemem penny'nin kılına zarar gelirse desmond, ben ve tüm iskoçlar birleşip rektumunu gayda manyağı yaparız aklını başına alsın.
--spoiler--
kendisinin sürekli bir ben her şeyi bilirim edası vardır, sürekli götü kalkık gezer bunun yüzünden de feci sopa yer. ne zaman baksak başkası pataklıyor adamı. madem çok zekisin neden her bölüm başkasına kum torbası oluyorsun be adam? ruh hastası mısın nesin? birileri hazmedemiyor senin zekiliğini ama yediğin dayak da yanına kar kalıyor. bırak herkesi göt edecem falan diye uğraşma senin cürümün ne locke bi kafada yere serer, sawyer ellerini kullanmadan döver, jack de atardamarını çizer. bırak uğraşma şunlarla onlar ne anlar manipülatizmden, ironiden. fazla da artislik yapma, gözüm üstünde, sataşan olursa gel.
--spoiler--
4x13-14 te the orchid in derinliklerindeki gizli, tahta dümeni çevirerek adanın hüp diye okyanus tarafından çekilmesine sebep olan, batonuyla iri kıyım martin keamy the o.c. yi 3 hamlede indirerek * rüştünü ispatlamış eski the others lideri.
--spoiler--
--spoiler--
şimdi öncelikli hedefi penelope widmore'dur. amaç ise intikam, alex'e karşılık charles widmore'un kızı. görüyoruz ki sayid'in sevgilisi öldürüldü ve sayid psikopat olup tetikçiliğini yapıyor(adadaki tek müslümanı terörist olarak göstermeleri de ayrıca tartışılır) benjamin'in. aynı sayid, penny ile desmond aşkını biliyor, yani penny'yi öldürmez benjamin ne derse desin. bu da benjamin'in doğrudan kapışacağı insanın desmond olduğunu gösteriyor ki ikisi de şu anda adanın en karizmatik adamları. ama desmond'a bir şey olursa o jopunu bir yerine sokarım benjamin efendi.
Mükemmel insan tipi.Kısa boylu güçsüz kuvvetsiz olmasına karşın kafasıyla dünyalara hakim olabilecek şahıs.
Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu, atasözünün yaşayan örneği.
Parti kursa gözüm kapalı oy vereceğim lider.
hakkında; iyi mi, kötü mü? sorusuna net bir cevap bulamadığımız lost karakteridir.
kendisi her fırsatta "biz iyi insanlarız" der ve kanımca doğru söylemektedir. benjamin gerçekten iyi taraftadır. lostilerimizin adadan çıkmalarına yardımı olacağını düşünüyorum, hatta eminim!
emin olmamın sebebi ise eski sezonlardan birinde locke'un gördüğü rüyadır.
sanırım 3. sezon sonlarındaydı;
hatch patlamış, mr. eko kaybolmuş, locke konuşamaz olmuştu. bunun üzerine locke bir çadır kurup, adayla bağlantıya geçmeye karar vermiş ve yanında boone belirmişti. john'u tekerlekli sandalyeye bindirip bir havaalanına götürdüğünde (rüyasında tabi) havaalanında uçağa binmek üzere olan lostilerimiz vardı. üstelik henüz ocenic six diye bişey yoktu, charlie bile hayattaydı. boone bir taraftan anlatıyordu; claire ve charlie yi gösterip "hayır john onlar için yapabileceğin bişey yok en azından şimdilik", desmond için "o da değil, o kendini kurtarıyor john" demişti. geriye kalanları; jack, kate, sayid, sun, jin, hurley ve sawyer'ı göstererek "yardımına ihtiyaçları var john" demişti en son. ve az ilerde güvenlik görevlisi kıyafetiyle benjamin linus göründü. onu gören locke arkadaşlarına seslenmek istedi ama sesi çıkmıyordu. uçağa binmeden önceki son kontrolü yapıyor olması, adadan çıkmak için benjaminin yardımına ihtiyaçları olacağını düşündürdü bana, hatta desmond abimiz de önemli bir rol oynacayak bu kaçışta, ahanda buraya yazıyorum! çünkü rüyada kaptan pilot kişisiydi kendisi.. yanında hosteslerle falan geçti gitti havaalanında.. ve hurley, evet hurley de o meşhur sayıları giriyordu ve bilet kesiyordu. yani; onun da önemli bir rolü olacak çıkış için! çıkış biletini o kesecek belki!
kısacası o rüya lost için önemli bir ipucuydu. benjamin linus'un görevi de orada gösterilmişti. lostilerimize yardım edecektir en sonunda.. iyi taraf olduğunu gösterecektir bize.. *
kendisinin lost'ta saci basi dagilmis ve portlek gozlu gorundugune bakilarak psikopat muamelesi cekilmemeldir, gayetle karizma sahibi bir anti-kahramandir. evet anti-kahramandir, bu sebepten gonlumuzde yeri saglamdir. ben illa serefsiz, pust demek icin bir lost karakteri ariyorum diyenler buradan buyursun (bkz: martin keamy).
aslında çölde gördüğü arap tipli adamlara türkçe bilip bilmediklerini sorma olayı bu kadar eleştirilmemesi gereken karakterdir. herif anlıyoruz ki bir sürü dil biliyor. e herif götünü kurtarmak için diyalog kurmak durumunda. bildiği tüm dilleri deniyor. çölde gördüğü bir arap kılıklı adama (arap bir ülkede olduğunu tahmin ettiğini düşünürsek) ilk önce haliyle tüm dünyada en çok konuşulan dil olan ingilizceyi bilip bilmediğini soruyor. sonra arapçayı deniyor. o da olmayınca son çare o bölgede arapçadan sonra en çok konuşulan dil olan türkçeyi deniyor. biraz gocunuyoruz sanki biz.
herhangi bir bankada veznedar izlenimi uyandırıyor her gördüğümde. memur pantolunu da giyiyor zaman zaman. ya da emekli olup dünyevi işlerden kendini soyutlamış bir görünümü var adamın. hanımla beraber küçük bir bahçede ekinlerle uğraşan ve bundan çok hoşnut olan bir adam. sanki her an elinde çapayla çıkacak ve tarladaki taze soğanları toplayıp ocakta kaynayan tencereye yetiştirecekmiş gibi duruyor. patlıcan ekiyor, domatesleri topluyor falan. zaman zaman da bulmaca çözen, resimdeki sanatçılarla uğraşan bir emekli gibi tam.. ya da özel bir şöför gibi. çok iyi niyetli ve iyi biri işte..
lost izlememiş bir insan olsam ve biri bana ''bak bu adam lost'ta oynuyor, hem de acayip gizemli ve cool bir karakter'' dese anında s.ktiri yerdi. bir saat de alay ederdim bunu iddia edenle..
lakin yiğidi öldür hakkını ver. en puşt, en gizemli, en cool, en ne yapacağı belli olmayan ve hatta söyledikleriyle en inandırıcı kim deseler, hiç düşünmeden cevabım yine benjamin linus olur..