hayır sanki karşındaki mal da, kullanmak için izin istiyorsun o malı. kimse kusura bakmasın; ama çok saçma ve gereksiz bir sorudur. bu cümlenin kullanılması en fazla, liseye geçildiğinde bitmelidir. taraflar birbirini seviyorsa bu soruya gerek kalmadan her şey kendiliğinden gerçekleşecektir zaten.
Cümler olarak mazide kalsa da zihniyet olarak medeniyetin ve hatta insanlığın sonuna kadar kalacak bi yapıdır. günümüz de bu yapı da (heleki belli bi yaştan sonra) bi açılma yöntemi kullanmak hoş karşılanmayacağı gibi olası olumsuz tepkinin daha yıkıcı olmasına yol açabilir vel hasıl kelâm bi çok kişisinin söylediği ve sandığı gibi iki insan biribrinden hoşlanıyosa bu tarz cümlelere gerek yoktur lafı gerçek bi geyiktir. ismi konulana kadar çok güzel olan ilişkilerimin ismini koyalım artık 8 aydır mal gibi dolanıyoruz gidip geliyoruz biz neyiz dendikten sonra bittiğini bi kaç defa yaşayarak öğrendim. ilk seferinde kızla okulun sonlarında başlayan kıvılcımların sürekli konuşma ve kız tarafından sürekli mesaj çekilmesiyle ilerlemek suretiyle aylarca sürdüğü ve heryere birlikte gidildiği yaz bitip okul başladığında bütün okulun bizi sevgili sanmasına rağmen aramızdaki mevzunun henüz bi ismi olmayışından gelen bi gerginlik ara ara hissedilmesine rağmen gayet mutlu olunan bi dönemin ardından. Özellikle sevgili olduğunu herkese yakın zamanda ilân etmiş kıl tiplerin yanında. kızın sersem sınıf arkadaşlarına durumu anlatması neticesinde gelip bana biz neyiz böyle demesinden sonra bu minval de bi teklif beklediğini anlamam ve durumun o andan çok daha ileride olduğunu ve zaten bu tarz bi giriş cümlesinin anlamsız olduğunu uzun uzadıya izah etmeme rağmen önce ikna olmuş sonrasındaysa muhtemelen aldığı gazlarla teklif diye direten bi kızı karşımda bulunca uzun zaman susuturacak romantik ve okkalı bi teklif yapayım diyerek ebedi aşkıma yazmış olduğum bi şiirin bi kaç dizesiyle bi teklifte bulundum. önce mest olmuş sonra sıkılmış bi tavırla gelince bu anlamsız teklif olayına lanet olsun dedim. ve o an anladım ki teklif yapılana kadar herşey çok güzeldir ama resmi değildir. iş resmiyete dökülünce bi anda eksen değişir. benzer bi durum daha sonra tekrar başıma geldi o zaman bi arkadaş grubu içerisinde bi yakınlaşma ve ardından uzun zaman flört etmeler gene kızın mesaj atması(ben mesaj çekmekten ve okumaktan nefret ettiğim için cevap yazmam) eve gelip gitmesi derken yaz sonuna doğru en yakın arkadaşını biz neyiz diye sormak üzere yanıma göndermesi gene sonun başlangıcı olduğunu açıkca gösterdi bana. bir kez daha mecburi teklif olayına girmem gerektiğinden bu kez sokarım romantikliğine bari o özel şiirleri kirletmeyeyim diyerek daha sıradan bi teklifle gidince aa çağdaş çok şaşırdım ben sana hiç o gözle bakmamıştım diyerek beni dumur etmiş bsg ya diyerek ortamı terketmeme vesile olmuştur. Bi kaç ay sonra facebook'ta beni ekleyip onun pek bi candan benimse ne konuşuyo bu hala şeklinde sürdürdüğüm kısa bi muhabbetin ardından onun benimle çıkarmısın sorusuna ikinci kez bsg ya diyerek cevap vermem bu çıkma yapısından iyice tiksinmeme neden oldu...
arkadaş 7. sınıftamıyım ne. yıllar yıllar önce. bi kızı seviyorum ama nasıl biliyo musun? ölüyorum ya. o yaşta içmeye başlamak üzereyim o derece. kızın adı ece. benim için o zamanın adriana lima sı. oturuyorum böle uzaklara falan bakıyorum, düşünüyorum kızı. valla lan. o yaşta çocuk enigmadan return to innocence dinler mi? dinledik işte gönlümüzü verdik. kız bizden bi alt sınıfta. artistlik falan yapıyorum böyle. futbol oynuyoruz okul bahçesinde. kendimden geçiyorum. dalağım patlayacak ben hala koşuyorum. resmen götümden soluyorum ya. arada bakıyorum kız orda mı diye. ordaysa ayaklarım götüme değerek koşmalar falan. apaçiliğin sınırlarını zorluyorum.
velhasıl kızın gözüne girebilmek için -artık dalağın patlayarak nasıl göze girebiliyosan- türlü şebeklikler yapıyorum. sabahları saç yapmalar falan. lan ben 3 dakika daha uyurum diye adam öldürecek çocuktum. 10 dakika önce kalkar saçımı başımı yapar, öyle gider oldum.
sonra bi arkadaş buldum ortak. hiçte muhabbetim yoktur it herifle. kanka ayağı çekiyorum adama. adam salak tabi. şu kızların yanında gezen tiplerden. unisex tipler vardır ya. heh o işte o çocuk. bakıyorum unisex kızın yanında. elemanın yanına gidiyorum. hemen gel oğlum akşam ormana gidicezler, ateş yakacazlar, komşuların ayakkabı içine işicezler, yani türlü serseriliğe çağırıyorum. tabi o yaşta bi çocuk için serseri gözüküyosan bi kere 1-0 öndesin demektir. zaten kızdan büyüğüz o da 2-0. kalmış hat trick e 1. o da kızla muhabbete girme.
neyse kazanovayız ya onu da yaptık. ama nasıl biliyomusun. kızla konuşuyorum içimin yağları eriyo. öyle böyle değil. yok kantinde birlikte tost sırasına girmeler, yok sınıf arkadaşın "hoca geliyooo!!" diye bağırdığında önce kızı sınıfa bırakıp, sonra derse gitmeler. bildiğin götüm kalktı oğlum. bi anda dönemin burak kut'u oldum.
gece gidiyorum yatağa hayaller kuruyorum yok şöyle yaparız yok böyle yaparız. herşey güzel gidiyo. ulan aklıma geldi. dedim ben bu kıza nasıl çıkma teklif edicem. kıvranıyorum yatakta. diyorum başkasına söyleteyim. olmaz o kadar muhabbetimiz var. diyorum mektup yazayım. tamam küçüktüm ama salak değildim o kadar da. yok telgraf çek amk. her neyse ben bi şekilde karar verdim kendim söylemeye.
akşam sitede bilimum oyunlar ahali tarafından oynanırken bi ara bizim unisexi gördüm. gittim yanına. dedim unisex birader böyle böyle. ben bu kızı seviyorum. bu kız benim namusum. yok lan yok dur şaka. öyle demedim. dedim böyle böyle ben bu kızı seviyorum. unisex dedi ben hissetmiştim zaten. hissetmesen şaşardım amk. dedim unisex git kıza hafif çıtlat sevdiğimi ne tepki verecek bende ona binaen nabza göre şerbet vereyim. küçükken böyle konuşmazdım evet. ama böyle düşünürdüm.
bizim unisex gitti, gelmez oldu. sigara içsem bi paket tüketirdim herhalde. dedi oğlum bu kızda seni seviyo. git söyle. dedim bak yalan söylüyosan ümüğünü sıkarım çocuk. yok dedi valla öyle. tamam dedim yürü git fazla ayak altında dolaşma.
ilk olacak lan. ilk kez birne çıkma teklifi edicem. beni inceden bi titreme aldı mı. ulan sanki pipimi (o zamanlar öyle) hissetmiyorum işiyorum yahu.
masa tenisi oynanan bi oda vardı. harbiden oda yani ufacık biyer. baktım orası boş. hemen kurdum planı. götürücem kızı oraya. teklifimi yapıcam. kız yokum derse sevinecem. dur ya o başka bişeydi. yapıcam teklifimi. kız reddetse bile kimsenin haberi olmayacak. bok olmayacak kız sanki lal amk.
her neyse kızı gördüm. unisex, kız bide farklı bi arkadaş geliyolar. selamlaştık falan herşey çok güzel. o ara unisex kendinden beklenmeyen bi akıllılık yaptı ve diğer kızı aldı götürdü. kaldık mı başbaşa. hadi bakalım dedim biteslem. şimdi ak göt kara göt belli olacak.
götürdüm kızı o odaya dedim ben bişeyler konuşçam seninle. tamam dedi. direk hiç bişey demeden ağzımdan benimle çıkar mısın çıktı. kız bir şaşırdı anlatamam. ama suratında öyle bi yüz ifadesi vardı ki, elma ısırmışta, ısırdığı yerde elma kurdunun yarısını görmüş gibi. dedim unisex belanı s.. neyse. kız biraz bekledi başını çevirdi önüne ve dedi ki.
-ne demek benimle çıkar mısın?
+seninle çıkmak istiyorum, seviyorum seni.
-keşke seni seviyorum deseydin..
+(içses) ulan ben bu cümleyi oluşturanın atalarını s..
derin bi sessizlik kapladı ortalığı. ulan kulağıma gaipten kıkırdama sesleri geliyo. nasıl biliyo musun? resmen aynı odada insanlar var derken bi baktım. o onun bunun çocuğu unisex bütün ahaliyi toplamış, camdan bizi dinliyolar. hah dedim aşk hayatım başlamadan bitti. rezil oldum elaleme.
lafı uzatmadan sonuca gelelim. böyle saçma bi cümle kullanmam benim hayatımda derin bir yara açabilirdi. ama kullanmadım. seni seviyorum dedim. o da bende seni dedi ve sarıldık. onun bunun çocuğu unisex in ahaliyi topladığı doğru. ama gururum kırılacağına özgüvenim arttı. ve o günden sonra bütün sevdiğim kızların yüzüne söyledim onu sevdiğimi.
kısaca söylemek istediğim. saçmalamayın canlar. seviyorum demeniz yeterli. hadi öptüm.
ilişkiye başlamadan önce genellikle ergenler arasında kopyala-yapıştır yapılıp dile getirilen cümledir.alternatif olarak ; benim sevgilim olur musun? veya bana katlanabilir misin? kullanılabilinir.
benimle çıkar mısın? diye soran saf temiz erkeğin, "ayy ne kadar kıro çıkar mısın diyor" diye reddedildiği, ve "bu akşam bize gidelim" diyen hızlı, piç erkeğe "ayy ne kadar incesin canım benim gidelim size" dendiğinden beri, ne kadınlardan bbi beklentim kaldı ne de doğru dürüst bi kadın bulmaya olan inancım.
kazanova'nın dediği gibi herkesin bir ederi vardır. fakat bugün kadınların ederi çok düştü, çok ucuz görüyorum bi çoğunu.
