yalnızlığın en çok kalabalıklar içindeyken farkedilmesidir. dört duvar arasında olan bir insan yalnız olsa bile mutlu olmayı başarabilir. fakat insanların arasındayken, birbirine sarılmış bir çift görmesi bile yalnızlığını hatırlayıp mutsuz olmasına nedendir.
Yalnızım, çevrem de bir sürü insan varken yalnızım. En kötüsü yanında olması gerekenlerin olmaması. insan kalabalık içinde kendini yalnız hisseder işte o zaman gerçekten yalnızdır.
yalnızlık diye bir şeyin olmadığını yalnızlık diye nitelenen duygunun bir metafordan ve algıdan ibaret olduğunu anlatan edebi tespit. yalnızlık dediğimiz şey, asla yalnız olamayacağımızı bilmenin yaşattığı histerik ve acı dolu anlardan ibarettir.
geçmiştekileri düşününce hakikatende bir insanın hayatı yalnızlığı, tamamiyle insanlarla çevrili. tabi bakıpta görmek, dokunupta aklına gelsin istemezsin bazı kişilerin, bazı şeylerin. ama olmuyor, olmayacakta.
ah bu benim aziz yalnızlığım, nasıl da seviyorum seni bir bilsen.
içimizde bir boşluk var tarif edemediğimiz. adını kısa yoldan yalnızlık koyuyoruz.
ama aslında güvenmek istiyoruz mesela.
sevilmek istiyoruz. ama herkesinkinden değil kendi lügatımızdaki sevilmekten bahsediyorum.
anlaşılmak. kendimizi öyle gerizekalıya anlatır gibi anlattıktan sonra değil. daha en baştan anlaşılmak.
hayallerimiz gerçek olsun istiyoruz. artık ertelenmesinler. o içimizdeki boşlukta kaybolmasınlar. doldursunlar o boşluğu.
başarılı olmak istiyoruz. olunca bizden çok sevinen insanlar olsun yanımızda. yoksa neyleyim başarıyı.
bi şeyler bekliyoruz işte insanlardan. onlar da bekliyor.. sen onların istediğini versen de yine beklemeye devam ediyorlar.. vermesen de. benim senin için şunu yapmam lazım aslında diyorlar. yine beklemeye devam ediyorlar.