sevgilisinin sokakta her saniye tacize ugrama olasiliginin olmamasini isteyen erkek modelidir. ha tabi bu turkiye sartlari icin gecerli. siz bonbon bakmiyosunuz, taciz etmiyosunuz da biz mi kısıtladik.
(bkz: bsg)
- benim sevgilim mini etek giyemez!
+ niye abi nesi var?
- ben gibi bacak fetişisti insanlar çok etrafta.
+ hmmm. e haklısın, o zaman sende milletin karısının kızının bacaklarına bakmazsın bu durumda.
- beni ilgilendirmez, onlar da giydirmesin kardeşim!
+ eoah...
Bayık klişelerin havalarda uçuştuğu önermedir. Yok efendim güvenmiyordur ne güveni güzel kardeşim giyecek kıç kadar eteği sonra arzı endam edecek öküz oğlu öküzün biride salyalarını boşaltacak muhtemelen eve gittiğinde güncel olarakda kullanacak erkekte buna seyirci kalacak neymiş efendim ben sana güveniyorum ya bi siktir git be burası asya güzel kardeşim her ne kadar avrupalıyız diye kıçımızı yırtsakta bizi asyalıyız ben kabul edemiyorum eden varsa beri gelsin.
delikanlı erkek cümlesi. kadın dediğin küçük bir elbise parçasını giyip sokağa çıkacak öyle mi? kadının bence sokakta işi yokken bir mini etek giymesi kabul edilemez.
ilişkiye başlayacağı kişiyi pavyondan, kerhaneden, "bataklık" dan kurtarıyormuş gibi gören zihniyetin ilişkiye başladıktan sonra karşı cinse dikte etmeye çalıştığı "kural"lardan birtanesi olarak gören zihniyetten çıkma bir önerme.
büyük ihtimalle sevgilisinin bacaklarını başkalarıyla paylaşmak istemeyen erkektir *. şimdi o değil de buradaki asıl mesele erkeğin sevdiğini sahiplenme duygusu. yani olayın asya'yla avrupa'yla pek bi alakası yok. isterse körler ülkesinde olsun. bunun altında yatan sebep budur.
insan değer verdiği konularda çok daha cimridir. sizin için değerli olmayan bir şeyi atıyorum hesap makinesini bir başkasına kullandırmak için pek düşünmezsiniz ya da o hesap makinesini birisine hediye edebilirsiniz. masanızın üstünde durur haberiniz bile olmaz çoğu zaman. ama hayatınızı kurtaran, değiştiren bir bozuk parayı belki de ömrünüz boyunca yanınızdan ayıramazsınız. sizin için çok şey ifade eder. işte bu ince çizgiyi yorumlayabilmekte her şey.
insanlar da gerçekten birbirlerinden çok farklı ve haliyle aynı olay ve durumlara çok farklı yorumlar, tepkiler verirler. en basitinden bir "aşk nedir" sorusunun milyarlarca cevabı olabiliyor bu yüzden. hemen hemen herkesin hayattan beklentileri farklılıklar gösterir. bu yünden herkes farklı amaçların peşinden koşar, onlara ulaşmaya çalışır.
lafı daha fazla uzatmadan konuya geri dönüyorum bu kısa analizlerden sonra. bir kişinin sevdiğini nasıl değerlendirdiği önemlidir onun mini etek giymesini istememesinde.
kendimi örnek vereyim. ben sevgilimin mini etek giymesini istemem, hatta elleri ve yüzü dışında bir yerinin görünmesinden de rahatsız olurum. çünkü o benim artık her şeyim olmuştur, hayatımın yarısıdır, mutluluğumuzu bozacak en ufak ihtimallere bile mahal vermemeye çalışırım. yanımda değilken aklım hep onda kalır. ancak şöyle bir durum var. ben zaten mini etek giyen ya da giymek isteyen birisine aşık olmam. çünkü benim için önemli olan değerleri *** önemsemediğini anlarım. bu durum da bende bir çekicilik oluşturmadığından aşık olmam, olamam. birçok kişi de zaten kendi çerçevesine uyan kişilerle birlikte yaşamayı hedeflerler öncelikle.
son olarak çoğu kızın bu gibi konularda çoğu erkeği yanlış anladığını ifade etmek istiyorum. bunu düzeltmek için kızların biraz kendilerini erkeklerin yerine koymalarını rica ediyorum. sevgilisinin kaslarına, kalçalarına bakılmasından da birçok kız rahatsız olur diye düşünüyorum. sonuçta bu bir aşk olacaksa ki, sevgili diyorsan aşık olmalısın,
güzel şeyler yaşanmalı, bu gibi meselelerde iki taraf da anlayışlı olmalı.
bu arada kimsenin giyim tarzına bir lafım yok tabi ki yanlış anlaşılmasın. ama merak ettiğim bir şey var.
bir kız neden mini etek giyer, neden mini etek giymek ister?
tecavüzün, tacizin ayıplanmadığı bir memlekette yaşadığını bilerek * değer verdiği insanı ve kendi istikbalini * düşünen erkektir.
erkek değil de kız ise; bunu talep eden erkek arkadaşını derhal terketmesi temennimizdir.