bildiğiniz sidik yarışıdır. yok hangi ders daha zor? x dersi a üniversitesinde daha zor. ne fark eder oğlum? adam aldığın diplomaya bakıyor, hangi hocadan ne dersi aldığına değil. afedersin ama sike sike vermek zorundasın o dersi yoksa elvedayı çekersin. tıpmış, mühendislikmiş... teoman ne der bilirsiniz; istasyon insanları burdalar tesadüfen aynı rüyayı görüp ayrı yerlere giderler. hepimiz öss rüyasını gördük şimdi ayrı yerlere yol aldık. haydi yallah.
test olan okullar her zaman daha kolaydır. yazılı olup da bir de puan vermeyen hocalara sahipseniz o zaman en çok sizin bir yerinizden kan alınıyor demektir.
hayat boyu en kolay okullarda okumuş bireyin sidik yarıştıramayacağı cümledir.. liseye (meslek) 20 kilo mercimek, 3 telefon faturası ödemesiyle girilip, üniversitede de mezun olmayanı dövdükleri bir bölümü kazanıp birde üstüne kpss de en düşük puanla atanacak öğretmen adayı olmak, allahın sevdiği kulu örneği olur.
turizm otel işletmeciliği okuyan bir kişinin en zor dersi bile haliyle; ziyafet ve ikram yönetimi, kongre fuar yönetimi, menü planlama gibi dersler olunca, insanların: "nasıl kalıyorsun bu derslerden" bakışına maruz kaldığın an duyduğun söz.
üniversitede sıkça tekrarlanan cümledir. herkes kendi bölümün en zor bölüm olduğu konusunda çok ısrarlıdır. hatta şöyle örneklerle ne kadar zor olduğu anlatılmaya çalışılır: okulun ilk günü x dersin hocası geldi, aranızdan en fazla 4 kişi bu okuldan mezun olcak dedi. düşünsene oğlum, bizim bölüm mezun vermiyor. kırk yaşında adam var sınavlara giren, gibi mesela...