bu tip durumlarda yazılar, "sevgili sözlük..." diye başlar "...sen bunu okuduğunda ben çok uzaklarda olacağım." diye biter. Ancak ben öyle yazmayacağım be sözlük. benim diyeceğim daha da enteresan be sözlük.
Hitler deney yapmış; tabandan ısıtma düzeneği olan bir odaya, bir anneyle çocuğunu kapatmış. alttan ısıtmaya başlamış. ilk başta; anne, çocuğunu kucağına almış ancak ısı arttıkça ve süre geçtikçe, annelik içgüdüsünün üzerine çıkan içgüdü, yaşama içgüdüsü olmuş. dolayısıyla anne çocuğunu yere koymuş ve üzerine çıkmış. Sözlük! burdan çıkarılacak sonuç şu; ya kendin için yaşayacaksın ya da kendin için yaşayacaksın. Anne çocuğuna bunu yapıyorsa söyle sözlük! sen birine nasıl dost olabilirsin veya biri sana nasıl dost olabilir? Eminim ki şu anda içten içe karşı çıkıyorsun sözlük. senden rica ediyorum. sadece oturup, bir düşün. eğrisiyle, doğrusuyla, eksiğiyle, gediğiyle düşün. sen olsan ne yapardın?
Her ne kadar, nefret ederek söylesem de; ben aynısını yapardım sözlük. Yine nefret ederek söylüyorum sözlük; sen de aynısını yaparsın. bu sadece senle benim aramda olan bir şey değil. o da aynısını yapar, bu da, şu da...
Bunları yazmam şu yüzdendir; benim dostum yok be sözlük. ama bu beni üzmüyor. seni de üzmesin sözlük. bir insana kendinden daha iyi bir dost var mı ki sözlük? **
(bkz: benim sadık yarim kara topraktır)