aksine.
peygamber ve hulefa-i raşidin dönemi dediğimiz 4 büyük halife döneminde ki yapılan fetihlerde, ya müslüman olun ya da toprağınızı haraca bağlayacağız denmiştir.
müslüman olan yerlerden hiç bir haraç alınmaz hatta kardeş ilan edilirken, müslüman olmayan topraklardan haraç alınmıştır bu da fetihlerin normal bir sonucudur.
akabinde yapılan fetihlerde savaşmamak için sürekli öncesinde elçi gönderilmiştir.
"hoşgörülüdür". misal: refah içinde olan, eğitim düzeyi yüksek, insanların saygılı olduğu bir ülke görür, hemen der - burada zina var, faiz var, bunlar eğleniyüür, bunlar gaflette - ve hemen savaşıp o zavallı, muhtaç insanları o bataklıktan, sefahetten kurtarıp kendince kahraman(!) olandır. evet.
eğlenen gençleri görür, hemen der: - yaağuv bunların naaamusunu kim koruyacak, din elden gidiyor, yılanın başını küçükken ezmeli, neden üniversiteye gönderiyorsunuz, oralar yılan yuvası... (sahi la, üniversitede kız erkek karışıkm... tööbe yaa, beraber sohbet ettiklerine tanık olan bile varmış)...
kafir köpekler cevap alıp götünün üstüne oturdukça, oda tv, sözcü gastesi, turan dursun alıntılarıyla iftira etmeye devam edecekler belli. şeytanın uşakları uğraşmaya devam edin bakalım. yeriniz inşaallah inanmadığınız cehennemdir.
--spoiler--
Kendilerine savaş açılan kimselere, zulme uğramaları sebebiyle savaşmalarına izin verildi. Şüphesiz Allah onlara yardıma Kadirdir (Hacc Sûresi, 39)
Bu ayetin ilk muhatapları, islamın ilk safında yer alan Hz. Peygamber ve ashabıdır. Mekkede iken baskıya, hatta ölüme varan işkencelere tabi tutulmuşlardı. Bir kısmı, Hz. Peygamberin tavsiyesiyle Habeşistan a gitti. Geriye kalanlar da daha sonra Medine ye hicret etti. Fakat burada da rahat değillerdi. Hemen her gün Mekkeliler saldırdı, saldırıyor gibi haberler duyulmaktaydı. Müslümanlar böyle bir vasatta iken, kendilerine savaş izni verildi.
Savaşla ilgili bir başka ayette ise şöyle denilir:
Sizinle savaşanlarla sizde Allah yolunda savaşın. Haddi aşmayın. Allah haddi aşanları sevmez. ( Bakara Sûresi, 190)
Ayette şu gibi hususlara dikkat çekilmiştir.
1-Sizinle savaşanlarla savaşın Yani, sizinle savaşmayanla savaşmayın. Nitekim Hz. Peygamber, komutanlarına kadınları, çocukları, yaşlıları, mabetlerde kendini ibadete verenleri öldürmemelerini sıkı sıkıya tembih etmiştir.
2- Yapılan savaş fi sebilillah yani Allah yolunda olmalıdır. Başkaları yeni ülkeler ele geçirmek, hammadde kaynaklarına sahip olmak gibi gayelerle savaşıyor olabilirler. Fakat bir müslüman ancak Allah yolunda savaşır. Yani, yeryüzünde zulmün, fitnenin, kaosun önüne geçmek gibi gayelerle mücadele eder.
3- Savaş esnasında veya sonrasında haddi aşmak, taşkınlık yapmak caiz değildir. islamiyet, öldürürken de güzel öldürmeyi emreder. Mesela, işkenceyle öldürmek veya kulak-burun kesmek gibi taşkınlıkları yasaklar.
Bir başka ayet-i kerimede ise şöyle buyrulur:
“Size ne oluyor ki, Ey Rabbimiz, bizi halkı zalim olan şu memleketten çıkar. Bize, tarafından bir sahip gönder. Bize katından bir yardımcı gönder diyen erkek-kadın ve çocuklar için Allah yolunda savaşmıyorsunuz (Nisa Sûresi,75)
Bu ayet-i kerimede, bir beldede müslümanlara zulmedilmesi ve inançlarını diledikleri gibi yaşamalarına engel olunması halinde o ülke ile savaş yapılması tavsiye edilir. Savaş sonunda müslümanlar zulümden kurtulur, din ve vicdan hürriyetine kavuşurlar; o ülkenin halkı ise islâmı kabul edip etmeme konusunda serbest bırakılırlar.
Netice itibariyle şunları söyleyebiliriz:
islamda asıl olan savaş değil, barıştır. Fakat insanlara zulmedilmesi veya bir devletin başkasına saldırması gibi durumlarda savaş söz konusudur. Böyle bir durumda islam savaşa izin verir. Yoksa, dünyada hiç savaş yokken islam böyle bir şey ihdas etmiş değildir. islamı savaş dini olarak görenler, kendi tarihlerine baktıklarında tarihlerinin hemen her dönemlerinde savaş olduğu realitesiyle karşı karşıya geleceklerdir. Dolayısıyla, islamda savaş hükümlerinin olması islam için bir eksiklik olmayıp, bilakis bir kemaldir. Zira ayetlerde ve hadislerde bildirilen hükümlerde, savaş gibi kaçınılması mümkün olmayan bir realite, bedevi-vahşi bir görüntüden çıkartılıp medeni- insani bir şekle getirilmiştir.
--spoiler--
hristiyan haçlı seferleridir. eğer osmanlı ve diğer islam uygarlıkları dinlerini zorla yaymak isteselerdi özellikle doğu avrupa müslüman olurdu. dengesiz olup element uydurmayın.
haçlı seferleriyle müslümanları kılıçtan geçirenleri hoş görüp barış için dünyayı dolaşan ve ancak müdafaa için savaşanmüslümanlara yapılan iftiradır.
Hristiyanlık dünyası, orta çağ boyunca haçlı seferleriyle her tarafı ateşe verdikleri yetmediği gibi, Yirminci Asır'da bile, başta ingilizler olarak dünyanın her tarafını istila ettikleri, hatta bu uğurda misyonerleri bile -kendi emperyalist emelleri uğruna- kullandıkları unutulmamalıdır.
Onun için, Hristiyanlığı barış dini, islam ı savaş dini gibi algılamak, son derece yanlış, tarihî gerçeklere aykırı, batının kültür emperyalizmi çerçevesindeki sinsi telkinlerinin esiri olma anlamına gelir.
gaipten duyduğu sesler sonucunda din üretip insnaları bu dine inanmayı zorlayan, bunu başarmak için de binlerce insanın kanını döken insandır. galiba budha idi ama tam bilmiyorum siz aydınlatın. *