bugün

sorsan 21. yüzyılda yaşıyoruz ama gel gör burada insanların bedenleri hakkında söz söyleyecek tek mecra olduklarını ispata kasıyoruz. bu utanç verici cahillik içinde yaşamak gerçek bir zulüm.

tıp'ta tedaviyi ret hakkım vardır mesela, ucu ölüm dahi olsa, birileri benim her türlü tedaviyi ret ettiğimi akli melekelerim yerindeyken yaptığım açıklama ile belirtmem sonrası bana tıbbi müdahale yapamaz, neden biliyor musun?

çünkü benim bedenim benim kararım. bu kadar. yani tek mantığı kürtaj değildir. bu bir kaide'dir. bu bir temel'dir.

döllenmiş yumurta, döllendiği anda insan değildir. miras hukukundan dalan adam şunu bilmelidir ki, döllenmiş yumurta insan olabilir ama olmayabilir de. bunun kararını sadece anne adayı verebilir.

insanlığın kollektif ürettiği değerler arasında, insanın üremesini kontrol hakkı vardır. kafası bunu almayanın elinden fiil ehliyetini alsan yeridir. bu cahillikteki adam, hasbelkader duymadıysa fiil ehliyetini de bilmez ya, neyse.

kadınlar sizlerin bebek üretme makineleri değildir. canları isterse ürerler, istemezse üremezler. döllenmiş her yumurta insan değildir. insana dönüşmesi, kişi olması engellenebilir. anne bunun kararı verebilir. başka kimsenin haddine değildir. bu kadar. bu bir tartışma konusu edilemez. 2012 yılında kölelik nasıl tartışılamıyorsa geri kalmış toplumlar ve geri kalmış insanların dışında kimse bu hakkı tartışmaz.

geri kafalısınız deyince kızıyorsunuz. bu tartışma fransa'da 1971'de dönmüş. sizin bugün tartışabileceğinizi sandığınız hakkın, bedenler üzerinde kurabilceğinizi sandığınız tahakkümün saçma olduğunu millet kabul edeli 40 yıl olmuş. geridesiniz, gericisiniz. henüz aynı uygarlık seviyesinde değiliz. malumu ilan etmek gerekiyor özür dilerim.

1971 yılında, fransa'da kendilerine 343 kaltak diyen kürtaj yanlıları konu hakkında bir manifeto yayınladılar. ki kurban olunur öyle kaltaklara. temel olarak bu manifesto şunları söyler;


1. Ben eğer istersem çocuk yaparım. Hiçbir ahlak kuralı, kurum ya da ekonomik zorunluluk beni istemediğim bir şey yapmaya mecbur edemez. Bu benim bedensel gücümdür. Üretim elimde olduğundan, ürün kontrolü de elimdedir. Toplum bu üretime karışamaz.

2. Ben eğer istersem ve eğer çocuğumu doğuracağım toplum bana uygun, beni çocuğun kölesi, bakıcısı ve hizmetçisi yapmayan bir toplum olursa çocuk yaparım.

3. Ben eğer istersem, toplum benim ve çocuğum için uygunsa, savaş riski yoksa ve kariyerim buna uygunsa sorumluluğu alır, çocuk yaparım.
utanmadan sıkılmadan 'benim bedenim' demiyorlar mı, çıldırmamak elde değil. senin bedenin değil kardeşim! bak bakalım kimin bedeniymiş.

+ 18 değil, +25-30 diyelim.

http://www.dogumvideolari...aj-video-goruntuleri.html
bir insanın söyleme hakkı olduğu bir söz değil mi? hemende kızılmış hatta nefret felan edilmiş. kadın 'çocuğu istediğim gibi kullanırım' demiyorki. bunun kararı bana bırakılsın diyor. siz küçük insanlar da insanları güzelce yetiştirmenin yollarını aramak yerine hem kural koyun hem de 'seni bulursam neler yaparım bak pis katil' deyin. kürtaj iyi birşey değil neticede. Her akıllı birey bunu bilir. Bilmeyenler için gerekli kurallar istekle rica ile olmaz deneyimlere dayanmalıdır.
yorumları okuduğumda dehşete düştüğüm başlıktır. nasıl yani ya? memlekete psikopat bireyler doğurmanın nesi desteklenebilir anlamıyorum. geçtim tecavüzü, sakat doğumları falan. geleceğini veremeyeceğin, hayatını mahvedeceğin, orada burada rezil rüsva edeceğin, psikopata dönüştüreceğin, gerekli eğitimi, isteklerini karşılayamayacağın bir çocuk doğurmak ne kadar savunulabilir bir şey? saldım çayıra mevlam kayıra mantığıyla çocuk mu doğurulur? istersin, uğraşırsın doğurursun o ayrı. ama istemsiz doğan ve ilerisinde sıkıntı yaşayacak olan bir bebeğin doğması mı doğmaması mı daha mantıklıdır? geçin dini, günahı, sevabı. o çocuğun hayatını bir göz önünde tutun. devlet bakarmış. sokaktaki binlerce çocuğa baktığı gibi mi bakacak devlet? devlet anca kendine bakıyor bre muhteremler. devinimli olarak kendi adamlarını zengin ediyor devlet. senin benim çocuğuma bakacak öyle mi? ne de olsa din kardeşiyiz değil mi...
yapılması gereken bir kampanyadır. tabi baştakilerin bunu ne kadar dikkate alınacağı düşünülmelidir.
bir gerizekalı söylemidir. akıllı adam cinayet işler mi? hem de kendi yavrusunu öldürür mü?
sen git bir anlık zevk için çocuk peydahla sonra benim bedenim benim kararım de. eee be oruspu derler senin bir anlık zevkinin cevasını o cenin mi çeksin denilesi durum.
Halen afrikada birçok gizli sömürgesi olan ve bunların tüm zenginliklerini yiyip buradaki bebekleri açlıktan öldüren kaltakları bize medeni ve ilerici diye yurtturmaya çalışan zır cahillerin de desteklediği slogan.

Aile hukukundan dalan adam bilir ki bırak cenini doğmuş bebeğe karşı bile annelik görevini yerine getirmezsen o çocuğunun velayetini senden alırlar, ona vasi tayin ederler haberin ola. Ben şu şu şartlar olursa, ülke şöyleyse doğururum diyen fransız kaltaklara kananlar bilsin ki hukuken doğduktan sonra bile çocuğunuz belli koşulları yerine getirirseniz sizin. Doğmadan önce olduğu gibi.
Benim bedenim, benim kararım" nasıl oluyor?

insanın bedeni emanettir. Hiç bir şey benim değil.

Kendince haklı bir düşünceyi savunurken, triplere girmemek lazım. Sokakta gördüğüm ve çocuğuna vurduğu için uyardığım bir adam da bana: "Çocuk benim çocuğum, size ne?" dediydi. Cevabını aldı kibarca ayrı konu...
görsel

zıvanadan çıkmıştır artık.
evet senin bedenin senin ancak o ceninin bedeni senin değil. o yüzden onun yaşamına dokunamazsın. evet sağlık sorunları, tecavüz gibi ekstrem durumları istisna tutacak olursak kürtaj cinayettir. çünkü o çocuğu yapıp yapmaman senin özgürlüğündür ama öldürmek gibi bir özgürlük olamaz. istemediğin çocuğu doğurmayacaksan o zaman yapmayacaksın.
o beden senin değil - emanetin. bebeği kürtaj yöntemiyle aldırmadan daha işin öncesinde alacağın önlemlerle hem kendine hemde masum bir bebeğe bunu yaşatmamış olursun sayın hemcinsim.
yaradanın bahşetmiş olduğu doğurganlık yetisi yüzünden aklı kıtlar tarafından aşağılanan kadının haklı baş kaldırısıdır.

(bkz: bi uzayın beyler)
(bkz: 11 kez kürtaj yaptırmak)

olaya bir de böyle bakınca gerçekten masum düşünmeye çalışmak zorlaşıyor.
kürtajın iyi bir şey olduğunu söyleyemem. karşıyım da fakat kaldırılması gerekmiyor kürtajın. lakin ki şöyle bir detay daha var beden senin karar senin de dürzü karnında ki bebeğin canını sen mi verdin ki sen alacaksın sorarlar adama.
yüzde yüz katıldığım kampanyadır.. olayı dramatikleştirip can alma göt verme mevzusuna dayandıran malların aklına attırayım.. devlet insanların çocuk sahibi olup olmayacağına karışamaz, karar veremez.. çeşitli bahanelerle bunu gerçekleştiremez.. insan isterse çocuk sahibi olur, istemezse olmaz.. devlet elini insanların sikinden çeksin ve kendini parmaklasın..

aslında tamamen suni gündem..
nikahı önemsemeyen zavallı küçük orospuların yaptıgı kampanyadır. nikahsız kendisini düzdüren bu kadınsılardan nasıl bir ahlak bekliyorda sayın başbakan bunları muhatap alarak konusuyor anlamak mümkün degil, yasayı yapıp dayacaksın, hepsi bu kadar.

senin hakkın ancak şudur, laik toplumda kendini kime düzdüreceksen o senin kararın, düzdürdügün kişiye ister sevgilim dersin, istersen işlem karşılıgı para alırsın o konu seni baglar, eger ki korunmassan bu işlem karşılıgında ve çocuk meydana gelirse o artık dogmamış bir insandır ve hakları vardır, annesinin orospu babasının ise pust olması o çocugu ve devleti baglamaz devlet o çocugun canını korumakla mesuldur, olayın özeti budur.
başbakanın kürtaj ve sezaryen çıkışından önce kürtaj hakkında tek kelime etmeyenlerin karşı çıktığı kampanya. konuşmak için başbakanın iznini mi bekliyordunuz.
çocuk ana rahmine düştükten sonra bir canlıdır ve o çocuğu aldırmak cinayettir. beden senin ama içindeki beden senin değil ve bu başlık kendi yaptığım hatayı başkasına ödetemem
olabilirdi.
ateizm ve materyalizm nasıl darvinizm e dayanır ise, kürtaj da laikçi rejimin dayandıgı önemli ayaklardan bir tanesidir. aileyi bozmak için en önemli ayak kürtajdır, nikahsız peydahladıgın çocugu öldürmek sureti ile yaptıgın zinanın sonucuna katlanmadan yasayabilirsin, bireysellik gibi kandırmacaların dayandıgı temel noktalardan bir tanesi.

önemsiz bir konuymus gibi gösterilen diger bir durum olan sezeryan dogum, aslında 12 eylülcülerin bir nufus planlama hareketidir.

abd lilerin bir dönem herhangi bir nedenden dolayı hastahaneye gelen zencileri kendisinden habersiz kısırlaştırması gibi, doguma gelmiş hastayı doktorların dogrudan sezeryan a alması ile kadınların dogurganlıgı sınırlandırılıyordu, sezeryan herkesin bildigi gibi aslında dogrudan ameliyattır ve en fazla çok zorlanırsa 3 tür sayı, aslında 2 dir sezeryan yaptırma sayısı bir kadın için ve sezeryan ile dogan çocukların saglıkları ilerisi için normal dogmus insanlara göre daha risklidir, normal dogum yapan kadın sadece dogum esnasında sıkıntı çeker ama sezeryan olmus kadın ameliyat olan insan ne kadar çekerse o kadar çeker ve karnı asla eski haline dönmez, karnına dikiş atıldıgı için katmanlar birbirine dikildigi için esnekligini kaybeder karın bölgesi ve asla normal haline dönmez.
benim bedenim benim kararım derken?

ona istersen "fetüs" de, istersen "organizma" de, istersen "canlı hücre" de, istersen sadece "döllenmiş bir yumurta" de, istersen "bebek" de, artık nasıl isimlendirirsen isimlendir beni ilgilendirmez. gel gelelim onu ordan aldırmaya, onun oluşmasına tek başına mı sebep oldun da sadece senin kararın oluyor? ilişkiye girmemiz ikimizin istek ve kararına bağlıysa, ikimizden oluşan canlıyı cansız hale getirmek, içinden atmak neden sadece senin kararın oluyor? iki lafla gaza geleceğinize önce kendinize gelin!
sebebi iyi bir eğitim verilememe veya layıkıyla bakamama kaygısı olmayan kampanya. Bu durum çocuk doğduktan sonrada oluşabilir. işini kaybedersin vs. O zaman ne yapacaksın, öldürecek misin, cami avlusuna mı bırakacaksın? Bunlar bahane değil. Böyle düşünen annelerden şu anki aile hukukumuz da çocuğu almaktadır. Bu anne bu zihniyetle doğduktan sonra da çocuğuna zarar verebilir. iyi bakılsın, iyi yetişsin diye maddi kaygılarla türlü ahlaksız yollara çocuğu sevkedebilir.

Dolayısı ile devlet çocuğun velayetini böyle düşünen annenin elinden alır. Çocuğa vasi tayin eder. Öldürülme tehlikesi olan bu doğmamış bebeklere de mutlaka el koyacaktır.

Haklı sebep olmadan külliyen yasaklanması ise saçma olur. Sadece cinsel ilişkide serbest olmayı dilemek, dikkatsiz davranmak, ya da gelecek kaygısı duymak haklı sebepler olamaz.
görsel

bu protesto da olmasa iki bacak göreceğimiz yoktu.
bahsedilen konu bir candır anne bedeni sadece emanetçidir. Kürtaj kararı hükümeti ilgilendirmediği gibi sadece kadını da ilgilendirmez. belki çocuğun babası çocuğun doğmasını istiyor. o zaman kadın benim bedenim benim kararım diyerek kürtaj yapma hakkı var mıdır. Baba olmak da erkeğin hakkı değil midir?

Hükümetin saçmalamasını kadınların saçmaca ve kendilerini teşhir ederek yaptıkları protestodur.
neresinden tutsan elinde kalacak saçma sapan bir protesto eylemidir. ulan beden de senin değil ki karar senin olsun. sen gideceksin 5 dakikalık zevkin için korunmadan sevişeceksin, sonra da ana rahmine düşmüş bir canlıyı aldıracaksın. tecavüz durumları istisna, orada istemeden olan bir olay var.