2020 temmuz ayının başlarında başakşehir e teyzemi ziyarete gittim.
teyzem evde yoktu, aradım. en üst katın bir altındaki dairedeyim buraya gel ev sahipleri arkadaşım dedi
tamam dedim.
balkona geçtik. oturdum. çay geldi filan. sonra bir çocuk geldi. bacak kadar boyu var. saçlar dalgalı ve özenle kesilmiş.
sorular yönetti
sen kimsin, daha önce geldin mi bize... falan filan.
sonra o diyalog başladı
o- dışarı çıkamıyorum biliyor musun?
ben - niye
param yok.
ben- kocaman adamsın çalışmıyor musun? ehiehehi
o- ben çalışmıyorum babam çalışıyor... ben bir şey demedim öyle durdum. sonra tekrar - sen nerde çalışıyorsun
ben-okulda.. öğretmenim ben.
o-ıyyyyyy
ben- neden ne oldu? öğretmenlerini sevmiyor musun yoksa..
o- benim babam tayyip erdoğan ın yanında çalışıyor. baak konteynır ın arkasındaki gri araba bizim. sizin var mı?
ben-yok.
o- aahhahahahaaa. ben otobüse hiç binmedim biliyor musun.
küçücük çocuğun mobbing ine bakın bir..
diyemedim, tayyip erdoğan ın çaycısı bile dolarla eurolar ile yaşıyor. katları yatları var... diyemedim.