duran ağabey'in kızlar sıçmasın isimli kitabında uzun uzun açıklamaya çalıştığı önermesi. işte kitaptan bir alıntı:
"güzel kızların sıçmasını bir türlü kabullenemiyorum. hani aylardır peşinde koştuğunuz kızdan randevu almışsınızdır, bi yerde oturuyosunuzdur, kız lavaboya gideceğini söyler. sıçmaya gideceği aklınıza bile gelmez, makyajını tazeleyip geleceğini düşünürsünüz, en fazla işiyodur dersiniz ve avutursunuz kendinizi. süre arttıkça tedirgin olursunuz. onun çatır çutur sıçtığı fikrini bir türlü kabullenemezsiniz. sıçmak ve o, ne kadar da zıt kavramlar dimi? kalçasından düşen her parça ona olan aşkınızdan alıp götürür. artık iyice inanmışsınızdır sıçtığına. "acaba kalksam mı" diye düşünürsünüz bi an. sonra vazgeçeip o gelince bi bahane bulup kaçmayı palnlarsınız. ve nihayet kız gelir. "kusura bakma canım, arkadaşı gördüm lafladık biraz" der. artık kız gözünüzden iyice düşmüştür. hem sıçmış hem de yalan söylüyordur..."
güzel kızlar fındık kadar sıcar tespitinin bir uzantısıdır. ilk kez bir arkadaşım söylemişti bubu anlam verememiştim. sonra baktım ki sansür yeme ihtimali düşük olan bir kaç yayında absürd bir çerçeve içinde yer almış... düşündüm taşındım ve aslında güzel bir önerme olduğuna karar verdim. kabul ediyor muyum? tabii ki hayır. ama düşünceye saygım var.
bu sözün ilk söyleyeni muhtemelen arkadaşım olan kerem dir. bir filozof edasıyla tespit yapmış ve bu tespitin sonucunda bu kelimeler bir cümle oluşturmuş ve nihayetinde halk arasıda derin düşüncelere yol verecek bu cümle ortaya çıkmıştır. geçende bu benim aşık olduğum kız sıçmamalı başlığında bir makale okudum.** orada bunu naçıklamasında ilginç bir noktaya yer vermişlerdi, harfine dokunmadan yazıyorum;
" genel geçer kuramların en bir haram yemişi, bu düşüncenin sahibi..."
vücutlarından kahverengi tonlarında bir nesnecik çıkarırken düşünülemeyen kızlar hakkında üretilmiş bir nevi temennidir.
acı gerçek; o kızlar osura osura sıçmaktadırlar efenim.
(bkz: bir beğeni ölçüsü olarak sıçarken düşünememek)