Ciddi bir araştırmanın ürünü olan tarih hakkında bol bol bilgi vermekle birlikte kurmaca olduğunu unutmamak gerektiğine inandığım Okuduklarım arasında en iyi orhan pamuk romanıdır.
ince dokumuştur.
Sırf orhan pamuk u sevmediği için almayanlara gülüyorum.
Tavsiye ise şudur iki nokta üst üste
Okumadan önce konuyu araştırın. Yanınıza minik bir defter kalem alıp not edin.
Dopdolu bir kitaptır.
Yaz aylarında postmodernizmin okunamayacağını kanıtlayan kitap. Haftada 2 kitap bitirirken aylarca elde kalıp insanı kendinden soğutan duruma yol açar.Ağır kitap.
Edebi zevki sınırlı, düşünmek ve beynini zorlamak istemeyen, roman anlayışi popüler yazarlarin popüler kitaplari ile sinirli insanlarin uzak durmasi gereken bir kitaptir. III. Murat döneminde gecen, o donemdeki bir minyatür ustasinin öldürülmesi temasi üzerinde dönen harika orhan pamuk eseridir. Ama dili ve konusu biraz agirdir. Biraz ilgi alani ve konsantrasyon gerektirir. Kisaca herkesin okuyabilecegi bir roman degildir.
orhan pamuk'un topkapı sarayı müdiresini kafalayıp aldığı bilgilere, iran ve osmanlı nakkaşları ve eserleriyle ilgili çeşitli kaynaklardan bulduğu hikayeleri de ekleyerek kotardığı romandır.
orhan pamuk tarafından yazılan bir cinayet romanıdır. sonu çoğu kişinin aklına yatmamakla beraber, kitapta kişiler tek tek kendi ağzından olayı anlatır.
Orhan Pamuk sıradan bir kitap yazmamış.roman konusunda da geçen farklı bir üslup denemek istemiş. Başarılı da olmuş.
Belki hızlı okuyamadığım içindir bilemiyorum ama cinsellik içeren cümleler olur olmaz yerde okuyanın karşısına çıkması ve daha önemlisi de nakış ve resim konusunda cinsellikte olduğu gibi aşırı ve detay bilgilerin olması bence romanın etkisini düşürmüş.
Ek: Romanda resim(Osmanlı nakış sanatı) konusunu işlemek hatta nakıştaki üslup farkı gibi ince ve üst seviyedeki bir meseleyi romanın okunurluğu içerisinde götürebilmek herkesin harcı değil. Pamuk bu işe girmiş ve başarılı da olmuş. Bunun yanında beni rahatsız eden zannedersem okuyucuyu sıkmadan okutabilmek, sıkılmasını engellemek için devamlı cinsellik konularına yönelmiş olması.
Orhan Pamuk'un bu kitabı yazarken, artık sabredemeyerek erken bitirdiğini düşünüyorum. Roman sonlara doğru hızlanarak ve çok az dikkatli okuyucuya "bir şeylerin fena halde ters gittiğini hissettirerek" erken bitirildiğini hissettiriyor. Bence Orhan Pamuk, sadece bir kez yapılacak ve bir daha hiç kimsenin de yapamayacağı bir yemeği, sırf acıkmış olmasına daha fazla dayanamayarak erken ocağın üstünden almış gibi düşündürüyor. Nobel yolunda (Daha o dönemler nobel için ciddi kulis yapıyordu) listeye bir kitap daha atabilmek acelesinin, "pek olmadı ama bu haliyle de iş görür." düşüncesini doğurduğunu düşünüyorum. Bir de bu cepheden okursanız, ne demek istediğimin farkına varacaksınız.
göt ve sikiş kelimelerini bu kadar konuya yediren bir kitap daha yok.birden paat diye çıkar karşınıza ama öyle bir cümlededir ki o cümlenin olmazsa olmazıdır.
En az kara kitap kadar güzeldi. Müthiş alıntılar vardır.
--spoiler--
Kara gözlüm bana mı bakıyordu, benden öte bir hayatamı? Hüzünlümüydü, gülümsüyormuydu, yoksa hüzünlemi gülümsüyordu anlayamadım!...
--spoiler--
nakkaşlık hakkında bu kadar şey öğreneceğimi hiç düşünmezdim...katil filan kim merak ederken kendimi minyatür merakıyla müzede bulma sebebim olan Orhan Pamuk kitabı
Pazarlama harikasi kitap. Tum dunyadaki taninirligınin baska acıklaması yok.
Güya farkli karakterler üzerinden anlatıliyor ama anlatım uslubu hep ayni. Sözde 16. Yyda gecen metinde zerre tarihi atmosfer yok. Metin 21. Yyda nisantasinda bir sanat galerisinde gecse de fazla degismezdi. Nakis menkibeleri cok fazla, roman havasini dagitiyor. Resim betimelemeleri görsellik katmaktan uzaklasmis iyice bogmus.
Bazen ilk okudugumuzda pek tatsız gelen bir kitap ikinci okuyusumuzda bir saheser gibi gelir. Benim icin bunun zirvesi prag mezarligi'dir mesela. Fakat bunda o da olmadi.