benim adım kırmızı

entry106 galeri0 video1
    51.
  1. --spoiler--
    böylece, şirin in penceresinden hüsrev i gururla seyretmesi, hüsrev in de ay ışığında yıkanan şirin i ne güzel seyretmesi ve bütün aşıkların karşılıklı zarafet ve incelikle göz süzmeleri; rüstem in beyaz şeytanı kuyunun dibinde boğuşarak öldürmesi; aşktan aklını kaçırmış mecnun un çölde beyaz kaplan ve dağ keçisiyle arkadaşlık ederkenki kederli hali; her gece çiftleştiği dişi kurda bekçilik ettiği sürüden bir koyunu armağan eden hain çoban köpeğinin yakalanıp ağaca asılışı; çiçeklerle, meleklerle yapraklı dallarla, kuşlarla ve gözyaşlarıyla yapılmış bütün o kenar süsleri; hafız ın esrarlı şiirlerini süslemek için çizilmiş ud çalanların hepsi; binlerce, on binlerce nakkaş çırağının gözlerini bozan, üstatları kör eden bütün duvar süsleri, kapı üstelerine, duvarlara asılı küçük levhalara, resmin içindeki iç içe geçmiş çerçevelerin içine gizlenmiş bütün beyitler; duvar diplerine, köşelere, alınlıklara, ayaklaltlarına, çalı diplerine, kayaların arasına gizlenmiş alçakgönüllü imazalar, aşıkları örten yorganları örten bütün çiçekler; padişahımızın rahmetli dedesinin düşman kalesine zaferle saldırışı sırasında kenarda sabırla bekleyen kesik gavur kellelerinin hepsi; kefere elçisinin padişahımızın büüyk büyük babasının elini öperken arkada gözüken ve senin de gençliğinde çizimine katıldığın topların, tüfeklerin, çadırların hepsi; boynuzlu, boynuzsuz, kuyruklu, kuyruksuz, sivri dişli, sivri tırnaklı bütün şeytanlar; aralarında bilge hüthüt, sıçrayan serçe, acemi çaylak, şair bülbül de olmak üzere çeşit çeşit binlerce kuş; huzurlu kediler, huzursuz köpekler, aceleci bulutlar; binlerce resimde tekrarlanmış küçük sevimli otlar, acemice gölgelenmiş kayalar ve peygamber sabrıyla yaprakları tek tek çizilmiş on binlerce servi, çınar ve nar ağacı; timur zamanından ya da şah tahmasp zamanından kalma saraylar örnek alınarak yapılmış, ama çok daha eski çağların hikayelerini süsleyen saraylar ve yüz binlerce tuğlaları; kırda çiçekler üzerine ve açmış bahar ağaçları altına serilmiş harika bir halının üzerine oturup güzel kadınlarla oğlanların çaldığı musikiyi dinleyen on binlerce hüzünlü şehzade; mükemmelliklerini son yüz elli yılda semerkant tan istanbul a binlerce nakkaş çırağın gözyaşlarıyla yediği dayağa borçlu olan bütün o harika çini ve halı resimleri; senin hala aynı coşkuyla çizdiğin o harika bahçelerin ve çaylakların, inanılmaz ölüm ve savaş meclislerin, zarafetle avlanan padişahlar ve aynı zarafetle kaçan ürkek ceylanların senin ve ölen şahların, esir düşmüş düşmanların, gavur kalyonlarının ve düşman şehirlerin ve kaleminden karanlık damlar gibi ışıldayan bütün o parıl parıl karanlık gecelerin, yıldızlar, hayalet gibi serviler ve kırmızıya boyadığın aşk ve ölüm resimlerin senin, hepsi, hepsi yol olacak *
    hokkayı bütün gücüyle kafama indirdi.
    --spoiler--
    1 ...
  2. 52.
  3. fanatik bir arkadaşım tarafından , '' memnun oldum ben de sarı!'' şeklinde tepki aldığım kitap.
    2 ...
  4. 53.
  5. --spoiler--
    "kırmızının hissini hiç görmemiş olana anlatın üstadım."
    "parmağımızın ucuyla dokunsaydık demirle bakır arasında olurdu. avcumuzun içine alsaydık, yakardı. tatsaydık tuzlu bir et gibi tok olurdu. ağzımıza alsaydık doldururdu. koklasaydık at gibi kokardı. çiçek gibi koksaydı papatyaya benzerdi, kırmızı güle değil."
    --spoiler--
    2 ...
  6. 54.
  7. --spoiler--
    unutma: evlenmeden önce alevlenen aşk yangını evlilikle söner ve geriye boş ve kederli bir yangın yeri kalır. evlendikten sonra duyulan aşk da biter elbette, ama onun yerini mutluluk alır. buna rağmen bazı aceleci budalalar evlenmeden önce aşık olup yana yana bütün aşkı tüketirler. niye? çünkü hayatta en büyük amacı aşk sanırlar."
    --spoiler--
    4 ...
  8. 55.
  9. orhan pamuk'un en çok ses getiren kitabıdır. Karakterlerin okuyucu ile birebir konuştuğu kitaplar arasında en başarılısı olduğu savunulabilir.
    2 ...
  10. 56.
  11. Anlatım tekniği ve düşünce açısından zekice -roman birinin yahut bir nesnenin ağzından olayların anlatılmasıyla ilerler- kurgulanmış, içinde güzel hikayecikler bulunan, ancak dil açısından hoşuma gitmeyen bir şeylerin olduğunu hissettiğim roman.
    Murat Bardakçı Hürriyet Gazetesi'nde çalıştığı dönemde bu kitabın Norman Mailer'in Ancient Evenings adlı romanın bir kopyası olduğunu iddia etmiştir.
    2 ...
  12. 57.
  13. nesne yada karakterlerin ağzından ilerleyen bir roman olması orahan pamukun zeki olduğunun kanıtıdır.düşük cümleler olsada roman kendini okuturur. okunması gereken kitaptır kanımca.
    1 ...
  14. 58.
  15. her şeyin romanı diyebilirim. aşkı, öfkeyi, anneliği, merakı, bilgiyi, dönem şartlarını adeta yaşatarak iyi sentez yapıp bunu aklında imgelediği her nesne ve karakterle okuyucuya aktaran orhan pamuk' un çok iyi bir eseri.
    1 ...
  16. 59.
  17. hat sanatının dünyasına iner ordaki büyülü anlatımda kaybolur insan .
    0 ...
  18. 60.
  19. (bkz: su gibi nevzat)

    lakabım kırmızı

    0 ...
  20. 61.
  21. orhan pamuk'un kurgusu en iyi romanlarından biridir. osmanlı dönemindeki nakkaşları anlatan hikayede, okuyucuyu hayal alemine sürükleyen masalsı bir anlatım vardır.
    yazarın diğer kitaplarında pek bulamadığım sürükleyici hikayesiyle, sadece karakterlerin değil, her türlü objenin dile geldiği okumaya değer kitaptır.
    0 ...
  22. 62.
  23. kitabın sonunda ben şeküre bölümünde, şeküre' nin hayatı boyunca iki tür resmin çizilmesini gizli gizli istediğini belirtiyordu.

    1) " kendi resmimin yapılmasını isterdim" paragrafında, yaşlılığını yaşadığı o dönemde, " yüzümün gençken çizilmesini isterdim" diyordu,

    2) " mutluluğun resmi yapılsın isterdim" şeklindeki paragrafta; bir annenin küçük çocuğunu emzirirken, büyük çocuğu ile göz göze gelmesi ve o anın resmedilmesi mutluluk, diyordu.

    bu müthişti. olay budur. ve kitapta çokça müthiş şey var.

    " eğer birisi kalbine, o sevdiği yüzü nakşettiyse eğer; dünya halen onun evidir."

    nakkaş olmak istiyorum.*
    0 ...
  24. 63.
  25. diğer kitaplarında (mesela yeni hayat, kara kitap) karakter çözümlemelerine çokça yer verirken sıkmayan Orhan Pamuk, benim adım kırmızı kitabında gereksiz fazla ayrıntıya girerek sıkar. dolayısıyla orhan pamuk'un diğer kitaplarından daha iyi olmayan kitabıdır. ama iyidir yine konusu, kurgusu.
    0 ...
  26. 64.
  27. ilk orhan pamuk deneyimim idi. aslında pek de deneyemedim, çünkü bitiremedim. 3-5 de değil, 50nci sayfaya kadar kendimi zorlamama rağmen konu içine çekmedi beni, merak uyandırmadı, yeterince akıcı değildi, olmadı işte ya. dan brown'cular, adam fawer'cılar falan hiç bulaşmasın bence.
    not: bitirememek değil de 14 yıl önce yazılmış bir o.p. kitabını bu yaşıma kadar okuma girişiminde bulunmamak utanç verici.
    1 ...
  28. 65.
  29. şu an okuduğum orhan pamuk romanı,bana göre:Orhan pamugun okurken sıkıldığım tek romanı.
    0 ...
  30. 66.
  31. içeriği dolayısıyla ilgimi çeken, uzun süredir okumayi planlayıp okuyamadığım orhan pamuk kitabıdır.
    0 ...
  32. 67.
  33. 68.
  34. orhan pamukun ensest ilişki fantezisi olduğunu fena halde düşündüren kitap.
    0 ...
  35. 69.
  36. orhan pamuk'un freuda bile selam çaktığı romandır.(ensest değildir o)
    1 ...
  37. 70.
  38. yaşara rakip olmaya çalışan cinsten bir girişim. orjinali için:

    (bkz: benim adım ebruli)
    1 ...
  39. 71.
  40. "Ben bir ağacın kendisi değil manası olmak istiyorum."
    1 ...
  41. 72.
  42. kadıköyde bir kitapçı da gördüğüm anı düşündüm de şimdi; o çarpıntı hâlâ hatırımda. baştan sona okumamışken o ne heyecandı öyle yarabbi?
    0 ...
  43. 73.
  44. Orhan Pamuk eşyayı konuşturur bu romanında. Bence en güzeli de ağacın kendisini anlattığı kısım. Ağaç, frenk Ressamların ağaçları çok iyi çizdiğini ve bu resimlerdeki bir ağacı onbinlerce Ağaçlık bir ormanda bile rahatça bulabileceğinizi söyler. Ancak ağacın istediği bu tarz bir ölümsüz yaşam değildir; aksine o kendisi olmak değil bütün ağaçların kendine benzemesini ister. Tıpkı hayallerindeki ağaç figürünü kağıda her seferinde tıpa tıp aynı aktaran Osmanlı nakkaşları gibi. işte bu isteğini de şu muhteşem cümleyle dile getirir: 

    "ben bir ağacın kendisi değil manası olmak istiyorum."
    0 ...
  45. 74.
  46. okunası, sevilesi, bitirilesi ve bir o kadar da üzülesi bir roman.
    0 ...
  47. 75.
  48. 19. yy minyatür sanatını ve nakkaşlık mesleğini ayrıntılarıyla gözler önüne döken, bu mistik fon üstüne resmettiği sürükleyici hikayesiyle okurda çalkantılı duygular uyandıran orhan pamuk romanı.

    belirteç: on beş yıl sonra tekrar okununca bambaşka tadlar alınıyormuş. tekrar tekrar okuyun.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük