Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Utkan Kocatürk Diyorki,
Biz de biliyoruz Beni Türk hekimlerine emanet ediniz sözünün Atatürke ait olmadığını. Ama bunu söylersek bütün bir hekim camiası ayağa kalkar. Çünkü hekimleri okşayan bir cümle....
Efendim bu Atatürkün değildir demek bana pek doğru gelmiyor diyor.
Evet hemen her yere asılan ve pek de dikkat çekmeyen sözlerin önemli bir bölümü Atatürke ait değildi ama hepsinin altında da onun imzası vardı.
Bunlardan en meşhuru da hiç kuşkusuz, Başbakan Turgut Özalın Amerikada gerçekleşen by-pass ameliyatını büyük sıkıntıya sokan Beni Türk hekimlerine emanet ediniz sözüydü.
Gerçi istikbal göklerdedir sözünün de ondan kalır bir yanı yoktu ama herhalde herkese daha sempatik geliyordu.
Arı inana göre, Sağlam kafa sağlam vücutta, bulunur ve Halkın sesi, hakkın sesi sözleri de Latince kaynaklı sözlerdi.
Beni Türk doktorlarına emanet ediniz demişse de, Başbakan Celal Bayarın teklifi üzerine, Fransız doktor Fissengerin çağrılmasına razı oldu.
28 Mart 1938'de Ankara'ya gelen Profesör Fissenger, hastasını muayeneden geçirdi. Durum iyi değildi. Deniz havası önerdi. Bunun üzerine Atatürk istanbula nakledildi ve 1 milyon 250 bin Dolara (bu miktar, satın alma paritesi açısından, bugünkü parayla yaklaşık 30 milyon TLye eşdeğerdir) satın alınan Savarona Yatı emrine tahsis edildi. Fakat sadece altı hafta kullanabilecekti.
Hastalık ilerliyor, karnı sürekli su topluyordu. Fissenger bu kez istanbula çağrıldı. Atatürkün karnında toplanan su alındı. Belli bir süre rahatladıysa da tekrar karnı su toplamaya başladı. Bu kez Viyanadan Dr. Eppingerle Almanyadan Dr. Bergmann çağrıldı. Siroz teşhisi kondu.
yani türk hekimlere emanet falan olmadı hepsi yabancıydı.
atatürk'ün siroz olduğunu dahi 1 yıl sonra farkeden hekimlerdir
daha sonraları atatürk'e alkol'ü ve sigarayı bırakmasını söyleyen hekimlere
mustafa kemal şöyle der; (arkalarından)bunların hiç biri birşeyden anlamıyor. rakı içmek için söylemiyorum.
icap ederse yine içmiycem fakat, bunlara hastalığımın rakıyla hiç bir alakası olmadıgını gosterecegım demıstır.
memleketin kurucu lideri şunu söylemiş.
''beni türk hekimlerine emanet ediniz.''
doktorlarımızın yetkinlikleri ve kaliteleri tüm dünya tarafından kabul ediliyor.
memleketin hekimleri belirli ek şartlar ile tüm dünyada mesleğini icra edebiliyor.
hatta koronadan dünya kıvranırken, kökleri bu topraklara uzanan insanların bilimsel kahramanlığı ve yetkinliği var ortada...
tüm dünyanın kıymet verdiği üst düzey yetkinliklere sahip hekimlerimizin onuruna, gururuna dokunduk.
devlet hangi pozisyona ilan açıyor da atayacak görevli bulamıyor? kpss, mülakat, torpil...
neredeyse her türlü devlet görevliliğine açılan ilana, gönüllü yüzlerce katı başvuru oluyor.
ama söz konusu doktorlar olunca...
devlet talep ediyor, hekimlerimiz başvurmuyor.
bu eğitim sistemimizin, devletimizin bir başarısı aslında...
üst düzey bir eğitim süreci, kaliteli hekimler yetişiyor sonunda.
ama istihdam ederken, aynı kaliteyi sunamıyoruz onlara...
hak ettikleri değeri ve itibarı göremiyorlar...
kim görüyor ki diyebiliriz evet...
cevap kim bu seviyede uluslararası kabulu ve itibarı görüyor olur.
yetkinler, yetenekliler, çok zor bir eğitim süreci geçiriyorlar...
çok uzun yıllar veriyorlar eğitimlerine, çok emek, çok zaman...
zaman ki insanın en kıymetli şeyi...
asla geri alamıyorsun onu...
tıp okumak o kadar zordur ki, gece saat beşte sokakta uyuyan köpeği kıskanırsınız...
yoksa hep olduğu gibi '' kaynağını kullanamayanın, kaynağını kullanırlar!''
bas bas bağırıyor memleketin efsane ekonomistleri,
sağlık turizmi, bu memlekete milyarlarca dolar getirir diyor..
yetkiniz, yetenekliyiz, alt yapımız var, dünyada açık var,
jeopolitik konumumuz uygun, ulaşım altyapımız uygun...
konaklama alt yapımız, hastahane alt yapımız uygun..
ama kulaklar duymuyor, fırsatlar kaçırılıyor...
binalar dikiliyor tarım alanlarına, hem doğası hem insan kaynağı katlediliyor...
bir lider diyor ki '' giderlerse gitsinler.''
bir lider diyor ki '' beni türk hekimlerine emanet ediniz.''
iki farklı söz, iki farklı bakış açısı..
ama şurası net, bu iki lider bambaşka liderler...
vizyonları bambaşka...
misyonları bambaşka...
halk seçmekte, lider söylemekte özgür.
memlekette demokrasi var kardeşim.
türk tıbbı şaka maka dünya standartlarının üzerinde. bizdeki tıp eğitimini alan doktorlar başka ülkelerdeki tıp eğitimini görünce garibine gidiyor, bizde bambaşka bir seviye var bu konuda. doktorlarımız da daha maharetli.