hoşlanma belirtisi olarak söylenen öbektir. birde bununla ilgili yazı var;
hiç sevişmeden sarılıp oturmak istiyorum. el ele tutuşarak, sırtımı yaslayıp göğsüne, kafamı omzunla başın arasına dayayarak, duvara dikip gözlerimi hiç konuşmadan saatlerce durmak istiyorum.
sana bakınca içimde farklı bir huzur oluşuyor. bir dosta güvenmek gibi, yatağa uzanıp bütün vücudunu uykuya teslim etmek gibi, sana bırakmak istiyor ruhum kendini.
çıkıp şimdi eve gelsek; ben üstüme her yanı delinmiş ama içinde çok rahat ettiğim o ev elbisesini giysem, televizyonu açıp bir filmin yarısında uyuyakalsam; sen sanki yılardır benimleymişsin gibi kalkıp çayını koyar, yastıkta yamulmuş boynumu beni uyandırmadan düzeltir, yaz sıcağına rağmen üstüme ince de olsa bir şey örter ve uykun geldiğinde beni zorla yatağa götürür ve hiç yabancılık çekmeden uyurmuşsun gibi geliyor!
öyle aşinayım ki sana! öyle tanıdık ki her şey! sanki daha önce yaşanmış, denenmiş, sevilmiş bir hikayenin tekrarı gibi; bir filmi yıllar sonra yeniden izlemek, bir kitabı tekrar okumak gibi..
bu kadar tanıdık gelmesinden de kuşkulanmıyor değilim. bana çaktırmasa da bilinçaltım, bir yerlerde aynılıklar yakalaşmıştır geçmiş acıların sahipleriyle; şimdi beni gizli gizli uyarıyordur bu tanıdıklık hissiyle
yine de adını koyamadığım bir sıcaklık yükseliyor içimden, elimi uzatıp tutmak istiyorum elini. sonra aklım dur diyor, vazgeçiyorum. sonra boş ver diyorum, bak hayat dediğin bir an; yaşa içinden geldiğince ama söylendiği kadar kolay değil içinden geldiğince yaşamak çünkü için de biraz adap, erkan, yol, yordam bilmeli!
biraz daha baksam gözlerine, biliyorum akacak yüreğimden bir şeyler, sana doğru kayacak. zaten dünden teşneyim aşka, uçup gönlüm sana konacak. bir bıraksam kalbimi, biliyorum sana koşacak ama ya bir daha düşersem acının o dipsiz kuyusuna? ya bir daha vurursa karanlığın mermileri bir daha? kalkar mıyım tekrar ayağa?
kalkarım tabii! kaç kez düştüm de, öldüm mü? yine kalkarım, bir daha düşerim aşka, bir daha kalkarım. acı biber sevenler gibi; bol bol dökerim sevdanın üstüne, hem yerim, hem ağlarım.
düşünceleridir. düşünceler, her şeyden önemlidir. dış görünüşten, karakterdeki ufak pürüzlerden. iki insanın en büyük ortak noktaları 'düşünceleriyse' o ilişki o insanların hayatlarında yaşadıkları en güzel ilişki olabilir.