gözlerinde hapsoldu tüm sevinçlerim,
iki dudağının arasında çıkacak bir kelimeye takıldı gözlerim.
halbuki kaybedeli çok olmuş seni, bizi.a
ma kahrolası bir umut işte sardı tüm benliğimi.
bazı insandan gitmek istesiniz de gidemezsiniz. bunu anlatan bir başlık işte bu da. a. ilhan ın "ben sana mecburum " dizelerini de hatırlatmıştır aynı zamanda. o ne güzel şiirdir sahi.
Ben sana mecburum bilemezsin.
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum.
Büyüdükçe büyüyor gözlerin.
Ben sana mecburum bilemezsin.
içimi seninle ısıtıyorum.
hayatta hiç kimsenin var olmadığı tek an, artık zihin hapsolunan kişiden başkasını algılamaz hale gelmiştir de hiç bir şeyin anlamı kalmamıştır.
ama ne çare ki o da bırakıp gitmiş, canını umudunu da yanında götürmüş, seni giderken bile kendine mahkum kılmıştır; düşlere umutsuzluğu aşılamış, bilinmeyen karanlıklara terketmiş ve karamsarlığa itmiştir.
olsun, aşk yine de güzel,
olsun, aşık olmak yine de güzel,
acıtsa da en derinden yine de güzel,
acıyan, kanayan gönül sevgilinin yüzünden olsun varsın.
nostalji olsun diye bir kere dinlenmek istenen, daha sonra vazgeçilmeden üst üste defalarca dinlenilmesiyle; insanda moral bozukluğu ve hüznün başlamasına sebep olan parçadır.
aldın aklımı, savurdun yel gibi
sevdan bu mu yar, tut ellerimi...
her ne kadar klibi bir o kadar itici gelse de, müziği; eda berker in sesi ve vurucu sözleriyle, 90 lardan kalma mükemmel parçalardan; belki de o yılların en iyi aşk parçalarından birisi.