Yağmur yüzüne bir toprak gibi çarptığında
Hiçbir şarkı seni anlatamadığında
Ve artık sen anlayamadığında
Çocuk gibi karanlıktan korkup uyuyamadığında
Sesler duyup saklanacak yer bulamadığında
Ve ayrılık bir mermi gibi göğsüne saplandığında Kan gördüğünde
Beni hatırla..
Bugün yüzler seni terk ediyor
O sevdiğin kokuyu alıp sana veda ediyor
Bugün kalbin senden vazgeçiyor
Gözleri kapalı ateşten geçiyor
Ve sessizlik
Sessizlik beni kahrediyor
Beni unutma
Sonbaharın o pis yalnızlığında
Toprak ıslanıp yağmur koktuğunda
için burkulup hep eksik kaldığında
Beni, beni, beni hatırla
Her ağlayan çocuğun gözyaşında
Evladını kaybetmiş bir annenin suratında
Boş kalıp titreyen avuçlarında
Beni hatırla
Yalnızlıkta boğulup nefessiz kaldığında
Yağmur yüzüne bir toprak gibi çarptığında
Hiçbir şarkı seni anlatamadığında
Ve artık sen anlayamadığında
Çocuk gibi karanlıktan korkup uyuyamadığında
Sesler duyup saklanacak yer bulamadığında
Ve ayrılık bir mermi gibi göğsüne saplandığında
Kan gördüğünde
Beni hatırla
radyoyu açtım, tuttuğum şarkı bu geldi. bu kadar isabet edebilirdi. sözlük bir cihaz olsa içine girsem, şu aralar ne olduğumu analiz etse de ben de kurtulsam. acı çekiyorum. bu şarkıyı binlerce kez dinleyecek kadar tuhaf bir ruh halindeyim. neyin acısı? neyse, güzel şarkıdır kısaca.
nasıl bir cümlenin sonuna konduğunu bile bilmeyen bir nokta olduğunda.
kendinden kaçtıkça, unuttukça nasıl sevdiğini, körelttikçe kendini...
vicdan azabı çeker gibi değil, bir şehri terkeder gibi değil, kendini bilercesine...
en güzel uykunun en tatlı yerinde, yatağından sıçrayarak...
belki şimdi değil, belki bugün değil, yarın değil, haftalar, aylar, mevsimler, yıllar sonra değil
ama zamanın tetiğinin düş'tüğü bi anda...
o tek bir an'ın sonsuzluğuna saplanıp kaldığında...
nedense yalnız ayşegül aldinç'le, nazan öncel'in söylediği bilinmektedir. ancak 1984'te samime sanay'ı meşhur eden albümüne adını veren, aynı yıl hareketli bir disko düzenlemesiyle ersan erdura'nın beni hatırla can bakışlım albümüde, ertesi yıl bülent ersoy'un *yaşamak istiyorum albümünde söylediği sözleri mehmet erbulan'a, müziği erdoğan berker'e ait entrime konu olan nihavend şarkı da döneminde fırtınalar estirmişti. yalnız bülent ersoy, diğer 2 şarkıcının aksine son dörtlüğü söylememişti. merak edenler için sözleri:
bir şarkı duyarsan sevdadan yana *
bir şiir okursan gözyaşı dolu
ve hüsran olursa her aşkın sonu
hatırla sevgilim, beni hatırla **
bir çiçek görürsen boynunu bükmüş *
bir ağaç görürsen yaprağını dökmüş
birine rastlarsan genç yaşta çökmüş
hatırla sevgilim, beni hatırla **
gözlerin yollara dalarsa bir gün *
kalbin için için yanarsa bir gün
ve mazi kapını çalarsa bir gün
hatırla sevgilim, beni hatırla **
bir tatlı ömür gibi gitmeye niyetlendin,
ayrılık atına eyer vurdun inadına.
ama bizi unutma, hatırla ama.
sana temiz dostlar, iyi dostlar, bağdaş dostlar
yeryüzünde de var. gökyüzünde de var.
eski dostla ettiğin yemini, hatırla ama.
sen her gece ay değirmisini
başına yastık edince yollarda,
dizimde yattığın geceleri hatırla ama.
sen ey, hüsrev'i kendine kul,
şirin gibi bir nice güzeli esir eden,
aşkının ateşiyle tıpkı ferhat gibi benim
ayrılık dağını delmede olduğumu, hatırla ama.
bir deniz kesilen gözlerimin kıyısında
bir aşk ovasını görmüştün hani;
sarfan dallarıyla, ağustos gülleriyle sarmaşdolaş.
bunu unutma, hatırla ama.
ey tebrizli şems,
dinim aşktır benim, senin yüzünü gördüm göreli,
benim dinim senin yüzünde övünür, ey sevgili.
bunu unutma, hatırla ama.
hatırla beni
bebe önlüğü sanki
öp beni.
yad et
kavrulmuş çekirdek kokuyordu
dudakların,
çatlak
ve susuz, kurak
dört sigarası nefesim de
yad et
beni
o geceyi.
ne çok sevmiştik ikimizi
ellerimizi,
sıcak
ihtiras.
yaz akşamları
yıldızlar kocaman mı olur,
bakamaz mısın güneşe
kamaşan,
yad et
beni
sevmiştim
çok ikimizi.
belki melenonkoli
belki rast
hani
dudak kıvrımı
gibiydi sabah
unutma sakın
ikimizi.
lesley pearse adlı yazarın yaklaşık 500 sayfalık romanı. mary isimli genç bir mahkumun yaşamını anlatıyor. kitabın sonundaki yazıdan anladığım kadarıyla gerçek bir hikaye. ilk başlarda güzel lakin sonlara doğru "yahu bu kadın da bir kere olsun gün yüzü göremeyecek mi?" diyor insan. bazı betimlemeleri uzun sürüp sıksa da mutlaka okunması gereken kitaplar arasında sayabilirim.
nazan öncel'e ait (-ki kendisi de çok güzel söylemiştir) ayşegül aldinç' in seslendirdiği en güzel şarkıdır. şarkıdaki 'beni hatırla' bir temenni değil resmen beddua gibidir.
klibinde toprak sergen'in en kallavi bir biçimde arz-ı endam ettiği ayşegül aldinç'in harikulade yorumuna sahip nazan öncel şarkısı. deri pilot ceketleri o zamandan beri moda azizim.