yaşam her insanın çözebileceği bir bulmaca değildir, yaşanmışlıklar da aynen öyle. yaşamın ve yaşanmışlıkların girift bulmacasını ancak ve ancak kendisini acımasızca sorgulayabilenler çözer.
işte tam da o yüzden beni anlaman mümkün değil! çünkü sen kendini sorgulayan değilsin. bir ipek böceği edasıyla etrafına ördüğün dikenli kozanın içinde mutluluk oyunları oynarken inan ki beni anlaman mümkün değil! sen acının, kederin ve derdin çocuğu değilsin. kökleri timsah gözyaşlarıyla ıslanan ve her baharda sahte gülücüklerle budanan mahşer çiçeğisin!
öyle bir adamım ki acaip entrikalarım, fırtınalarım, göte gelişlerim, çekişlerim, itişlerim, kalkışlarım, eve düşen yıldırımlarım varın dört kelime ile ifade edilişidir. hayır böyle denildiğinde bir an için karşı tarafın "ulan bu benim gerizekalı olduğumu falan mı düşünüyor" diye düşünmesini sağlarken diğer taraftan kendi kendinize "hah şimdi tüm dikkatleri üzerime çektim gelsin sorular gitsin meraklar hadi bakalım" diyerek müthiş bir ego zirvesi yaşayabilirsiniz. velhasıl böyle sorular ergenlikte işe yararken yaş büyüdükçe "ne aq bir sen mi çekiyorsun bu hayatın tüm yükünü" cevapları ile karşılaşma ihtimaliniz giderek artacaktır.
beni anlaman mümkün değil , senin ışığının sustuğu geceler olmadı,
konuşurken, yüreğine mıhlı çiviler kanatmadı benliğini,
yarım kalmış hiçbir şeyin var mı bu hayatta ?
Bilirmisin yarım kalmışlık hissini ?
Bir işin yarım kalması değil , bir yüreğin yarım kalması!
yaşanmamış her şeyin yarım kalması,
Öksüz kalmış çeyrek bir asır benimkisi.
beni anlaman mümkün değil , bir başına oturup zifir karası bir geceye şafak sökene kadar gözyaşı döktüğün bir aşk olmadı .
benim gözümden görmedin hiç kendini
bir kız çoçuğuna milyonlarca anlam yükleyip sevemedin.
Sonra bir gece tren garında boş vagonlara yükleyip kendi ellerinle uğurlamadın onları bir başkasına.
beni anlaman mümkün değil, zira bende anlayamıyorum artık kendimi.