en sinir olduğum sorulardan biri.cevabıbını hiç doğru vermediğim sorulardan biri de aynı zamanda.senden önce olmuş olayları ne diye kurcalıyorsun ki kardeşim.
asla dürüstçe cevaplanmayacak bir sorudur. insan ne sorulmasını ister ne de yanıtlamayı. ama bilir ki karşısındaki bir tek şunu duymak ister. 'ilk aşkım sensin, senden önce kimse olmadı...'
insan bu sorunun cevabını hem bilmek istemez, hem de öğrenmek için götünü yırtar. "hem ağlarım hem giderim"vari bir durum söz konusu yani. aşk; çabuk parlayıp şiddetli bir şekilde yanan, sonra bir gün aniden sönüveren bir şeydir, küllerden geriye sevgi saygı dostluk kıl tüy kalıyorsa ne mutlu o bireye. deli deli aşık olmak yerine, sakin sakin seviniz efendim, ayrıntılarda ve paranoyalarda boğulmamak adına.
ego sorunları içinde gezinen bir soru daha. herkes, "hiç!" cevabını almayı umar herhalde, ulan ne adammmışım/kadınmışım ilk defa bana aşık oldu diye düşünüp, hiçbir şeyden olmasa varoluşumuzdan illa sahip olduğumuz ezikliğimizi bir sigara içimi süresince unutabilmek için. cevap, beklenen şekilde de olmayınca da gelsin diğer ezik soruları; niye ona aşık oldun vs. gibi.
my god, öyle bir ego ver ki bana; one night stand'leri illa two nights'lara uzatmak istemeyeyim, sevgilimin exleriyle falan ilgilenmeyeyim, rahat rahat yaşayayım.
nicelik mi önemlidir nitelik mi? al sana sayısız tez konusu aşka dair. neden efkarlandım gece gece bilmem ben, efkarım bilir, ama peki ya efkarım yağmurdaysa, o yağmur toprakta, o toprak baharda, o bahar aşka davetli.
safız ya insanoğlu, soruyoruz işte saf saf, ya da bize soruluyor. amaç sadece kendini en güzel noktaya sabitlemek sevilenin nazarında.
hangimiz sormadık? hangimiz hiç cevabını bir çocuk masumluğunda beklemedik? aldık karşımıza sevdiceği, sorduk en manalı gözlerle:
-benden önce kaç defa aşık oldun?
-hiç.
-peki ya benden sonra?
-.....