bencillik esasında tamamen mantıksal olarak yaşanması gereken bağlamın dışında yaşanan bi duygu. eğer yeteri kadar bencil bi insan değilseniz her türlü insani ilişkide bi bölüşüm problemi başgösterir; kim daha bencil olacak?
eğer gerçek bi bencilseniz karşınızdaki insanlar ya sizi böyle kabul edecek ya da sizden uzaklaşmayı tercih edeceklerdir. genellikle insanlar ne kadar sızlansalar da bencilliğe bi zaafları olduğundan genellikle sizi böyle kabul ederler.
ama bencil değilseniz karşı taraf artık size uygulayabileceği belli bir bencillik alanının bulunduğunu, sizden kendinizden vermek pahasına karşı tarafı gözetmenizi bekleyen bencilce isteklerde bulunacaklardır. çünkü empati yapıp karşı tarafında taleplerine karşılık verme eğiliminde olduğunuzu bilirler. bu dipsiz bi kuyu gibidir, verdikçe isterler, verdikçe daha da çok isterler.
o yüzden bencil bi insan değilseniz dahi bencil bir insan rolü yapmak zorundasınızdır bu hayatta.
Çoğu insan yabancılaşma üzerine yazanların tanımladığı sancılı duygusal durumu bilir.
Bir kişisel kimlik hissinden yoksun, kendisini yabancı hisseden ve kendilerinin asla etkileyemediği bir dünyadan korkan çok insan vardır.Fakat niçin? Nedir yabancılaşma problemi? Nedir kişisel kimlik? Niçin bu kadar fazla sayıda insan bunu başarma işini korkulan bir görev olarak görür? Ve konuyla ilgili olarak neden kapitalizme saldırılmaktadır?
Yabancılaşma problemi ve kişisel kimlik problemi birbirinden ayrılamaz.Sağlam bir kişisel kimlik hissinden yoksun olan insanlar yabancılaşmış hissederler. Sancı bir organizmanın alarm sinyalidir, tehlike işaretidir; özel olarak yabancılaşma sancısı, bir insana kendisi için uygun olmayan bir psikolojik durum içinde bulunduğunu; realite ile olan ilişkisinin yanlış olduğunu bildirmektedir.
Şu gibi sorularla hiçbir hayvan karşılaşmaz: Kendimle ne yapmalıyım? Ne tip bir yaşam tabiatıma uygundur? Bu sorular ancak akıllı bir varlık için söz konusudur. Ego/Ben bir insanın içindeki kendi ve onun bilme melekesidir, yani düşünme yeteneğidir.