ben çocukken

    3.
  1. ağaçlar daha bir yeşil, gökyüzü daha bir maviydi. kağıttan yaptığımız uçurtmaları uçururduk mahallede. düşerdik dizimiz kanardı. ama geçerdi işte.

    dondurma daha lezzetliydi ben çocukken. televizyon daha bir keyifliydi. kavgalar bile güzeldi. önce tartışırdık acıtırdık karşımızdakinin canını, sonra özür diler barışırdık.

    her şey saftı ben çocukken. hatta ben bile saftım. büyümek isterdim deli gibi. ne bilecektim sonumu? bir parça sevgi için annemin yanına giderdim çocukken, şimdiyse yalvarıyorum.

    tanrım ben sana ne yaptım? saftım ben, neden kirlettin beni? neden şehveti layık gördün bana, neden arzu duyuyorum? neden ulaşamıyorum en basiti, neden hep çok uzak?

    madem sen tanrısın neden yardım etmiyorsun bana unutmam için...
    10 ...
  2. 1.
  3. "gerizekalı" kelimesini "gerzek yağlı" sanardım. ediz hun'u da edison sanardım. maça papazından korkardım gece yatmadan önce bütün iskambil kağıdı destesinden onu arayıp bulup, halının altına saklayıp uyurdum. "ölüm tehlikesi" levhasındaki kurukafadan ölesiye korkardım.
    6 ...
  4. 9.
  5. "evcilik oynardık ama bi farklı tadı vardı ki... şimdilerde gerçeğni yaşamamıza rağmen hiç tadı tuzu yok." cevabı verilmesi muhtemel cümlenin muhtemel başlangıcı.
    4 ...
  6. 33.
  7. ben cocukken mutluydum.. 3-4 yasina kadar kirmizi, sari kiraz agaclari arasinda dolandim. ayakkabilarimin icinde arilar eksik olmazdi. ve ben arinin soktugunu farketmez, onu ayakkabimin icinde ölü görünce aglamaya baslardim. leblebi tozu satan bir amca gelirdi eski bir arabayla. hepimiz sarardik etrafini elimizdeki bozuk paralarla.. daha sonra sehre tasindik ve ben bi daha öyle leblebi tozu yiyemedim. seffaf bi posetin icinden plastik kücük bir kamisla.

    cok afacandim, yerimde duramazdim, o sokak senin bu sokak benim. cadde boyunca seyirtip yüregin indirirdim annemin. camur en güzel oyuncaklardan biriydi benim icin. yumusacik.. kollarimdan, bacaklarimdan yara bere hic eksik olmazdi. kavga ederdim erkek cocuklariyla. bazen dayak yer bazen de ben tepelerdim.

    bisiklete binmeyi, burcu'nun bisikletiyle ögrendim. o nasil bir cocuksa tüm gün boyunca sirayla bindirirdi bisikletine mahallenin bütün cocuklarini. düse kalka kendi basima ögrendim bisiklete binmeyi. ne koltugu tutan ne de yardim eden biri oldu. cogu defa düstüm, her kalkisimda bi an bile düsünmeden tekrar sarildim ona. hissetmiyordum kanayan yerlerimi. bisiklet benim icin bi tutkuydu, ulasilmaz bi seydi ve yasakti. evimiz tam 3 sokagin birlesimindeki kösedeydi. ve bu 3 sokak 3 ayri caddeye aciliyordu. babam bu nedenle bana hic bisiklet almadi. ve "o" hep benim icimde kaldi.

    sonra sehrin göbegindeki elit tabakanin cocuklarinin gittigi ilkokula yazdirdilar beni. hic aglamadim okuldaki ilk gün. annem salvariyla gelirdi beni okul cikisinda almaya diger süslü kadinlarin yani sira. cocukca bi duyguyla utanirdim annemin salvarindan. sacim kiz cocugu olmama ragmen kisacik kesilmisti. ilkokul bitene kadar da hep öyleydi. nedenini bilmiyorum. o nedenle özenirdim diger kizlarin upuzun saclarina, renkli tokalarina, dönemin modasi olan küt saca ve arkada uzun birakilmis "kuyruk" denilen bir tutama. ama basarilar o kisa saci da, ailemin maddi durumunu da, annemin salvarini da herseyi unutturdu diger insanlara.

    benimse icimde kalan bir bisiklet oldu cocuklugumdan. ne yaptimsa koyamadim onun yerine hicbiseyi..
    4 ...
  8. 12.
  9. deodorantı gördükten sonra..

    +abi bu ne işe yarar?
    -koltuk altına sıkılır..

    gidip oturma odasındaki koltuğun altına sıkmaya çalışırdım..
    4 ...
  10. 4.
  11. sabah olmasını uyumadan beklemeye çalışır ama yorgun düşüp sızardım, şimdi sabah olmadan uyuyabilmek için ilaçlardan medet umuyorum.
    4 ...
  12. 2.
  13. aşk nedir bilmezdim,
    öğrendim sımdı aşkı...
    cocukulugumdakı tum beyazlıgıma,
    saflıgıma,
    pembeler ekleyen...
    sonra sıyahlar...
    5 ...
  14. 11.
  15. balkondaki sardunyaların yapraklarını ovuşturup koklardım. şimdi de yapıyorum ama o zevki vermiyor nedense. karıncalara kesme şeker koyardım annem terlikle kovalardı sonra. patates-soğan alındığında tel dolaba koymak kardeşimle benim işimdi. babamla beraber işe giderdim altunizade'deki ofiste daktiloyla yazı yazardım artık yazamıyorum ne o daktilo, ne o ofis ve en önemlisi babam yok çünkü *. of içim şişiyor ve her geçen gün babama bir gün daha yaklaşıyorum.
    4 ...
  16. 5.
  17. gece uyurken pkklıların evimizi basmasından korkardım.
    3 ...
  18. 19.
  19. atari kaseti alırdık vay be...tankın başından saatlerce kalkmazdım,street fighterı da az oynamadım kardeşimle,araba yarışı vardı birde kırmızı araba benim olsa diye düşünürdüm.olsa da oynasak.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük