bir otistik gencin hayatını anlatır. çok garip bir tarzda çekilmiş ve sizi bizzat adamın hayatının içine sokuyor. senaryo ve oyuncular sağlam ama yönetmende esaslıymış.
çok sağlam bi senaryo ve güzel işlenişle kendi türünde başarılı bi film.. daha önce yapılmış klass filmine çokça benziyor fakat senaryonun gerçek bi hikayeden uyarlanması ben x'i özel kılıyor..
aylardır reklamlarından merak ettiğim garip yapım, oyun ile filmin iç içe geçmesi ilginç bir şey oluşturmuş gibi.. ayrıca insanın ne kadar çeşitli olabileceğini anlamamı da sağlamıştır. http://plansekans.blogspot.com/2008/06/ben-x.html
Mükemmel ötesi, belçikadan da böyle film çıkarmıymış dedirten yapım.
insanı çığrından çıkarabilir, filmin yarısında kavga etme isteği duyabilirsiniz.
Belkide tanrıya olan inancınız sarsılır.
Nic Balthazar imzalı post-sikindirik bir film. paraya da, zamana da, sanata da yazık be.
zorunlu edit: durduk yere ara ara eksilenen bir entry bu. Bir film hakkında kanaat getirilirken duygulara değil, ifade edilen kitleye göre konuşan insanlara eskiden beri kılımdır. Başta entel sinema yazarları bunu yaparlar. Sıkıntıdan koltukta içlerinde kurt varmış gibi döne döne izleyip sonunu zor getirdikleri filmleri, yazarken birden övmeye başlarlar. Muazzam bir iki yüzlülüktür bu. Gelin görün ki, bu hastalık biz izleyicilere de bulaşmıştır. Madem herkes beğeniyor, biz de beğenmeliyiz gibi bir eziklikle değerlendiririz filmi. oysa izlerken kusmak istemişizdir filan. Ben X filmi ile yazarların bu filmi konumlandırmaları arasında ciddi bir fark olduğunu düşünüyorum. Elbette bir sıkıntısı var filmin, kendince bir yaraya parmak basıyor ama, ne tematik bir derinliği ne de bütünlüğüyle verdiği bir skim yok filmin. yönetmen izleyiciyi filmin sonunda piç gibi ortada bırakıp siktirip gidiyor. Bir film kağıt üzerinde değil, perdede değerlendirilir, yönetmenin neyi anlatmak istediğini verdiği röportajlara bakarak değerlendirmek hışırlıktır. amma uzun oldu ha!