başbakan recep tayyip erdoğan ın ispanya seyahati sırasında kral carlos ile yaptığı ikili görüşmede tercüme konusunda yardımcı olan dışişleri bakanı ali babacan ı, kral ın tercüman sanması üzerine ali babacan ın krala söylediği söz. acıdır, çünkü dil bilmeyen politikacılar artık vatandaşı üzmektedir ve yine acıdır ki ülkenin dışişleri bakanı nın maalesef ki hiçbir ağırlığı yoktur,kimse tarafından tanınmamaktadır.
yukarıdaki dialog'un ispanya başbakanı ile türk dış işleri bakanının arasında geçmesi, "dış işleri bakanımızın" hiçbir ağırlığı olmadığını değil, başbakan'ın çobanlığını gösterir.
resmi basın toplantılarında falan, isterse native speaker olun ingilizcede, o konuşmayı kendi dilinizde yapmanız "ülke olarak ağırlığınızı gösterir, diplomaside ideali de budur zaten". ancak selamlaşma, çok kısa diyaloglarda anlaşabilecek ortak bir dil -bunun ingilizce olma zorunluluğu yok, bil de isterse patagonyaca olsun*- bilmek aydın bir kişinin zorunluluğudur.
ha başbakan olmak için aydın olmak, hatta üniversite bitirmek bile gerekmiyor o ayrı. *
en basitinden başbakan ingilizce 3 temel soru cümlesini ve "yesterday" gibi bir kelimeyi bilseydi. dış işleri bakanı o cümleyi kurmak zorunda kalmayacaktı. hatta gittiği yabancı ülkelerde ali babacan egemen bağış gibi tipler başbakanın zorunlu olarak dirsek mesafesinde durmak zorunda kalmayacaklardı. **