sınırlandırılmamışı; ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum olan söze, her ne kadar soru yada rica ifadesi olmasa da, verilebilecek cevapların tümü. zamana ve şartlara göre değişir tabii.
mustafa kemal atatürk'ün, ülkeyi işgal etmek isteyen düşmana karşı yapılacak hayati derecede önemli bir karşı saldırı öncesinde, bıkkın ve bezgin askeri motive etmek ve kafalarındaki ölüm korkusuyla yüzleşerek cesaretlenmelerini sağlayacak komuttur. yalan dolanı yoktur, . o anki koşulların gerektirdiği kesin ve dürüstçe bir komuttur. devamı da vardır : "Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar gelebilir". emri veren komutan kendisi için de bu sözü söylemiştir.
o gün askerler bu soruya emredersiniz komutanım demeseydi bazı dingillerin ağzına bu soru sakız olamazdı nitekim elin fransızı, yunanı hiç boş bırakamazdı o ağızları.
kanı bozuk, kansız, ne söylediğini bilmeyen bidon kafalı yavşakların anlayamayacakları emir.
siz ölseniz ne olur ölmeseniz ne dal....klar. sizin kahraman dedeleriniz anlar ancak bu emri.
kesinlikle aşağıdaki gibi olmayacak yanıtlardır.
- niye ?
+ siz ölün ki , sizin torunlarınızı aleviler ve bidon kafalılar diyip dışlayalım.
- eee
+ siz ölün ki dersimi, menemeni topa tutalım, asalım, keselim. oligarşik sulta kuralım.dedelerinizi, hocalarınızı keselim, birbirinize kırdıralım. rayları bile söküp, demir ağlarla ördük masalları anlatalım.
- bak seeen
+ siz ölün ki koca bir imparatorluğu düdük gibi bırakıp ingilizin görünmez kontrolüne bırakalım.
- daha neler
+ siz ölün ki tüm bunları ve nicelerini yaptığımızda karşımızda çoluk çocuktan başka direnecek kimse kalmasın.
uzar gider...
doğu cephesi. kolordu dağılmış. askerler perişan bir halde. mustafa kemal bu kolorduyu toparlaması için gönderilir. ilk verdiği emir tüm kıyafetlerin ve çadırların yıkanması olur. kendi çadırına da yüksek rütbeli 6 subayı çağırır. beylik silahını çeker ve dördünü infaz eder. kumanya ve ilaç sağlanmasın da yolsuzluğa karıştığı söylenen dört subayın cesedlerini diğer ikisi taşır.
şimdi bu adam sana "ben sana savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum" derse sen koşa koşa ölmeye gidersin. ne o zamanki şartlar da ne de böyle bir adam karşısın da klavye delikanlılığı yapmaya da paçan yetmez kardeşim.