ben sizi savaşmayı değil sıvışmayı emrediyorum dese ne olurduk düşünülmesi gerekir.
şimdikiler birilerinin çıkarları için ölüyor, onlar vatanı kurtarmak için öldü.
dilerim hepsi hakkını helal eder geride kalanlara.
bunu söylemek mi zordur, yoksa vatan için geride bıraktığın çoluğu çocuğu karını düşünmeden kendini feda etmek mi zordur;
belki ikisi de ayır zor ama hatırlarda olmayan unutulup gitmiş kaç hikaye var acaba geride koşarak ölüme savaşanlardan kalan, kimsesizler tespih taneleri gibi sırada bekliyorlarsa geleceği günü babalarının, o sanki biraz daha zor değil miydi?
atatürk, türk askerinin manevi duygularından hareketle savaşlarda güzel liderlik etmiştir, bu sözde en güzel örneklerinden biridir. fakat savaş bitiminde bu manevi değerlerin dayandığı dinamiklerle pek iyi geçinmiş midir tartışılır.
Çanakkale savaşında atanın söylediği fenomen olmuş cümlelerdendir.I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin en başarılı olduğu cephe Çanakkale Cephesidir.MUSTAFA KEMAL komutanlığında kazanılmış zaferdir.
"Türkler ölmeyi biliyorlar, hem de iyi biliyorlar. Ben de ölmeyi bilen bir milletin yenilmeyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim. Burada hiç yoktan ordular kurmak ve bu orduları ölüme sürüklemek mümkün. Bu imkanlardan bol bol faydalanıyorum. Fakat, meydana getirdiğim orduları sendeleten bir engel var: Türklerin yaşayan hatıraları!
Üç-dört yüzyıl önce her kudreti ve her milleti yenen Türkler, şimdi de silinmez hatıralarıyla her teşebbüsü sendeletiyorlar. Hemen her yürekte bu korkuyu seziyorum. Demek ki yalnız Türkleri değil, onların tarihini de yenmek lazım. Bu durumda ben, Türklerin düzinelerle milleti idare etmelerindeki sırrı da anlıyorum. Onlar milletleri bir kere yeniyor fakat kazandıkları zaferleri ruhlara ve nesillere nakşedebiliyorlar."
tüm dünyanın türk milletinden çekinmesinin, korkmasının koskoca bir özeti olan cümle. hangi memleketin insanına ölmeyi emredebilirsin? hadi emrettin diyelim, kim gider ölür komutanının emri ile?
türkiye yi, türk ü savaşarak yıkamazsınız! bizans oyunları ile yıkacağınızı da ancak sanabilirsiniz!
islam ahlakına sahip bir ordu için gereksizce söylenen, aslında söylenip söylenmediği de belli olmayan ve dahi tek amacı komutanın kendisini yüceltmeye yarayan bir şehir efsanesi.
hani o şehadete ulaşan orduya saygı? bayramdaaan bayrama.
bu emri duyan ateistler ne yapmıştır diye düşünmüşümdür hep. zaten adamlar şurda 50 bilemedin 60 yıl yaşayacaklar ondan sonrası toprak olacaklar başka bir yaşam yok. işte zurna burada zırtlıyor sen böyle bir emri ateist olan laik olan dünya da ki yaşam amacı zevk ve eğlence eğlence olan birine veremezsin. yani o zaman ki o askerler, bu zamanda laiklerin, ateistlerin ve benzeri güruhların bok attığı başındaki örtüye karışılan, eğitim hakkı engellenen, namaz kılıyor diye askeri sınavlara giremeyen kişilerin dedeleridir. kimse bizim dedelerimize sahiplenmeye çalışmasın, kahramanlıklarıyla, cesaretli oluşlarıyla övünmesin.
tüyleri diken diken eden emirdir. düşünmek gerekir, tarih kaç tane bu emri verebilecek dirayette komutan çıkarmıştır. ve kaç tane bu emri aldığında gözünü kırpmadan uygulayacak ordu çıkarmıştır. ruhları şad olsun.
askerlerine "ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum" diyebilen atatürkten başka bir komutan yoktur. ölme emrini de tereddütsüz yerine getiren başka bir asker, Türk milletinden başka bir millette bulunmaz.
savaş sırasında daha hümanist şeyler söylemeliydi. kaçın yavrucuklarım canınızı tehlikeye atmaya ne gerek var. hem karşınızdakiler de insan. öldürmeyin, şiddete gerek yok. bırakın geçsinler bırakın yapsınlar dimi ama.
dallama yobazlar neye saldıracağını şaşırmış. kimseye boş yere ölme emri verilmemiştir. milyonların hayatları, gelecek nesillerin istikbali için o askerlerin kaçmaması, anneleri, babaları, eşleri, çocukları, kardeşleri için ölmeyi göze almaları gerektiği hatırlatılmıştır. zaten o cephede olmalarının amacı hoşgeldin merasimi yapıp düşmana çiçekler atmak değildi. uğruna ölmeleri gereken de mustafa kemal değildi. bu vatan uğruna öldüler.
"ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhid'i...
bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi... "
atamızın bu emri neden verdiğini anlamak bu kadar zor olmamalı. Cephane yoktu mermi yoktu sadece yüreklerde vatan sevgisi vardı.
Artık onların tek mermisi vatan sevgisiydi. Onlar ölmekten korkmadı sadece vatanı kurtaramamaktan korktu.
Allah onlardan razı olsun ki şuan bu yazıları yazıyoruz. Ruhları şad olsun
Ayrıca bu emri anlamak istemeyenler için osman pamukoğlu'nun çok iyi bir sözü vardır:
"vatan sevgisiyle harmanlanmış fedakarlık duygusu, dejenere insanlara basit gelir".
ülkesini savunan bir kitleye hem de canı pahasına savunan bir kitleye güç verecek yegane cümle . iyi ki söylemiş bu cümleyi ve iyi ki bu güne kadar gelebilmiş bu cümle.