(bkz: soğan yahnisi) yapmayı öğrensin.
ay en son bir iki güne evde para ve yemeklik kalmayınca eskiler bunu yapardı. bakınızdaki gib etli değil yalnız.
pişirmeye klasik türk yemeği gibi başlayıp faraza taze fasulye yerine suğan koyuyon işte altı üstü. ama netice sıcak ve sulu bir yemek yemiş oluyor insan.
evlilik teklifini aldıktan sonra kıymaya bile burun kıvırmaya başlayan kızdır. bonfile ister pirzola ister..
ilk söylendiğinde insan acayip gururlanıyor acayip mutlu oluyor. düşünsene sadece iyi günde değil kötü günde de senin yanında olacağını ve argo tabir ile tatava yapmayacağını beyan eden bir hayat arkadaşın olacak. içten içe "lan it gibi çalışırım gerekirse 2 iş yaparım ama ben bu kadını üzmem be" diyorsun. sonra iş evliliğe doğru gidiyor. ama o da ne ? talepler gelmeye başlıyor. "necati annem dedi ki necatiler şu kadar altın bilezik şu kadar altın şey yapsınlar" "babam dedi ki evin tapusu necatinin üstüne miymiş arabası var mıymış" "dayım dedi ki şu kadar maaşı yoksa olmaz bu iş" "teyzem dedi ki geçinemessiniz siz çocuğun malı yok mülkü yok"..
arkadaş herkes rahat bir yaşam hayal eder. kadını da öyle erkeği de öyle. neden ay sonunu getirebilecek miyiz acaba diye düşünsün el kızı ? elbette ki rahat yaşam isteyecek bu onun en doğal hakkı. ama en başından bunu söylesin böyle tutamayacağı, yutacağı büyük laflar etmesin.
kedisi isteyebilir ama ben istemem.maddi sartlarim el vermiyorsa bakin bir kadinla bile gorusmem neden iyi sartlarda bir kadinla rahat bir iliski yasamak isterim.