"hastir ulen sedat peker ailenin tek cocugu ne abisi ne de ablasi var, nerde yigeni oluyon?" seklinde bir karsilik verilmesi sonucu got olunmasi kuvvetle muhtemel sozcuk.
ayrica bu karsiligi veren zat sedat peker'in cok yakini olacagina gore sizi got etmekle kalmayip hacamat da edip yollayacaktir.
toplum içerisinde bir sike kılıf, bir baltaya sap olamamış tek hücreli genç güruhun başı her sıkıştığında başvurduğu tehditkar kurtuluş cümlesidir.
Bu cümleyi kullananlar tek hücreli terliksi hayvanlardır.
Sedat Peker adlı zatın yeğeni olmak kimseye bir ayrıcalık kazandırmaz.
Toplumumuzda hemen hemen herkeste görülen pis bir hastalıktır bu ayrıcalıklı statü sahibi olma hevesi.
Toplum olarak bir bok olamadığımızdan, maruz kaldığımızı düşündüğümüz haksızlıklar karşısında bu hile kodlarını kullanma yolunu seçeriz.
Kimimizin dayısı validir, kiminin amcası müsteşardır, daha cesur olanların bakan akrabası vardır.
Peki eşitlik ve insan haklarının kabul gördüğü bir dünyada kim kime karşı neden üstünlük sağlamaya çalışmaktadır?
Öncelikle sosyal anlamda hiçbir gelişme kaydedememiş olmamız, her işte bürokratik engellere takılıp cahil ve pişkin memurun çükünün keyfine kurban olmamız sebebiyle, toplum içerisinde, işini biran önce halletme isteğinden kaynaklanan bir "adamını bul" maratonu icat edilmiştir. adamını bulursan işin olur, bulamazsan sittin sene beklersin.
Bir diğer hastalık hava atma hastalığıdır. Başlıkta da görüldüğü gibi, başkalarına hava atma, itibar kazanma, başkalarının gözünde değerli olma ve çekinilme güdüsü had safhadadır.
Kişi kişisel becerisiyle, faziletiyle, eğitimiyle, bilgisi ve donanımıyla elde edemediği itibarı, insanları korkutarak elde etmeye çalışır.
istersen okuma yazma bilme, ama sedat peker'in yeğeniysen muhtar bile olursun.
Buradan da anlaşılıyor ki, bizler birbirimizi sevmiyoruz, birbirimize saygı duymuyoruz. Birbirimize hoşgörü ile yaklaşmıyor, en küçük fırsatta birbirimizin başını ezmek istiyoruz.
Bizler hala sosyal bir toplum olamadık. ilkel kabile mantığı ile yaşıyoruz.
Atatürk ilke ve inkılapları bile bize fayda etmedi. islam hiç fayda etmedi.
Zaten bu gidişle yokolmaya da mahkumuz.
O zaman, ortalıkta sadece sedat peker'in yeğenleri kalır, oturup afiyetle birbirlerini yerler.
* reisleri onların herbişeyleri, kıymetlileri olduğundan yalan olmayan sözcük trenidir. birçoğunun hayallerindeki baba, dayı, amca, haladır sedat peker.(hala kim lan? halayı kim söyledi? götünüzden akraba uydurmayın!) güzel adamdır vesselam, haksız sayılmazlar. ama asıl keşke olsun; "sedet peker benim yeğenim"dir.
böylece yaptıkları şiddeti meşrulaştırmaya mı çalışıyolar. kırarım dökerim s.kerim bana kimse bir şey diyemezler havası mı yani bu?
(bkz: ben de harranlıyam) ne olmuş yani.
askerlik yaptığım bölükteki bir elemanın sık sık dile getirdiği cümle idi. şahsen ben tırsmıştım. tabi diğer arkadaşlarda. yoktu o zamanlar böyle sözlük ortamı falan. bilemezdik.
ben bucak aşiretindenim lan paralelinde bir cümle. hemen hemen herkes böyle. memleketin yarısı ya peker'in yiğeni ya da bucak aşiretinden. yarısı da sözlük yazarı olsa. tamam işte. al sana türkiye.
bu ülkenin gerçek patronlarının, gayrimeşru kovalayan at hırsızlarından ibaret olduğunu sanan, sığ beyinlere ait bir söz öbeğidir. tanınmış bir mafya üyesinin referans gösterilebiliyor olmasıysa, ilgili ülkenin içler acısı halinin alametifarikasıdır.