ilişki ilerledikçe eller, kollar, dudaklar sevilmeye başlar. sonra göğüsler yalanır filan. devam eder böyle. daha da ilerledikten sonra doğru vücudun heryeri dillenmiştir artık. anlaşıldığı gibi o kadar da masum değildir. hem sormak gerekir: "ulan .mını götünü kırdığım hem yüreğimi seviyorsun, hem .ötten .ikiyorsun nasıl olcak bu iş"
bir erkek için fukara bir eziklik yakarışı olarak göze gayet doğal görünse de kızın söylemesi kulağa daha bi acıklı gelen cümle. en yakışıklı ve en zengin koca adaylarının dikkatini çekecek-en iyilerine layık sanılan genç kızımız bir gün 10 sene önce sektir çektiği kendine aşık olan birisine yarıgönül** varmak zorunda kalınca söylediği laftır: '' ben yüzünü beğenmiyorum ki onun, kalbi güzel onun kalbi. '' evleneceğin adamla daha siftah atmadan simasına bile en ucuzundan mok atmak ne büyük cesarettir. yatakta da kalbini seversin artık.*
kişinin yüreğinde hissetmesi gereken cümledir. bunu kimseye söylemenin manası olmadığı gibi kişi yaşayış ve davranışlarıyla yansıtabilir. gün gelir her güzellik geçer bunu bilmelidir insan... yüreği sevmelidir ki yürek ne yaşlanır ne de çirkinleşir. (bkz: insan 7 sinde ne ise 77 sinde de odur)
organ bagisi ile kalbini bagislayan ve oldukten sonra mezarindan olu sevici kisilerce calinan cesetin kalbinin yerinde olmadigini goren bir yamyam nekrofilinin; cesetin elini kendi kalbine goturup iclenerek soyledigi soz. ardindan bir damla goz yasi duser, yahninin soganini dograrken.
şimdi yukarda biri demiş ki: sevgiyi ve yakışıklılığı kendi tekellerinde sananların, aslında baktıklarında yürekleri yerine parasızlığın getirdiği kinle ellerinde kalan tek şeylerinin s.kleri olduğunu farkeden bünyelerin asla anlayamayacğı cümle.
aşağıda biri demiş ki: ezik büzük tipler kızlardan ilgi beklerler ama maalesef bulmaları çok zordur ve bulamadıklarında da otuzbire devam etmek zorunda kalırlar.
biri sevgi diyor, biri ben senin gibi otuzbir çekmem diyor. ne enteresan.