ben nasıl solcu oldum

entry3 galeri0
    3.
  1. aynı dönemleri yaşadığım yoldaş yazar anısı. Alevi bir ailenin bireyi olarak 80'lerde doğdum. Belki hiç bir kurşunun saçmasına denk gelmedim ancak Gazi Mahallesinde taranan Alevi kıraathanesini gözlerimle gördüm. Solculuk denince herkese Alevi ya da Kürt diyerek konuya giriyor. Biraz okumakla aslında her şey değişiyor. Solcular halkçıdır, ezilenlerdendir. orta çağda yapılmış olan bölünmede halk tarafını seçen toplumun genel adıdır. Ülkemiz de ise yıl 2013 olmuş hala dinsizlikle tarif ediliyor.
    1 ...
  2. 2.
  3. sanki matah bişey olmuş gibi anlatılan fasafiso hikaye.
    2 ...
  4. 1.
  5. 80 'li yıllar...

    hani şu insanların sokakta öldürüldüğü, hapislere atıldığı, kitapların toplatıldığı, ekmek kuyruklarının olduğu,'' umudun'' vita kutularına dikilmiş sardunyalardan ibaret olduğu yıllar.

    annem-babam tekel işçisi, kendi halinde bir aileyiz. annem alevi, babam sünni. annem ilkokul mezunu ve che'yi pop yıldızı sanıyor. bu kadar uzak bu mevzulara. fakat nüfus cüzdanında ''arguvan'' ibaresi taşıyor. bu yeterli o dönemlerde. üç tane dayım var, üçü de üniversite'de okuyan olaylara pek karışmayan, ekonomik zorluklar içerisinde okullarını bitirmeye çalışan, aynı evi yokluk yüzünden paylaşmak zorunda kaldığımız insanlar. bunlar ajitasyon değil. o dönemin yüzlerce insanının yaşadığı gerçekleri.

    o günlerden bana kalan tek hatıra, annemin elini tutup gezmeye giderken bindiğimiz gebze-haydarpaşa trenine sıkılan kurşunlardan seken bir saçmanın yüzümde bıraktığı iz.

    kimin niye gözaltına alındığı, neden öldürüldüğünün bilinmediği bu karanlık dönemde az önce bahsettiğim hiçbir eyleme katılmadıklarına emin olduğum üç dayımı da gözaltına aldılar. sebep evde bulunan anarşik * kitaplardı. işin komik tarafı annemi de sendikaya üye olmak gibi çok fena(!) bir eylemden defalarca içeri alıp serbest bıraktılar. dayılarımdan biri o dönemin neredeyse moda hastalığı verem olarak çıktı hapishaneden. annem de üzüntüden aynı hastalığı yaşadı. (babamla hiç uğraşılmadı nedense ) nice aile, nice genç çok acı çekti o dönemlerde. bense bir çocuğun gözüyle o günün türkiye'sini seyrettim. öyle anlamadan, sessizce...

    sonra aynı yaftalamaların, aynı eziyetlerin, karşı duranların başına gelenlerin hiç değişmediği bir ülkede büyüdüm. genç oldum, çalışan oldum ...ve düzenin adaletsizliğini, eşitsizliğini birebir yaşarak öğrendim.

    bu yüzden değişmeyen, hatta ve hatta gitgide tüm uygulamaları faşizme kayan bu ülkede, hala bir yanım hep ezilenden yana...ve bu hiç değişmeyecek.
    19 ...
© 2025 uludağ sözlük