hendek savaşında yahudilerin anlaşmayı bozarak mekkelilerin safına geçmesi nedeniyle kaleleri feth edildiğinde aldıkları cezadır ve kendi Seçtikleri hakem tarafından kendi kurallarına göre cezalandırıldılar, kendi istekleri buydu.
buluğ çağına girmiş erkekleri halka açık alanda katledilirken, çocuk ve kadınları ise köleleştirilmiştir, biri hariç.
--- spoiler ---
âişe (r.anha) den demiştir ki; kureyza oğullarının, bir tek kadınından başka hiçbir kadın öldürülmedi. rasûlullah (s.a.) (kureyza oğullarının) erkeklerini kılıçla öldürürken bu kadın benim yanımda, sarsıla sarsıla gülüyor ve (kendi kendine) söyleniyordu. derken sahibini göremediğim bir ses;
"falanca kadın nerededir? diye, kadının ismiyle çağırdı." kadın da;
"benim!" diye cevap verdi.
(hz. âişe diyorki); ben (o kadına) "bu hâlin ne?" dedim.
"ben bir iş yaptım (da ondan dolayı aranıyorum)" dedi ve he-men götürülüp boynu vuruldu. ben o kadına olan şaşkınlığımı hala unutamıyorum. çünkü öldürüleceğini bildiği halde sırtı ve karnıyla (sağa sola döne döne) gülüyordu.
--- spoiler ---
ahmed b. hanbel, vı, 277.
sünen-i ebu davud terceme ve şerhi, şamil yayınevi: 10/222-223.
tarihçi vakıdi'nin aktarımına göre aslen ben-i nadir kabilesine mensup bu kadının ismi nübâte'dir. idam edilme sebebi ise kuşatma sırasında hallâd b. süveyd isimli sahabenin üstüne attığı değirmen taşı ile ölümüne sebep olmasıdır. hattabi'nin iddiasına göre ise bu kadının suçu peygambere sövmektir.
böylece sa'd bin muaz'ın karar verdiği yahudi hukukuna göre kadın ve çocuklara dokunulmama hususu kesin olarak çiğnenmiş oluyordu. başka bir hukukun kuralına göre idam ediliyordu.
Muhammed (s.a.v)'ın hainlik yapan karga burunlu yahudileri imha etmesi olayıdır. Hatta öyle ki eli kılıç tutan ( sakalı yeni yeni çıkan çocuklar dahil) 600-900 arası erkek kılıçtan geçirilmiş, kadınlar (cariye) ve çocuklar (köle olarak) esir alınmıştır.
benu kureyza katliam olarak anlatılır ama tuhaf olan anlatımın öldürelenlerin birebir sayısı katliamın betimlemeleri dahil romalıların bar kohba isyanını bastırdığı tarihçi yahudi josephusun yazdığı kayıtlarla noktasına virgülüne aynıdır. peygambere iftira atmak isteyen yada kendi ırkçı emevi anlayışını peygambere yamamak isteyenlerin saptırdığı çok açıkça bellidir.
insanlığa karşı işlenmiş sayısız suçtan birisidir.
teslim olanların erkeklerini "eteğinde kıl çıkmış mı?" kriterine göre muayene ettikten sonra kılı olanları toplu halde katletmek!
bu katliama karşı üç gerekçe ileri sürülüyor:
1- ihanet etmişlerdi: evet, yahudilerin ağababalarının medine'yi kuşatmaya gelen müşriklerle görüştükleri yönünde anlatımlar var ama sonra işbirliği yapmaktan vazgeçiyorlar. "bunlar müşriklerin yanında savaştı" diyen tek bir rivayet yok.
üstelik anlaşmışlarsa her toplumda olduğu gibi ağababaları anlaşmış, eteğinde kılı yeni çıkmış çocukları neden öldürüyorsun? onların söz hakkı var mıydı?
2- yahudi şeriatına göre katledildiler: ilgili rivayetlerde böyle bir şey yok. sonradan yapılan bir gerekçelendirme. hem o zaman tevrat'ın muharref olduğu iddiası güme gitmiş olmuyor mu?
3- o zamanın şartları: eğer cengiz han'dan, hülagu'dan, timurlenk'ten bahsediyor olsaydık geçerli bir tez olabilirdi ki onların yaptıkları kendi zamanlarında bile tepki çekti.
sonra? ışid neden böyle yapıyor? sen bu rivayetleri reddetmek yerine yapıldığı iddia edilenleri uyduruk bahanelerle haklı çıkarırsan neden soruyorsun ki?
korkunç bir katliama kurban gitmiş yahudi kabilesidir. tutsak edilip mallarına el konduktan sonra sayıları 800 kadar olan yetişkin erkeklerin kafaları teker teker kesilip katledilmiş, kadınların bir kısmı cariye olarak erkeklere dağıtılmış, bir kısmı satılmak üzere köle pazarlarına gönderilmiş, savaş ganimeti olarak da hz. muhammed'e reyhane adlı bir genç kız düşmüştür.
peygamber olduğunu bildikleri hâlde, "neden bizim soyumuzdan değil" gibi ultra cahil, faşist bir düşünceyle düşmanlık ettikleri ve hendek savaşı telaşını fırsat bilip sinsice arkadan vurdukları 'en şerefli insan'ın, kendilerini hak ettikleri şekilde cezalandırdığı gayet normal olay.
"ölüm" gayet normalmiş. bu durumda anlaşmamız olan bir devlet anlaşmayı bozsa, onlarla savaşa tutuşsak, yensek, erkeklerinin öldürülmesi, kadın ve çocuklarının köle yapılması "gayet normal" olmuş olmuyor mu?
bezdim bunların kıvırmalarından. ha gayret, pes etmek üzereyim. yahu işte bir önceki paragrafım ortada. delikanlı gibi çıkın "islam'a göre savaş esirlerinin öldürülmesi, kadın ve çocuklarının köle yapılması gayet normaldir" deyin, tartışma bitsin. aslında zaten onu diyorsunuz ama bir utangaçlık bir çekingenlik ki sorma gitsin...
bu arada "işin aslı şöyledir" diyenlerin gösterdiği kaynaklar da bizim söylediklerimizden farklı bir şey söylemiyor. işin aslı tartışma konusu değil. tartışma konusu olan, yapılanın haklı ve tekrarlanması bugün de uygun olan bir eylem olup olmadığıdır.
savaş esirlerinin öldürülmesinden de ziyade bozgunculuk çıkaran bir halka çok ağır yaptırımlar içeren bir durumu anlatan ayetler silsilesidir.
yapılan andlaşmalara uymayan ve islam ordusunu arkadan vuran ben-i kureyza kabilesine olması gereken yapılmış ve savaşacak durumda olan erkekleri öldürülüp, olaylarda suçu olamayacak yaşlı, kadın ve çocuk kısmı ise devletin himayesi altına alınmıştır. hatta bir kısım ben-i kureyza kadınlarının müslüman erlerle nikahlandırıldığı da kaynaklarda geçmektedir.
aslında söz konusu ayetler modern zamanda da oldukça işe yarayabilir. sözüm ona katıksız müslüman(!) olduğunu iddia eden hükümet bozgunculuk yapan pkkcıları şımartadursun gerçek islam'a kalsa sorun çıkartanlarının hepsinin topyekün itlaf edilip, masumluk karinesine inanılanlarının ise devlet himayesine alınması gerekir.
türkiye için modern zamanın ben-i kureyza kabilesi güneydoğuda sorun çıkartan pkkcı aşiretlerdir. islam'ın emirleri çok açık. hadi bakalım uygula şimdi hükümet! hani işinize gelince din böyle emretti diyorsunuz ya, alın işte size dinin bozguncular hakkındaki hükümleri. size de uygulamak düşer.