hasan mezarcı aynen şu şekilde anlatmaktadır:
bir laz varmış. laz hep diyormuş ki çevresine; ben bak hastayım, ben hastayım, ben hastayım diyormuş. kimse dinlemiyormuş kendisini. ben hastayım, bana bakın, ben öleceğim filan... eğer demiş ölürsem mezar taşıma böyle yazın demiş ve mezar taşına yazmışlar; ben hastayım dedim dedim bana inanmadınız, bak ne oldu şimdi?
bir fıkra son-sözünden çok akıllara kazınmış bilindik şakalı mezar taşı sözüdür aslında. yani hasan mezarcı versiyonunda baştaki "hasta bir adam varmış, sürekli hastayım diyormuş"lu hikaye biraz gereksiz.
ülkemizde gerçekleşmesi muhtemel bazı olayların bas bas bağırılarak anlatılmasına rağmen kimsenin iplememesi durumudur. hasan mezarcı genelde sohbetlerini böyle örneklerle tamamlamayı sevdiğinden renk katmak amaçlı bir fıkrayla sonlandırmış. sohbetin sonu olduğundan cemaat biraz uyuyakalmış sanırım.
olayın faili hasan mezarcı'dır. bi aralar ben mesihim diye ortaya çıkmış, reha muhtar'ın sunduğu haber bülteninde asası büyük dalga mevzusu olmuş kişidir.
Aslında fıkra çok komik. Ama gülmeyenler şakirt olunca... Zaten laf fıkrasında mizah olmaması mümkün mü? Bide adam niye rezil olmadı. Hala sırıtıyor mal.