insan uydurması olduğu buradan belli olan söz. istek bir şeye ihtiyaç duymakla olur. oysa tanrının bir şeye ihtiyacı olamaz çünkü sonsuz şeye sahip biri olması lazım. hiçbir şeye ihtiyacı olmaması lazım ki bizden ayrı bir şey olsun o.
ha bunu kıvırtmak için senin ona ihtiyacın vardı diyenler çıkıyor bazen onları dikkate bile almıyorum.
varlık var olmadan önce bir tanrı tarafından var edilmeye nasıl ihtiyaç duyabilir?
bunlar saçma şeyler.
Üşenmeyip içerisindeki tüm entryleri okumuş olduğum başlık.
Yukarlarda eleştirmek istediğim ciddi bir kaç şey var. Neymiş efendim türkçeye çevirince böyle olurmuş. istemek değil de muradetmek olsa yine bi nebze imiş ama yetmezmiş. Bi kere o iki kelime de temelde aynı anlamı taşır sadece ufak farklılıkları var. Sonuçta anlatılmak istenen şey belli. Nesini anlamıyorsunuz? Kurana sığdırılamayan bir çok düşünce bu şekilde aktarılmaya çalışıldı. Bi de bunun "sen olmasaydın alemleri yaratmazdım" modeli var yeri gelmişken ona da değineyim. Şimdi mesela ben sevgilime sen olmasaydın bu kadar mutlu olamazdım derim çünkü hayatıma girmemiş olabilirdi. Ama ben kendime bi sevgili yaratabilcek güçteysem ve onu yaratmışsam "sen olmasaydın bla bla" demem. Çünkü onu olduran benim. Sanki muhammedin yaratılıp yaratılmaması onun elinde değilmiş gibi bi cümle bu.
Tanrıya ait olduğu söylenen söz öbeğidir.
insanın yaratılışının bir sebebi de Allah’ın isimlerine ayna olmaktır. Hatta şu koca âlemde ve meleklerde tecelli etmeyen isimler, şu küçücük insanda tecelli ederler.
Mesela insan günah işler ve af diler. Allah da onu affeder. işte Allah’ın affetmesiyle insanda; Gafur, Afuv, Tevvab, Gufran gibi isimler tecelli etmektedir ki, bu isimler sadece insanda görülebilir. Bu isimler dağlarda, denizlerde, güneşlerde, meleklerde tecelli etmez. Çünkü onlar günah işlemez.
baştan sona hiç entrika, acı, süpriz olmayan herkesin mutlu olduğu ve birbirine gülücük attığı bir film izlediniz mi? ya da var mıdır böyle bir film. bence yoktur. olsa da kimse izlemez. Bu hayatta her şey zıddı ile bilinir. Karanlık olmasaydı ışığın farkına varmazdık. Ölüm olmasaydı hayatın değerini anlamazdık. Adaletsizlik olmasaydı hak ve hukukun kıymetini bilmezdik.
Bebeği aşıya götürdüğünüzde ağlar. Ama o aşı olurken siz onun ağlamasına bakıp gülersiniz. çünkü aşı onu gelecekteki büyük hastalıklardan koruyacaktır. Sabahları kalkıp koşmak spor yapmak zordur. ama bir kısmımız yapar. çünkü bilir ki o an çektiği acı daha uzun ve sağlıklı bir hayat yaşamasına neden olacaktır. Her acı kötü değildir. hatta acılar bizi olgunlaştırır, güçlendirir.
survivor isimli program var, katılmak için insanlar yıllarca uğraşıyor. ne var peki bu programda? açlık, yorgunluk, uykusuzluk. bu insanlar deli mi peki? neden böyle birşey yapıyorlar? Çünkü sonunda tatlı bir ödül almayı ümit ediyorlar ki o bile garanti değil. belki eli boş dönecek açlıkları, yorgunlukları yanına kar kalacak.
işte ahiret inancı olmasaydı belki bu serzenişler bir nebze anlaşılabilirdi. Ama inancımıza göre öldükten sonra da bir hayat var. ve herkes iman etmiş olmak kaydı ile buradaki eziyetlerinin karşılığını alacak. hayvanlar da alacak ya da alıyordur.
Kur'an-ı kerim de her surenin başında besmele-i şerif de 114 kez ve ayrı olarak 57 kez geçen Rahman ( şefkat ve merhamet eden, acıyan ) ve 114 kez geçen Rahim ( kullarına karşı bağışlayıcı olan ve merhamet eden ) olarak kendisini tanıtan Allah ü teala dan daha merhametli olduğumuzu mu iddia ediyoruz? ( Bu arada rahmân dünya hayatında herkesi, rahîm ise âhirette sadece müminleri kapsayan ilâhî rahmeti ifade eder. )
Bu çok uzun bir konu. Keşke ekşi şeyler gibi uludağ sözlükte de makale uzunluğunda yazı yazabilecek bir platform olsa. Sorular kısadır, ama cevaplar sayfalarca olabilir.